Serdar Arseven

Serdar Arseven

“AK Parti’yi tasfiye etmek istiyorlar!..”

“AK Parti’yi tasfiye etmek istiyorlar!..”

Vakit’in dünkü sürmanşetinde müthiş ifşaat ve çağrılarına yer verdiğimiz Dr. Hikmet Aydın, 28 Şubat sürecinde Refah-Yol hükümetini yıkmayı hedefleyen “kirli operasyona” destek vermiş vekillerden...
O dönemde “parti değiştiren” vekillerin ilki.

Söyleşimizi okudunuz...
“Hayatımın en büyük hatasını, içinde hırsızları barındıran ANAP’a geçmekle yaptım. Şimdi geriye dönüp baktığımda görüyorum ki; bu ülkeye büyük kötülük etmişiz!.. O günlerde yapılan kirli pazarlıkları çok iyi biliyorum. Dürüst ve vatansever bir Cumhuriyet Savcısı, beni davet etsin; 28 Şubat sürecinde parti değiştiren vekillerden hangilerinin, hangi menfaatler karşılığında bu işi yaptıklarını, 28 Şubat’ın arka planında neler olduğunu teker teker anlatırım” diyor...
Ve ekliyor:
“Bu benim vicdanî sorumluluğumdur!.. Bu ülkeye karşı görevimdir, borcumdur!..”

Evet; öyle bir savcı davet ederse, “Ergenekon’u da bir ölçüde aydınlatacak” kirli faaliyetleri anlatacağını ilan ediyor eski vekil...
Bu, başlığa çektiğimiz mesaj.
Bir de detaylar var.
Mesela...
Dün AK Partili Reha Çamuroğlu aradı...
“Söyleşiyi beğendiğini” ifade ettikten sonra...
“Özellikle bir bölümü dikkatimi çekti” dedi.
Şu bölümü:
“Devletler arası Siyonist düzen, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin işlevine son vermeyi kararlaştırmıştır. Kapitalizmin iç çekişmesinden mütevellit bir iç savaş var. Hükümet, bir yerlere çekilmek istendi ve isteniyor... AK Parti’ye açılım meselesinde kurulan ve düşülen tuzağı gözden kaçırmamak lazım!..”

Sohbetimizin “yazılmamak kaydıyla söylenenler” bölümünü de göz önünde bulundurduğumuzda...
Dr. Aydın’ın “etkili mahfillerden bilgi alabilecek” durumdaki bir zat olduğunu anlıyoruz...
Söyledikleri dikkate alınmaya değer bir zat.

Çanakkale’de gerçekleştirdiğimiz sohbetin “Ergenekon”a bakan taraflarında;
“Faizci düzenin bu ülkeyi içten çökerten, malını mülkünü yok eden, bankalarını batıran, kaynaklarını hortumlayan ve hortumlatan sivil unsurların askerîyenin bir kanadını tahrik ettiğini” belirten Hikmet Aydın...
AK Parti’nin “açılım” meselesinde “tuzağa” düşürüldüğünü iddia ediyor.
Bu tuzakta kullanılan isimlerden bir bölümünü de sıralıyor Aydın; o tarafı şimdilik bizde kalsın.
“IQ’SU ZAYIF!..”
Bu ilginç sohbetten aklımızda kalan bir başka bölüm...
Ergenekon’u pek ciddiye almayanların ya da düpedüz Ergenekon savunuculuğu yapanların sıklıkla başvurdukları argüman;
“Bir Bakan’ı izleyecek adam, adresi aklında tutamayacak da... Kağıtlara filan yazacak!..”
Ya da...
“Islak imzayla” varlığı ortaya konulan “İrtica ile Mücadele ve Eylem Planı”nın aslında olmadığını öne sürenlerin sıkça başvurdukları,
“Böyle acemice hazırlanmış bir plan mı olur?..” yollu laflar.

Bu tür yaklaşımlar, “hadlerini aşanların aslında çok akıllı adamlar” olduğuna; çocukça işler yapmayacaklarına, kendilerini bu kadar kolay ele verebilecek durumda olmadıklarına dair bir “önkabul”e yaslanmakta...
Acaba durum böyle midir?..
Tartışmaya değer...
İşte;
Hikmet Aydın “darbecileri” çok yakından tanıyan bir isim olarak ilginç “tespitlerde” bulunuyor...
Notlarımdan aktaracak olursam:
“28 Şubat’ta, Sebetay’ın ‘darbeci grubu’nu kullandılar. Bu IQ’su zayıf; yüksek kapitalizmin işleyişine dair teorik donanıma sahip olmayan ‘darbeci unsurlar’, bu (...) beyinliler memlekete en büyük zararı verdiler!..”

Evet, geçmişte darbecilere bir şekilde “destek vermiş”; lâkin yakasını sıyırmayı da bilmiş bir eski vekil olarak bunları söylüyor Hikmet Bey...
Bugün şahit olduklarımız bir yana...
Yakın geçmişteki manzarayı hatırlayınız lütfen;
Sadece bir vak’a...
Uyanık meslektaşlarımızın “Millet sizi Köşk’te görmek istiyor, ne dersiniz?” yollu sorularına...
“Kefal” gibi;
“E madem o kadar çok istiyorlar, olayım bari” diyerek karşılık vermemiş miydi o çevredeki heveslilerden biri!..
Cumhurbaşkanlığı’nı kafasından geçirdiğini ortada fol da yumurta da yokken “açığa vurmak” suretiyle, mizah konusu haline gelmemiş miydi?..

“Darbeye niyetlenen adam, bu kadar akılsız mı olur?” sorusuna, “Akıllı olsa, darbeci mi olur?” karşılığını vererek...
Ve de; “nedâmetini” bütün açıklığıyla dile getiren Hikmet Aydın’a teşekkür ederek bitirmiş olalım!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi