Cüneyt Arvasi

Cüneyt Arvasi

Sıfır problem...

Sıfır problem...

Kuşkusuz meselenin bütünü Türkiye ve Ermenistan arasındaki yakınlaşmadan ibaret değil...
İmzalanan protokol, büyük bir resmin sadece küçük bir parçasından ibaret...
Son kırk yılda dünya çok değişti... Önce fikirler, sonra da siyasi bloklar yıkıldı... Sanayide ve iletişim sektörlerinde devrimler yapıldı... Arada büyük ekonomik krizler yaşandı...
Sosyalizm ambalajı ile kapitalizm evrimini tamamlayan Çin, yüz milyonlarca işçisini köle gibi çalıştırarak devasa bir ekonomiye sahip oldu...
Müşterek menfaatler geliştiren ABD, Avrupa Birliği ve Rusya bloğu, yeni enerji ve ticaret yolları haritası oluşturmaya başladı...
Tabloya şöyle bir baktığınızda, gelecek elli yılın enerji haritalarının çizildiğini, Avrupa’dan Sibirya ve Çin’e uzanan daha güvenli ve daha ucuz alternatif ticaret yollarının açılmakta olduğunu görebilirsiniz...
Bu haritaya göre Türkiye ve Ermenistan, büyük çıkarlar üreten yolların üzerinde duran kavgalı taraflardan ibaretti...
Türkiye, yeni dönemin en mühim enerji ve ticaret köprülerinden birisi olacağından mecburen çözüme de ortak olmak zorundaydı...
Bu bakımdan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu imzasıyla Türk dış politikasında başlatılan “sıfır problem” siyaseti, cumhuriyet tarihinde daha önce yaşanmamış radikal değişimleri de ihtiva ediyor...
Türkiye ve Ermenistan arasında çok derin tarihi ve siyasi sorunlar mevcut... Kör düğüme dönmüş bu meseleler ancak ekonomik gerekçelerle çözüme götürülebilirdi...
Ermenistan’ı son yıllarda yoksulluk ve sosyal istikrarsızlık sebebiyle on milyon kişi terk etti...
Yaşanan büyük depremler, Karabağ işgali yüzünden Türkiye ve Azerbaycan’ın uyguladığı ambargolar ve ülkedeki büyük yolsuzluklar ekonomisini tükenme noktasına getirdi...
Ancak dışarıdaki Ermenilerin yardımları ile ayakta durabiliyorlar...
Türkiye’de bile kaçak çalışan 150 bin Ermeni var... Bu duruma uzun zamandan beri göz yumuluyordu...
Ermenistan ile Türkiye arasında dolaylı yollardan oluşan ticaret hacmi yıllık 140 milyon doları buluyor...
Ermenistan’da marketlerin raflarında duran birçok ürün Türkiye’den gidiyor...
Eğer ilişkiler düzelirse; Türkiye limanları ve demir yolu ağları transit kullanıma açılacak ve bölgeden Kafkaslar, Orta Asya ve Çin’e kadar taşımacılık fiyatları ortalama yüzde 35 oranında ucuzlayacak...
1993 yılında açık olan Kars - Gümrü, Bakü demiryolu üzerinden yılda 7 milyon ton civarında işlenmiş gıda maddesi, tekstil, kömür ve canlı hayvan taşınıyordu, bugün aynı hattın ticari potansiyeli yılda 15 milyon ton olarak hesaplanıyor...
En hızlı ekonomik gelişme ise turizm alanında bekleniyor... Van’da Ahtamar Adası, Kars’ta Ani harabeleri, ABD, Fransa, Kanada, Lübnan gibi ülkelerde yaşayan 7 milyon Ermeni’nin en fazla ziyaret etmek istediği yerler arasında bulunuyor...
Turizmle başlayacak süreçle birlikte, doğu vilayetlerinde önemli miktarda gayrimenkul Ermeniler tarafından satın alınacak ve yüz binlercesi tekrar Anadolu’ya yerleşecek...
Bu sayı muhtemelen Türkiye’nin batı kıyılarına yerleşen İngiliz ve Almanlardan daha az olmayacak...
Türk firmaları yarı mamul ürünlerini Ermenistan’a gönderecek, burada işlenecek mallar ticaret anlaşmaları gereği Rusya ve ABD’ye gümrüksüz olarak ihraç edilebilecek...
Anlaşılan şu ki orta vadede aradaki sorunların çözümünü hızlandırmak için tüccarlara, iş adamlarına çeşitli kolaylıklar ve fazladan teşvikler sağlanacak...
Milliyetçi kanadın yoğun tepkisine yol açan bu yakınlaşma, bir bakıma İttihat ve Terakki siyasetinde geri vites anlamına da geliyor...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Cüneyt Arvasi Arşivi