Hayatlarına haram hakim olanlar
Hz. Ebu Bekir (RA):
"Haramla beslenen vücuda ancak cehennem ateşi yaraşır" buyurmuştur.
Allah (CC) Kur'ân-ı Kerîm'de:
"Haramlar ateştir yakar. Sakın onlara yaklaşmayın..." buyuruyor. Buna rağmen insanların çok önemli bir bölümü aksine o ateşin üstüne üstüne gidiyorlar. Yanma, helâk pahasına da olsa...
Kafirlerin haram kazançlarla dünyevî zenginlikler edinip refahlarının yükselmesine gıbta eden sözüm ona Müslümanlar büyük bir yanılgı içindeler. Çünkü bu hâl kâfirlere mahsus bir istidraçtır. Müslümanlar buna aldanmasınlar...
Her Müslüman, haramdan şiddetle kaçınmalıdır.
"Devleti hortumlayanlar ve milleti soyanlar servetlerine servet katıyorlar. Kimse bunlara dokunamıyor. Bu memlekette yaptığı yapanın yanına kâr kalıyor" diyenler var.
Olur mu öyle şey? Haramdan kâr olmaz. Haram zarardır. Haram mal ve servet edinenler titresinler. Çoğaldıkça azabı/cezası, rüsvaylığı, uğursuzluğu artar haramların... Haram ile iştigal edenler belâdan ve musibetten kurtulmazlar. Acı ve ızdırapları hiçbir zaman tükenmez.
Bizim çocukluk dönemlerimizde haram-helâl sözleri çok kullanılır, kazançların helâl yoldan olmasına özen gösterilirdi. Şimdi lâiklik ön plâna çıkarıldıkça kazanç olsun da ne olursa olsun zihniyeti bilhassa belli kesimlere tam hâkim oldu. Hatta harama haram/günah demek lâikliğe göre suç sayılır oldu.
Haram ile iştigal etmek şeytana yardakçılık etmektir.
Haram sadece irtikap edenleri değil bütün topluma, millete, devlete belâ üzerine belâ getirir. Ülkede bereket kalmaz. Haramlar sebebiyle özellikle hastalık, zelzele, su baskını veya susuzluk, yangın, haşere istilâsı, terbiyesizlik, ahlâksızlık gibi afetlerin ardı arkası gelmez.
"Küplüce'deki Köşk" adlı kitabında Semiha Ayverdi haramlar ve akıbetleri konusunda önemli noktalara temas etmiştir. Orada der ki: "Gayr-i meşru yollardan temin edilmiş bir refah, vatanın ve cemiyetin olduğu gibi, onu toplayan bedbaht zenginin de yüzünü güldürmeyecektir. Zehr-i katil/öldürücü zehir gibi, onu toplayan kimseleri de bir gün en beklenmediği yerinden zehirleyeceğine hiç şüphe edilmez."
Her Müslümanın kendisinin ve ailesinin ihtiyaçlarını karşılamak için Allah ve Resulü'nün (Kur'ân ve Sünnetin) meşru kıldığı yollardan mal kazanmaya gayret etmesi; haramlardan ve harama götürecek yollardan kaçınması gerekir. Müslümanlara İslâm'ın haram kıldığı kazanç yolları, dünyada zulüm, sömürü, acı, ızdırap ve perişanlık yollarına; öbür âlemde/ahirette de azaba ve ızdıraba götürür. Bu nedenle bizim dinimiz ve bütün ilâhî dinler temelde gayr-i meşru yollardan menfaatlenmeyi yasak kılmıştır.
Haksız elde edilen herşey karınlara doldurulan bir ateştir. (Nisa sûresi, âyet: 10) Bu ateş dünyada hastalık, acı ve ızdırap şeklinde tecelli eder. Ahirette de ateş/alev yumağına dönüşmüş olur. Aklını imanlarının emrine verenler bunu anlamak yeteneğini kazanmış olanlardır...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.