Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

Hayretnüma haller içindeyiz

Hayretnüma haller içindeyiz

Ölürsen de hak yedirme, hak yeme
Ak’a kara, karaya da ak deme
Adaletten ayrılırsa mahkeme
Bir hakime, bir de kanuna tükür.
Bu dörtlüğü yazımın başına almak neden icabetti derseniz, etti işte...
Her gün aynı dörtlüğü size sunacağım sağ oldukça...
“Açılım”larla kafayı bozduğumuz yetmezmiş gibi, şimdi de, muhayyel suçlar icad edip karşı tarafa gönderiyoruz.
Başbakan, Meksika’ya gittiğinde “dön dön” diye feryat edenlere şaşıp kalmadım değil... Amma düşündüm ve kavgasız kaldıklarından dolayı hemen dönmesini istediklerini düşündüm...
Maç yapar gibi kavga yapıyoruz partiler arasında...
DTP’nin çocukları şehirleri ateş tarlasına çevirdiler...
DTP Sine-i Millet’e dönecekmiş...
İnananın aklına şaşarım... Dönseler dönseler, A.Öcalan’ın sinesine dönerler...
Türkiye düşmanlığı ile malul PKK yöneticileri ve yandaşları acaba emellerine nail olsalar dururlar mı? Hayır... Çünkü sosyalistlerin kitabı adam gibi durmayı yazmaz... İman sahipleri zaten yerliyerinde duruyor...
Daha bu ne ki?
Bir de Alevi Çalıştayı icad edildi...
Ben Alevi camiasının Ali’siz kesimine asla güvenmedim... Adamlar makulü reddederler, efsaneler üretip arkasından giderler...
1400 yıl önce meydana gelen Kerbela hadisesini ahmakça mı desem, şeytanca mı desem, Sünnilerin sırtına sarmak gibi bir fanatiklikleri var...
Hazreti Hüseyin bizim Peygamberimizin torunuydu... Elbette ona biz üzülürüz... Peygamber sünnetine zıt davranışlar sergileyenler, zannımca meselenin langırtısını yapmaktalar...
Dünyanın eşine ender rastlayacağı Yavuz Sultan Selim Han’ı da sevmiyorlar... Niye ki derseniz, İran Şahı hastalığına yakalanmışlara haddini bildirdiğinden dolayı...
Baksanıza, Bakanlık bir toplantı tertiplemiş, adam saydıklarını o toplantıya davet etmiş ki müşküller ve yanlış anlaşılmalar aradan kalksın diye... Hele şu yobazlıklara bakınız:
Provokatörlerin daha ilk gününde “suçlu” ilan ettikleri Ökkeş Şendiller de davetliler arasında...
Alevi kesimin çıkarcıları, sünnetsiz Sünni düşmanları başladılar yaygaraya... “Soykırımcı başı” diyorlar Şendiller’e...
Bre ahmaklar, Şendiller idamdan yargılandı, mahkeme beraat ettirdi... Hani siz demokrattınız?.. Hani siz hukuka saygılı idiniz?
Hepsi yalan mıydı?
Aşık Veysel, Davut Sulari, Ali Ekber Çiçek, Ahmet Er, Fermani Altun, Saffet Koç, Emin Özer de Alevidir... Hepsini severim... Onlar da beni sever... Ya siz... Cemevini camiye alternatif olarak sunmak, din derslerine karşı çıkmak, Diyanet’i lağvetmek, Hz. Ebubekir, Ömer ve Osman’ı hak gaspçısı saymak insanca davranış olmasa gerek...
Evet, AKP’nin açmazları beni endişelendiriyor.
Ama öbür taraftan Deniz Baykal ile can dostu, ideoloji arkadaşı Devlet Bahçeli’nin, iyiye, güzele de muhalefetleri, kavgayı meziyet saymaları pek mi doğru ki?
İstendikçe verilme, aldıkça daha fazlasını talep etme alışkanlık haline geldi... Baykal’ın iddiası doğru ise “Türk” isminin ihtilaflara sebep olduğu iddiasıyla kaldırılması düşünülmekteymiş...
Bari önayak olalım da Fransa, Almanya, İtalya, İspanya, Rusya, Yunan, Çek vb. isimlerin de değiştirilmesini gerçekleştirelim...
Yeter, saçmalıklarla vakit öldürmeyelim...
Türkiye “Türkiye”dir... Bu ismi değiştirmeye hiçbir ırk hastası soytarının gücü yetmez...
Göze mi batıyor?
Bazılarının içine mi işliyor?
Eee, olsun... Ne yapalım... Yer değiştirsinler... Ya da olduğu gibi kabullensinler...
Munzur’a “Baraj istemezük” muzırlığı ile vakit öldürmekten hiç vazgeçmeyecek miyiz?
===============
Her gün hazırlanır geleceğe koşarız
Bir gün toprak olur ve toprakta yaşarız
Halimize bakmayı getirmez hatıra
Bozulan dünyamızın haline şaşarız...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi