Anasının başörtüsüne düşman olan asker, ne için savaşacak?
Hani şu Fransız askeri...
Katmerli kâfir...
Ülkeyi işgal ettiği yetmemiş gibi, bir de kalkmış Kahramanmaraş kadınının örtüsüne saldırınca kıyametler kopmuştu.
Kıyametler her zaman kopar...
Sabır meselesi.
Müslüman halkımız kaynama noktasına kadar giderken, önündeki engellerin başında askerine olan saygı ve sevgisi gelir. Halkımız askerini sever, devletine karşı asla itirazda bulunmaz.
Tarihi gelişimimiz böyledir...
Kültürümüz böyledir.
Böyledir de birileri ille de bardağı taşırmak istiyor.
Durmadan hem kaşıyor, hem de kaşınıyor...
Şu çürükler...
Her kurumda bunların hormonlusu bulunur.
Kafasızı da bulunur...
Şimdi de ordumuzun içerisinden bazıları çıkıp başörtüsü konusunda ahkâm kesince, ülke halkı rahatsızlık duymaya başladı. Örtülü olan halkın % 80’i rahatsız...
Örtünmeyenler de bu tip çıkma fetvalardan rahatsız.
Her taraf karıştı.
Karıştırırsan karışır.
Askerin kalkıp Kur’anî konularda ahkâm kesmesi neyin nesi?
Haydi diyelim sen çağdaşlık safsatası adına eşini-çocuklarını açmışsın, saçmışsın...
Veya İslâmiyet’in örtünme ile alakalı emirlerine inanmıyorsun. O zaman başkalarına karışma.
Nedir, ikide bir çıkıp örtü hakkında fetva veriyorsunuz?
Tavır alıyorsunuz...
İlle de fetva verilecekse, çok yerler var.
Hani şu vatan hizmetini para karşılığı çürük raporlarla satanlar?
Darbeciler, demokratik düzen düşmanları...
Ergenekon düşükleri...
Faili meçhul cinayetler...
Mustafa Kemal’i istismara gelince mangalda kül bırakmazsınız, ama bu Diyanet’i ben kurmadım, Mustafa Kemal kurdu.
En azından Mustafa Kemal’e saygınız varsa, onun hatırına din ve Diyanet’in işine karışmayın.
Müsaade edin de Kur’an’ın hükümleri hakkındaki fetvaları bilenler versin, siz önünüzdeki işlere bakın. O işler ülke için fetvadan daha da önemlidir.
Ülkeyi karıştırmaya, insanların inançlarıyla oynamaya hakkınız var mı?
Herkes biliyor ki; bu örtü meselesi hassas bir konu, dokununca ortalık birbirine giriyor.
Sen askersin kardeşim, yerinde dur ve de ülkeyi karıştırma.
Örtünmeyene serbesti tanıdığın gibi örtünene de dikkat et...
Saygılı ol...
Bu millet bir örtüye İstiklal harbini başlattı.
Bayrak neyse, örtü de odur. O inerse, örtü de iner...
Anamın, ninemin örtüsü: Takmayanlara bile tarihi hatıradır, emanettir.
Bu ülke Tanzimat’tan beri çok şeylerini kaybetti, hiç olmazsa anamın hatırası olan örtüye ikide bir saldırmayın, durun yerinizde.
Müslümanların rehberi olan yüce Kur’an:
“Ey Peygamber, Mü’min hanımlara da söyle başlarını omuzlarına kadar örtsünler” ayetini ferman ederken sen kim oluyorsun ki; bu ayete karşı ahkâm kesiyorsun?
Haddini bil!..
İşte ülkenin en yerleşik sendikası olan Sağlık-İş Sendikası Genel Başkanı Sayın Mustafa Başoğlu ilgilileri uyarıyor:
“Genelkurmay Başkanlığı'nın görevleri bellidir, bu görevler arasında kimin nasıl örtüneceğine dair fetvalar vermek yoktur. TSK'nın karışmaması gereken bir konu varsa, o da başörtüsüdür. Çünkü dinî konularda fetva vermek, görüş bildirmek, kanunla Diyanet İşleri Başkanlığı'na verilmiştir. Askerin başörtüsü yasağını desteklemesi bir yetki aşımıdır ve kanunsuz bir tavırdır. Her şeyden önce asker kanunlara uymak zorundadır. Dün yayınlanan hizmete özel kitapçıkta açıkça anlaşılmaktadır ki; asker başörtüsüne karşı bir tavır içindedir. Türk askerinin böyle bir görevi yoktur.”
Aynen öyledir.
Ben de yılların hukukçusu olarak söylüyorum, aklına gelen bu milletin inancı ile oynamaya kalkışırsa, bir gün ola ki millet de onların onuru ile oynar.
Nasıl oynar?
Adam yerine koymaz, selam vermez, semtine uğramaz.
Doğru mu olur, yanlış mı olur, bunun hesabını ülkeyi karıştıranlar versinler...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.