Okullar, mahallelerin kütüphanesi oluyor
Türkiye’yi karanlığa, halkı korku ve endişeye sevk eden muhalefet partileri ile bir kısım medya ve bu kargaşadan medet uman terör zihniyetli kesimler, kişisel iktidarlarını kurmak isteyen belli mihraklar, yüce milletimizden gerekli derslerini alacaklardır.
Daha düne kadar devletin asık suratını temsil eden, gülmeyen, “ezik ama ezen adam” rolleri yapan, yanındakilerle göz ve kaş işaretiyle konuşan, hata yapanın işine son veren, vatandaşlardan gelen büyük küçük bir saygısızlığı, feci şekilde cezalandıran despot valiler yerine, halkımız artık insan valilerle tanışmaya başladı.
Devlet-millet kaynaşmasının birinci ayağını kaymakamlar ve valiler oluşturur. Devleti milletten ayıranlar da onlardır, birleştiren de. Sistemin rant çarklarını bugüne kadar kendi hesaplarına çevirtenler ve heybelerini dolduranlar, yıllarca pek çok insan evladı vali ve kaymakama, halka karşı hep çatık kaş ve asık surat olmalarını öğrettiler.
Hatta öyle vali ve kaymakam anne ve babaları tanırım ki, çocuklarının görev yaptığı illeri ya da ilçeleri ziyaret edemez, kılık ve kıyafetlerinin uygun olmadığını bahane eder, çarşı pazarda görüldüklerinde; “Aaa vali ya da kaymakamın anasına babasına bakın, bizim gibi insanlarmış derler de, belki çocuğumuz utanır” diye evlatlarının yanına gitmezlerdi.
İşte bu anlayış, resmi ideolojinin insan üzerindeki en büyük tahribiydi. Adam (!) doktor olur, babasının ya da annesinin halinden, tavrından, konuşmasından utandığı için, kendi muayenehanesinde veya görev yaptığı hastanede tedavi edemez, daha kıyıda köşede bir yerlerde bakar, onu da gizlilik içerisinde icra ederdi.
Adam (!) vali olur, babasını, annesini, akrabasını, köyünü kentini ziyaret edemez. Hele bir de sonradan görme biriyle evlenmişse, bırakın ziyareti, sözü bile olmaz. Felsefe şudur: “Kendileri kentli, aileleri kırsal kökenlidir. Kırsal insanıyla kent insanı bir arada yaşayamaz.”
Daha böyle örnekler çok. Şükürler olsun ki artık Türkiye hakikaten değişiyor. İnsan evladı valilerimiz, kaymakamlarımız ve devlet adamlarımız yetişiyor. Düne kadar resmi dairelerde ancak odacıların namaz kıldığı görülürdü, bugün cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar, müsteşarlar, genel müdürler ve pek çok bürokrat namaz kılıyor. Devletin asık suratı gülüyor; milletimiz, devletin kendisine ait olduğunu görüyor.
Resmi ideolojinin heybe doldurucuları, “Halkı temsil eden insanlar iş başına gelmesin” diye memleket ve millet üzerinde her türlü oyunu oynuyor, akla hayale gelmedik tedbirler alıyor ama “takdirin tedbiri bozacağını” asla hesap etmiyorlar.
Lafı yine uzatacağım, en iyisi konuya döneyim. İnsan valilerden biri de Urfa Valisi Nuri Okutan’dır. Çok yakından tanımam ama dostlar öyle söylüyor, ben de onlara inanıyor ve gelip gittikçe icraatlarına bakıyorum, dostların dediği çıkıyor. Vali Okutan’ın son icraatlarından biri de Urfa’da her okulu, halkın kütüphanesi haline getirmek olmuş.
“Işığımı Arıyorum, Okuyorum” projesi kapsamında eğitim alanındaki faaliyetlerini, “Okuma Saatleri” uygulamasıyla başlatan Vali Okutan, okulları ve camileri birer kütüphane haline getirmekle kalmayıp, kahvehanelerde de aynı uygulamayı başlatacağını açıklamış.
Her fırsatta okulları ziyaret eden, öğrenci ve öğretmenlerle bir baba şefkatiyle sohbet eden Vali Okutan; “Okumanın karanlığa bir mum yakmak olduğunu” ifade ederek okuma kampanyasını şu cümlelerle özetliyor:
“İlimizde kitapsız okul, kitap okumayan öğrenci kalmaması ve öğrencilerin okumayı alışkanlık haline getirip; bilgili, kültürlü ve eğitimli bir nesil yetiştirmek için başlattığımız proje kapsamında, 7 milyon kitap dağıtmayı ve okutmayı hedefliyoruz. Bu kitapların büyük bir çoğunluğu okullarımıza dağıtılacaktır. Okul kütüphanelerinde, ansiklopediler, sınavlara hazırlık kitapları da dâhil toplam 264 bin kitabımız mevcut. Okuyan ve okumaya hevesli bir öğrenci topluluğu için bu rakam çok düşük. Hedefimiz okullarımızda öğrenci başına en az 10 kitap düşecek bir rakama ulaşmaktır.”
Okuma kampanyasına bir destek de Urfa’nın ünlü gazeteci ve yazarlarından Güneydoğu Life Dergisi sahibi Mehmet Talat Akay ve varislerinden gelmiş. Büyükçe bir arsalarını okul yeri olarak Milli Eğitim Müdürlüğü’ne hibe etmişler. Memlekette iyi şeyler de oluyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.