Zor zenaat
Anne, baba olmak gerçekten de çok zor zenaat...
Bugün anne-babalığa ilişkin bir şeyler söylemeye çalışacağım. Söyleyeceklerim öyle harcıalem şeyler değil: Her biri uzmanlarla tartışıldıktan ve hayat içinde test edildikten sonra oluşturulmuş.
“Doğru çocuk” yetiştirmek isteyen her anne baba, öncelikle kendilerine şu soruyu sormalıdırlar:
“Ben çocuklarımı yetiştirmek istediğim gibi biri miyim?”
Değilseniz, bugünden tezi yok, onları oldurmak istediğiniz gibi olun; en önemli şart bu.
Diğerleri mi?..
• Sabahları birbirinize ve tabiî çocuklarınıza surat asmayın, gülümseyin ve selam verin, yani bir anlamda “hayırlı sabahlar” dileyin. Hattâ, biraz abartılı gözükse de, özellikle hafta sonları sabahlarında anne-babanızı, eşinizi ve çocuklarınızı öpebilirsiniz.
• Yaratılmışlar arasında yalnızca insan oğlunun gülümseyebildiğini, bunun büyük bir meziyet ve mazhariyet olduğunu hep aklınızda tutun. Bilin ki, gülümseme, nezle gibi, esneme gibi bulaşıcıdır. Karşınızda tebessüm eden birini görürseniz tebessüm etmeye başlarsınız. Size biri gülümsediğinde siz de birine gülümsersiniz. Böylece zincir uzar gider. Siz siz olun tebessümü dudaklarınızdan eksik etmeyin, hatta tebessümün en küçük ışığını bile fark etmeye çalışın.
• Akşamları ise çocuklarınızın önünde, bir birinize güzel sözler söyleyin. Birbirinize iltifât edin. Yatarken de birbirinize "iyi geceler" dilemeyi unutmayın.
• Hem birbirinizin, hem de çocuklarınızın küçücük başarılarını ödüllendirin. Hatalarını abartmadan, dramatize etmeden hatırlatın. Gerekiyorsa, yaşlarına uygun cezacıklar verin. Hatta bazen kendi cezasını tayin etmesini isteyin.
• Çocuklarınıza sık sık hikâye-masal anlatın. Zaman zaman da çocukluk, gençlik, evlilik anılarınızı hikâyeleştirerek, meraklarını uyandıracak biçimde çocuklarınıza aktarın. Onlarla birlikte masallardan ve olaylardan ibret dersleri çıkarmaya çalışın. Bunu bir oyuna dönüştürün. (Kıssadan en fazla hisse, masaldan en güzel ders kim çıkarırsa yüksek puan alır gibisinden)
• Çocuklarınızın birer anı defterleri olsun. Her gün yaşadıklarından yazmak istediklerini yazsınlar. Böylece hem duyguları gelişecek, hem de duygularını ifade etmeyi öğrenecekler.
• Çocuğunuzun odasına bir pano asıp buraya zaman zaman küçük övgü notları, küçük eleştiriler iliştirin. Aynı panoya çocuğunuzun en iyi yazdığı ev ödevini, ya da iyi not aldığı yazılı kağıdını da asabilirsiniz. Çocuk başarının tadına varacaktır. Buna karşılık kendi başucunuza da bir pano koyun ve çocuklarınızdan sizi değerlendirmelerini isteyin. (Çocuklarınız özgür düşünceli yetişir)
• Anne-baba olarak birbirinizi sevin ve sevginizi abartmadan dışa vurun. Bir babanın evladına verebileceği en iyi armağan, annesini gerçekten sevmektir. Tabiî bir anne için de bu geçerlidir.
• Haftada (olamazsa ayda) bir günü “aile günü” ilân edin. O gün aileyi bir araya toplayın. Televizyonu tümüyle kapatın. Bir birinizle konuşun. Osmanlı ailesini yücelten “sohbet” geleneğinin tadına varın.
• Bir birinizle yakınlaşmak için birlikte geçireceğiniz vakti arttırmanız gerekiyor: Alışverişlere, yürüyüşlere çıkın, evde bir ağızdan şarkılar, ilâhiler söyleyin. Böylece aile hayatını tekdüzelikten çıkarıp olabildiğince eğlenceli bir serüvene dönüştürebilirsiniz.
• Ev değiştirme, evi boyatma, yeni bir şey satın alma, yeni bir kardeş düşünme gibi, aile ile doğrudan ilgili konularda çocuklarınızın da fikrini sorun. Ailede olup bitenlere ilgisiz kalmalarına kesinlikle göz yummayın.
• Çocuk yatağını topladığında, odasını süpürdüğünde, gömleğini ütülediğinde teşekkür edin. Yaptığı işi biraz eksik ve noksan da yapsa, kusurunu abartarak yüzüne vurmayın. "Yatağını topladığın için teşekkür ederim, yükümü hafiflettin, ama işi şöyle yapsaydın yüküm daha da hafiflemiş olurdu" şeklinde konuşun.
• Okul döneminde beslenme çantasına koyduğunuz yiyecek ve içeceklerin üzerine birkaç iltifât ile birkaç sevgi sözcüğü iliştirin.
• Sık sık anlattığınız bir hikâyeyi, yahut masalı, bazen değiştirerek anlatın. Ondan da çok iyi bildiği bir masalı, ya da hikâyeyi, aynı şekilde, biraz değiştirerek anlatmasını isteyin. Şarkılara da aynı şeyi yapabilirseniz çocuğunuzun hayal gücü gelişir.
• Çocuklarınızla birlikte pastalı-meşrubatlı Kur’an-kitap okuma, ya da müzik-ilâhî dinleme seansları yapın. Onlar okusun siz dinleyin. Bazen siz okuyun, çocuklarınız dinlesin. Okuduklarınızı birlikte yorumlayın. Böylece yorum kabiliyetleri gelişir.
• Kendilerine ait fotoğrafları ve kartpostalları koymaları için onlara birer albüm hazırlayın. Her fotoğrafın altına düşüncelerini yazmalarını sağlayın. Bu onların, tarihi ve kendilerini anlamaları konusunda yardımcı olur.
• Arada bir yalnız kalmak isteyip odasına çekilince sabır gösterin. İlle de sizinle oturmaya zorlamayın. Ama onu sıkan şeyi de bulup yardımcı olmaya çalışın.
Yarın devam ederiz inşallah.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.