Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

II. Abdülhamid’in Kurtlarla Dansı

II. Abdülhamid’in Kurtlarla Dansı

Cennet mekân “II. Abdülhamid’in Kurtlarla Dansı” adlı kitabın ikincisi çıktı. Timaş Yayınları’na ait eserin yazarı yine Mustafa Armağan.
Abdülhamid’in Kurtlarla Dansı’nın birinci ve ikincisini okumak, Türkiye tarihini anlatan yüzlerce kitaptan daha önemli. Dürüst ve namuslu tarihçileri istisna sayarsak, yakın tarihi ters yüz eden iki kitap.
Abdülhamid’i bilmeden, ne Osmanlı’yı ne de Cumhuriyet Türkiyesi’ni anlamak mümkün değildir. Bugünlerde neler olup bittiğini idrak etmek ve darbecileri, muhtıracıları, talancıları, rantçıları, mafyacıları, Ergenekoncuları, sendikacıları, malum medyacıları tanımak isteyenlerin, mutlaka Abdülhamid’in başına gelenleri okuması gerekir.
Abdülhamid, o günün kurtlarıyla nasıl mücadele ettiyse, bugünkü hükümet de aynı mücadeleyi sürdürüyor. O gün, Abdülhamid’e “Kızıl Sultan” diyenler ve dedirtenler, bugün de hükümete ve millete karşı aynı komplo senaryolarıyla kafa tutuyorlar.
Dünü inkâr etmek veya yok saymak, yarını sorgusuz sualsiz kaybetmektir. Midesi ile tuvalet arasında boru hattından olmaktan öte gayesi olmayanların yarına taşıyacakları bir iyilik yoktur. Yarına dair, ülkesine dair, milletine dair gayeleri ve hedefleri olanlar, dünden ders alarak bugünlerini ve yarınlarını deruhte ederler.
İşte yaklaşık iki yüz yıldır memlekette süregelen kavganın ana temelinde bu iki kesim yatmaktadır. Birinci grup; “vicdanıyla dargın, cüzdanıyla barışıktır.” İkinci grup; “cüzdanındakilerle millete karşı, vicdanıyla da Allah’a karşı sorumlu olanlardır.” Bugünkü kavga da malum iki grup arasında sürmektedir.
Armağan’ın “kurtlar” dediği, birinci gruba girenler. İkinci grup zaten belli, Abdülhamid ve onun gibi düşünenler. Uzak ya da yakın tarihi, içeridekilerden ziyade dışarıdaki tarihçi ve gözlemcilerden öğrenmek, sanki daha sağlıklı gibi. Dışarıdakiler tam anlayamadıkları için belki yanlış yazabilirler ama içeridekiler resmen yalan söylemekte ve bir de bu yalanlarının üzerinde ısrarla durmaktadırlar.
Tarih, bağrında yalanı barındırmaz. Dünya tarihine bakıldığında görülecektir ki, yalan tarihlerin hiçbirinin ömrü yüzyılı geçmemiştir. Ancak iki ya da üç nesil kandırılabilmiştir. Eninde sonunda doğru tarih, o memleketlerin haysiyetli tarihçileri tarafından yazılır.
Dürüst tarihçiler; ezbere dayanmadan, araştıran, düşünen, duyduklarını, bildiklerini, okuduklarını, gördüklerini test ettikten sonra kâğıda döker ve milletin önüne yüz akıyla çıkarlar. “Abdülhamid’in Kurtlarla Dansı” da böyle bir araştırmanın ürünü. Belge ve bilgilerle dolu bir tarih kitabı ya da tarihi bir roman. Ama gerçekçi bir roman.
Abdülhamid’i anlamak için eserden iki alıntı sunmak isterim. Birincisi, muhalifi Dr. Abdullah Cevdet’e, tahttan indirildikten sonra söylediği o balyoz gibi söz. Şimdiki bir kısım milletin değer yargılarına muhalif sol tandanslı doktorlar gibi başka işlerle uğraşan ya da o günün Ergenekoncularını temsil eden Abdullah Cevdet’e şöyle der:
“Siz doktorsunuz değil mi? Benden meşrutiyet yerine hastane isteseydiniz hem insanlara karşı şefkat ve mürüvvete sahip olduğunuzu ispat hem de mesleğinize layık olduğunuzu tescil etmiş olmaz mıydınız?”
İkinci alıntı, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Mehmet Görmez’in geçen Ramazan ayında bizzat yaşadığı bir olay.
Belarus’un başkenti Minsk’e bağlı İvya köyünde bir camide namaz kıldırıyor kendisi. Önde erkekler, arkada kadınlar namaza duruyorlar. Salâvat getirilen kısımda kadınlı erkekli cemaatten ilahi formunda bir ses yükseliyor: “La İlahe İllallah Cebrail Melekullah. La İlahe İllallah Mikail Melekullah.” Şaşırıyor, devam ediyor namaza. İkinci arada bu defa Azrail ve İsrafil meleklerin isimleri zikrediliyor. Sonraki aralarda ise sırasıyla bütün Peygamberler sayılıyor. En son arada ise doğal olarak; “La İlahe İllallah Muhammed Rasulullah” sesleri yükseliyor. Ancak hemen ikinci mısra geliyor arkadan; “La İlahe İllallah Abdülhamid Halifeti Rasulullah.” Mehmet Görmez, “Salâvatlar bitti ama ben de bittim” diye anlatıyordu gözleri dolarak, “Neredeydim, hangi zamandaydım, şaşırmıştım.”
Evet, böyle kitaplar yazıldıkça Abdülhamid daha bizi epey şaşırtacağa benziyor. Eser hakkında bilgi için Timaş Yayınları: 0212 511 24 24




Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi