Faruk Çakır

Faruk Çakır

Her şey kontrol altında!

Her şey kontrol altında!

Türkiye’nin borcu, geçen yıla nisbetle yüzde 15 artmış. Kredi kartı kullanıp da borcunu ödeyemez duruma düşenlerin sayısı 800 bine dayanmış durumda. Kredi kartı ve ferdi kredi borçlarının toplamı 2010 bütçesinin neredeyse yarısına eşit.

Ekonomik olarak böyle bir tablo varken, sosyal hadiselerde de işlerin iyi olduğunu söylemek kolay değil. Yani sadece maddî sıkıntılarla değil, manevî sıkıntılarla da karşı karşıyayız. Eğitimde, sağlıkta velhâsıl her konuda sıkıntılar var. Tabiî ki bu sıkıntılar sadece bugünün meselesi değil. Yıllardan beri devam edegelen bir ihmal söz konusu.

Bugünün sıkıntısı, ‘dert’lerin hafife alınıyor olmasıdır. “Şöyle bir problem var, buna çare bulunsun” denildiğinde; Türkiye’yi idare edenler hemen itiraz edip “Merak etmeyin, her şey kontrol altında!” diyorlar. Mesela, “Bu çağda, dünya âlem ‘uzay’a giderken hâlâ üniversitelerimizde başörtüsü yasağı uygulanıyor. Bu yasak sona ersin” diyoruz. Cevap hazır: “Merak etmeyin, her şey kontrol altında!” “Gazetelerde hâlâ alkollü içkilerin reklamları yapılıyor, engel olun!” diyoruz, yine cevap hazır: “Merak etmeyin, her şey kontrol altında!” “Lobilere değil, KOBİ’lere destek verilsin” diyoruz, yine cevap hazır: “Merak etmeyin, her şey kontrol altında!”

Bunları bir yana bıraktık, ‘cunta’cılıkla tescil edilenlerin yaptıkları yeni ‘plan’lar ortaya çıkıyor ve Türkiye’yi idare edenler yine aynı tavrı sergiliyor: “Merak etmeyin, her şey kontrol altında!”

İyi güzel de; bunları merak etmeyip, çare bulunmasını istemek kabahat ise ne zaman ve neyi merak edelim? Bir haftadan beri ‘cunta’cıların yaptığı yeni ‘kaos planları’ gazeteleri ‘süslüyor.’ Üstelik bu planlar bizzat hükûmeti hedef alan ‘tuzak’lar. Elbette hedef sadece hükümet değil, ama onlar da tuzağa düşürülmek istenenler arasında yer alıyor. Buna rağmen Türkiye’yi idare edenler çok rahat. “Darbe” planları yapanlara ders vermek yerine, bu planları deşifre edenlere itiraz edip, bir anlamda “Hop, o kadar da ileri gitmeyin” diyorlar. “Olay yargıya intikal etmişse bu işi bu kadar kurcalamanın ne anlamı var?” (Sabah, 21 Kasım 2009) demenin ‘anlamı’ nedir? Bu işler ‘kurcalanmasa’ darbecilere kim dur diyecek? Bunca yıl bu işler ‘kurcalanmadığı’ için Türkiye bu noktada değil mi? Yıllar yılı ihtilâl yapıp, demokrasiye tuzak kuranlar, hiç bir şey olmamış gibi ‘tuzak kurma işleri’ne devam mı etsin?

Keşke Türkiye’yi idare edenlerin dediği gibi “Her şey kontrol altında” olmuş olsa! Aslında bu tesbit bir bakıma doğdurur, ama tersinden doğrudur. Yani her şey darbecilerin kontrolü altında!

Türkiye’de yaşayan vatandaşlar olarak darbecilerin her şeyi kontrol altında tutmasına itiraz ediyoruz, edeceğiz ve etmeliyiz. Çünkü ne Türkiye ne de başka bir ülke, darbecilerin kontrolüyle huzurlu, mutlu ve zengin olamaz. Ülkemizin yakın ve uzak tarihi buna delildir.

Kontrolün millette olmasını talep ediyor ve Türkiye’yi idare edenlere bir defa daha sesleniyoruz: Lütfen, kontrolü darbeci, cuntacı ve ‘tuzak’çılardan alınız! Millet size bunun için ‘temsil’ hakkını verdi ve ‘vekil’ eyledi. Her şey milletin kontrolü altında olsun vesselâm...


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Faruk Çakır Arşivi