Cahilce bir soru doğrusu...
Türkiye dışında herkes normal seçimlere itiraz etmez... Halkın tercihi ne ise o olur...
Türkiye’de seçim sonrası şekillenmeye acayip surette müdahaleler olduğu bilinmektedir...
Değişmez anamuhalefet partisi CHP, seçimle elde edemediklerini mahkeme kararlarıyla elde etmeye çalışır... çok zaman da yolunu bulur...
Bizim ülkede yüksek yargıdan emekli olanların içinde solcu olmayan, sol partilerden başka bir partiye giren görülmüş, duyulmuş mudur?
Başörtüsüne siyasi simge diyenlerin tamamı simgedir... Hem de kazık gibi simge...
Bu gerçeği bildiği içindir ki, CHP her yenilgiden sonra Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay yolunu tutmaktadır...
CHP alışkanlığı bir de Ermenistan’a sirayet etmişe benziyor...
Seçim kaybeden Ter Petrosyan yanlıları sokakları muharebe meydanına çevirdiler... Yetmedi, 8 ölü ki, bu sefer de mahkemeye gideceklerini açıkladılar...
Acaba orada da mı solcudur yüksek yargı mensupları?
Bizim Vuralımız Savaşımız gibi...
Bizim Yektamız Güngörümüz özdenimiz gibi...
Bizim Sabihimiz Kanadoğlumuz gibi...
Bizim Ahmedimiz Necdetimiz Sezerimiz gibi...
Fazla sayı sıralamasına gerek yok zannediyorum...
Bizde seçimle göreve gelen iktidar hasbelkader bir doğru karara imza atsa, ne kadar eski tüfek, miadı dolmuş tabanca solcular varsa hepsi ayağa kalkıyorlar...
Cahillikle dominant olan komünist çocukları fiştekleyip sokaklara döken kimler?.. Biliyorsunuz herhalde...
Dünyanın hiçbir ülkesinde seçim sandıklarında kazanamadıklarını mahkemelerde kazanmaya göz diken siyasi parti yoktur...
Emekli askerler de yanlış yapmakta kopya çekiyorlar galiba.
üniversitelerde başörtüsüne serbestlik getiren, yüzkarası bir yasağın kalkmasına katkıda bulunan MHP ile emekli subaylar arasında mahkemelik hadiselerin başladığını yazdı gazeteler...
TESUD ya da MESUD-HASUD dernekleri çığırdan çıkmışlar.
MHP önüne bırakılan siyah çelengi ilgili gençler parçalamıştı da bu konuda Akşam’cı gazete “MHP’liler paşaları kovaladı” diye manşet çekmişti...
O paşalar mı, daha aşağı rütbedeki emekli subaylar, astsubaylar mı hangisiyle MHP hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunmuş... Emekli bir albay ise tazminat davası açacaklarını söylemiş...
Açsınlar açsınlar...
Cezayı bilmem amma, tazminatlarla sevinmeleri muhtemeldir...
Solculukta racon böyledir efendim...
Yargı yoluyla maksatlara nail olmak...
İster-istemez aklıma kötü şeyler gelmekte...
Askeriyenin “Akreditasyon”u vardır... İnşallah hukukun böyle ayrımcı bir tutumu olmaz...
Dün Gn.Kur.Başkanlığımız Kuzey Irak seferi hakkında “Akredite medyaya”, açık bir deyimle ‘solcu medyaya’ bilgi verdi...
Dini ve milli hassasiyeti olan gazeteler akredite edilmedi... Yani güvenilmezler sınıfına dahil edildiler...
Güney Anadolu dağlarında ve Kuzey Irak’ta savaşan yiğit askerlerimiz hep solcu çocukları mıydı? Değilse bu ayrımcılık niçin?
Bari akredite olmayan kesimin çocuklarını da savaş harici tutsalar olmaz mı?
Olmuyor demek ki...
Kartel medya çocukları zaten yolunu bulur öyle can pazarlarına katılmazlar...
Şehit olan da, zafer kazanan da başörtülü annelerin çocuklarıdır...
Peki bu bilgilendirme adil midir sizce?
Ben adil olmadığını düşünüyorum... Tıpkı Kuzey Irak’tan seri dönüş yapılmasında bir bit yeniği olduğunu düşündüğüm gibi...
Hoşunuza gitmese de ben bildiğim gibi düşünmekteyim...
------
Bu ülke karanlığa sürüklensin istiyor
Stalin’in, Mao’nun serseri veletleri.
Kimi çakmak çakıyor, kimi yangın bekliyor
Hır çıksa salyaları doldurur göletleri.