Okumak İslam’ın ilk emri olup aynı zamanda ilk ibadetidir. Çünkü vahyin ilk emri okumaktır.

O halde, Kur’an okumak Müslümanlar için başta gelen bir görevdir.

Kur’an, insanın beynini harekete geçirir, kafasının sürekli çalışmasını sağlar; onu dinamik hale getirir, eğitir ve öğretir.

Okumak, beyin denen harika aletin harekete geçmesini ve esas foksiyonunu icra etmesini sağlar.

Okumak zihni parlatır, beynin paslarını siler.

Okumak, yaratılış hikmetini kavratır.

Ancak, okumaktan söz edebilmenin dört şartı olduğunu düşünüyoruz:

1─Metni okumak,

2─ Metni anlamak,

3─ Metnin mânasını düşünmek,

4─Gereği ile amel etmek.

Eğer bir okumada bu şartlar bulunmuyorsa, okumaktan söz edilemez, belki okumanın sadece şekil şartları yerine getirilmiş olur. Yahut metnin sözlerinin ifade edilmesinden söz edilebilir.

Herkes her okuduğu ile amel etmez, edemez. Zira okuduğu ile amel etmenin de şartı vardır. O da okumaya başlarken okuduğunun gereği ile amel etmeye niyet etmektir.

Yapılan işlerde niyet çok önemlidir. Ameller niyetlere bağlıdır. Kişi neye niyet ederse ona göre başarı elde eder.

Müslüman’ın gerçek kimliğini elde edebilmesi için, benliğinden sıyrılarak yeni bir kimlik kazanması gerekir.

Okumak, bu kimliği kazanmaya vesile olmalıdır. Kişi her okuduğu kitaptan istifade ettiği ölçüde değişime uğramalıdır.

Okumadan önceki insan ile okuduktan sonraki insan aynı olmamalı, mutlaka yeni kazanımlar elde edildiği hissedilmelidir. Çünkü okumak zenginliktir, okumak kazanmaktır, okumak hayattır, okumak dirilmektir.