Sevgili dostlarım... Bence yazara gelen her mektup bir mekteptir. Her mektup yazara bir şeyler verir: Kimisi yazarı eğitir, kimisi yüreklendirir, kimisi düşündürür, kimisi moral verir; kimisi de yazarın sorumluluk bilincini geliştirir, daha iyi olma çabasına götürür.
Ayrıca, madem ki okunması için yazıyoruz, okuyanların tepkilerini önemsememiz gerekir...
Buna yürekten inandığım içindir ki, bana gelen okuyucu mektuplarını, mümkün mertebe hepinizle paylaşmaya çalışırım. Fakat uzun zamandan beri bunu yapamadım. Şimdi tam sırası...
Şeyma Mehmet Elnasır Abdülhamid/Mısır;
Ezher Üniversitesi’nin İnsaniyet Fakültesi’nde Türkoloji asistanıyım...
Şu an mastır yapıyorum. Bu çerçevede “Malazgirt’de Bir Cuma Sabahı” isimli eserinizi inceliyorum. Bu sebeple hem eseriniz hakkında, hem de sizin hakkınızda daha çok bilgi sahibi olmak istiyorum.
Ne yazık ki, Mısır’da maalesef hakkınızda hiçbir bilgi bulamadım. Bu çalışmam sizi ve eserlerinizi Mısır’a da tanıtır umarım.
E-mail adresinizi internetten arayıp buldum. Çalışmam konusunda sizden yardım istiyorum.
Şimdiden çok çok teşekkür ederim.”
“Mastır tezin için kitabımı seçtiğiniz için ben de size çok teşekkür ederim Şeyma. Elimden geleni yapacağım. Umarım bir gün tanışırız.”
Murat Gürbüz/Nevşehir;
“Yavuz Abi, size bir sorum olacak. Bir kitapta, Demokrat Parti döneminin Dışişleri Bakanı Fatih Rüştü Zorlu’nun Müslümanlarla savaşan Hıristiyanlara dağıtılmak üzere insani yardım adı altında Lübnanlı Hıristiyanlara silah desteği sağladığını okudum. Yazar, bu görüşünü, o tarihte Lübnan’a silah yardımı götüren pilotların şahitliğine dayandırıyor. Bunun dışında bir iki öğrenci arkadaşımdan da yüzeysel olarak Fatih Rüştü Zorlu’nun mason olduğunu duymuştum.
O döneme ve merhum Adnan Menderes’e sevgi ve sempati duyan bir yurttaş olarak bu olayı en iyi sizin aydınlatabileceğinize inanıyorum. Ne de olsa siz de çocukluğunuzda DP’liymişsiniz. Bu olayın aslını anlatırsanız sevinirim.”
“Muratcığım;
1. Fatih Rüştü değil, Fatin Rüştü..
2. Bahsettiğin tarihte, “partili” olamayacak kadar küçüktüm. Ama hayat boyu hep demokratım.
3. Türk uçaklarının o dönemde Lübnan’a gizlice silah ve askeri mühimmat taşıdıkları doğrudur, ama bu yardım Lübnanlıların, Müslümanı, Hıristiyanıyla Fransız işgaline karşı direnişlerini destekleme amacıyla yapılmıştır...
“Çünkü o dönemde Lübnan ve Suriye Fransız hakimiyetindedir. Birleşmiş Milletler ise Fransız hakimiyetini tanımakta, bir anlamda desteklemekte, dolayısıyla Kurtuluş Savaşı veren yerli halkı “terörist” olarak damgalamaktadır. Bu durumda, açık silah yardımı yapmak imkansızdır. Türk Hükümeti de, dindaşlarına gizlice yardımda bulunmuş, istiklalleri doğrultusunda çarpışmaya yüreklendirmiştir. Okuduğunuz kitap ya bilerek ya da bilmeyerek bu konuyu çarpıtmıştır.
Güler Coşkun/Avusturya;
“Kitaplarınız çok özel ve çok güzel gerçekten. “Yaşam Bir Avuç Gül, Bir Tutam Diken” (Nesil yayınları, 0212 551 32 25) isimli kitabınızı yeni bitirdim. Okudukça içim açıldı, rahatladım. Şimdi hayatı daha çok seviyorum.
“Sizi okuduktan sonra yağmur altında yürümek dahil, her şeyin başka biçimde tadına varmaya başladım. Bakıp görmediklerimizi göstererek hayatımızı güzelleştirdiğiniz için yürekten teşekkürler.”