Hicrî takvim ve Muharrem ayı...
Bugün, Hicrî takvimin 1431. senesinin ilk ayı olan Muharrem’in birinci günü. Yani bir sene bitti, ikinci bir sene başladı. Diğer bir ifadeyle, bugün, amel defterlerimizde bir senelik sevap ve günahlar kayda geçilip, bir senelik kayıtlar yapıldı ve sahife kapatıldı. Amel defterlerimizde yeni bir sahife açıldı.
Hicrî takvimden bahsettik. “Hicrî”, Hicret'le ilgili demektir. Bu takvime, sevgili Peygamberimiz’in Mekke’den Medine’ye Hicret'iyle başladığı için Hicrî takvim deniliyor.
Hicrî takvim başlangıcının, Peygamberimiz’in Hicret senesi, Hicret'in de İslâm tarihinde mühim bir dönüm noktası olması sebebiyle, bu takvim, biz Müslümanları yakından ilgilendiriyor. Onun için, Müslümanlar Muharrem ayı başında birbirleriyle tebrikleşir, hediyeleşir, bu yeni senenin bütün Müslümanlara hayırlı ve bereketli olması için duâ ederler. Şimdi terkedilmiş olsa da eskiden dedelerimiz 1 Muharrem’de, bayramlardaki gibi temiz ve güzel elbiselerini giyer, büyükleri, akraba ve âlimleri ziyaret eder, fakirlere sadaka verirlerdi. Zamanımızda maalesef bunların çoğu unutulmuş vaziyette. Bugün Hicrî yılbaşında Müslümanlar arasında sadece tebrikleşme oluyor. Bu da güzel...
Bir de Mîlâdî takvim var. “Mîlad”, “Doğum zamanı” demek. Hazreti İsa’nın doğumuyla başlatıldığı için, bu takvime de Mîlâdî takvim deniliyor.
Peygamberimiz’in Hicret'iyle başladığı için, Müslümanlar asırlarca Hicrî takvimi kullanırken; Hazreti İsa’nın doğumuyla ilgili olduğu için, Hıristiyanlar da Mîlâdî takvimi benimsemişler ve kullanagelmişlerdir.
Türkiye’de Cumhuriyet’in ilanından sonra başlayan Avrupâî açılımla beraber, Hicrî takvim terkedilip, Mîlâdî takvime geçildi. Bugün Türkiye’de kullanılan resmî takvim bu...
İnsanların tercihleri ayrı ayrı oluyor. Yukarıda işaret ettiğimiz gibi, Hicrî takvime itibar edenler, Muharrem ayının başında tebrikleştikleri gibi, Mîlâdî takvime itibar edenler de Mîlâdî yılbaşı olan Ocak’ta tebrikleşiyorlar...
Hicrî takvimin başlangıcı nasıl olmuştu?
Hazreti Ömer’in (radıyallâhü anh) halifeliği zamanına kadar Arap Yarımadası’nda doğru dürüst bir takvim kullanılmıyordu. Geçen seneler, o yıl içinde geçen mühim hâdiselerle anılıyordu.
Hicret'in 21. senesiydi. Hazreti Ömer’e bir borç senedi getirildi. Senedin üzerinde “Şaban ayında ödenecektir” yazılıydı. Hangi senenin Şaban ayı olduğu yazılmamıştı. Borçlu ile alacaklı arasında ihtilaf çıkmıştı. Alacaklı, bu senenin Şaban ayında ödeneceğini, borçlu ise gelecek senenin Şaban ayında ödeneceğini söylüyordu. Ortada bir kapalılık vardı.
Öte taraftan, İslâm ülkesi genişlemişti. Valilerden gelen yazılarda, bir mesele ay zikredilerek anlatılıyor; fakat sene zikredilmiyordu. Bu da karışıklık ve tereddütlere sebep oluyordu.
Hazreti Ömer radıyallâhü anh, bunun ileride daha fazla mahzurlar doğuracağını düşünerek, bir istişâre meclisi topladı. Yaşanılan karışıklıkları anlatarak, bir tarih ve takvim başlangıcı tespit edilmesi gerektiğini anlattı.
Toplantıda, değişik din ve milletlere ait takvimler ele alındı. Hangisinin kullanılmasının uygun olacağı konuşuldu. İslâmî olmadığı için hiçbiri kabul edilmedi. Sonunda İslâmî bir takvime ihtiyaç olduğu kararına varıldı. İkinci mesele ise bu takvimin başlangıcının hangi sene olacağıydı.
Hazreti Ali, (r.a.) Peygamber Efendimiz’in Mekke’den Medine’ye yaptığı tarihî Hicret'in takvim başlangıcı olmasını teklif etti. Bu teklif, heyette bulunanlar tarafından ittifakla kabul edildi.
Takvimin başlangıcının hangi ay olması icap ettiği de konuşuldu. Peygamberimiz’in Hicret'i 12 Rebiulevvel idi. Fakat Araplar arasında sene başı Muharrem ayının 1’i olarak kabul edilirdi. O bakımdan, bir karışıklığa sebep olmaması için, takvim başlangıcının Hicret senesinin Muharrem ayının ilk günü olmasına karar verildi. Yani, Mîlâdî 622 senesinin Muharrem ayının 1’i, Hicrî birinci senenin başlangıcı oldu. Böylece İslâm âlemi, kendi takvimine kavuşmuş oldu.
Muharrem ayı, mübârek aylardan biridir. Senede üç mübârek 10 gün olup, bu üç 10 günden biri Muharrem ayının ilk 10 günüdür. Bu 10 günün sonu Aşure günüdür.
Diğer üç mübârek 10 günler, Ramazan ayının son 10 günü ile sonu, Kurban Bayramı’nın ilk günü olan 10 gündür. Yani Zilhicce’nin ilk 10 günü...
Receb ayı, Şehrullah/Allah’ın ayı olduğu gibi, Peygamberimiz’in ifadesine göre, Muharrem ayı da Şehrullah’tır. Bu mübârek ay, aynı zamanda sene içindeki Eşhuru hurum/dört hürmetli aydan biridir.
Muharrem ayının 1’inden onuna kadarki bu 10 günde ibâdeti çoğaltmalı, gündüzlerini de nâfile oruçlarla geçirmeye çalışmalıdır.
Yeni senenin İslâm âlemine hayırlar getirmesi temennisiyle, bütün Müslümanların ve okuyucularımızın yeni yıllarını tebrik eder, iki cihan saadeti dilerim...