İsrail-Yunan Deniz Kuvvetleri yakınlaşımında Akdeniz
Kıbrıs'ta önümüzdeki yıl Karpas burnunda beşbin Yahudi ailesinin yerleşmesi için hazırlanan özel mahalle geçecekleri beklenme haberleri ortalıkta dolaşırken, e-posta’mıza gelen bir e-mail de "İsrail istihbarat sitesi Debka, Yunanistan Deniz Kuvvetleri Komutanı Koramiral Georgios Karamalikis’in Aralık ayı içinde İsrail’e gizli bir ziyaret gerçekleştirdiğini ileri sürdü. Ankara’nın İran ve Suriye eksenine yanaşmasıyla birlikte Türkiye-İsrail ilişkilerinin soğumasına karşılık İsrail-Yunanistan ilişkilerinin giderek yakınlaştığını savunan Debka, son ziyaretin de bunun bir parçası olduğunu iddia etti. Haberini İsrail askeri kaynaklarına dayandıran istihbarat sitesi, Yunan Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın, genellikle askeri yetkililere uygulanmayan üst düzey bir protokolle karşılandığını yazdı. Debka’ya göre Koramiral Karamalikis, İsrail’in sadece çok yakın müttefiklerine uyguladığı bir program çerçevesinde, bu ülkenin çok gizli tutulan bazı üslerini de gezdi. Bu çerçevede Yunan komutana, İsrail’in sır gibi sakladığı INS Dolphin 800 tipi nükleer füze fırlatma kapasiteli denizaltılarıyla Saar V sınıfı Eliat 501 muhribi de gösterilerek bilgi verildi. Sözkonusu denizaltı ile muhrip geçtiğimiz aylarda Süveyş Kanalı’nı geçerek Kızıldeniz’e girmişti. İsrail bu gösteriyle İran’a gözdağı vermişti. Türkiye, İsrail’i NATO çerçevesindeki hava tatbikatından çıkarırken, Yunanistan geçen yıl İsrail’e geniş çaplı bir ortak hava tatbikatı düzenlemişti. Bu tatbikata, İsrail’den kalkarak Yunanistan’a giden 100 İsrail savaş uçağı katılmış, İsrail bu yolla gövde gösterisi yapmıştı.”
Bu haber dolaysıyla okumakta olduğunuz e-mail ehemmiyetli olup, füturist bir yaklaşımla mütaalaa olunmalıdır. Bu yakınlaşmanın ilk işaretini takriben üç sene evvel, Coca-Cola firmasının ülkemizde belki de her gazetede neşredilen ilân veya ilânın haber olmasından almıştım. Diyordu ki; bu firma: ‘Artık bundan böyle Coca-Cola'nın kârı, İsrail'in Akdeniz donanmasına tahsis olunacaktır.’ Bunu okuduğumda söz konusu firmanın Siyonist/Yahudi yapısının (bunlara karşı olan Yahudiler hariç) talimatlarına uygun hareket etme kararı aldığını tahmin ettim.
Yorumum şöyle oldu: demek ki, İsrail Akdeniz'i kontrolde tutabilmek için, gözlemleyici ve caydırıcı evsaf ve kabiliyette, betahsis söz konusu denize mahsus bir donanma kurmağa karar verdi. Peki dünya da, bilhassa sıcak bölgelerde kullanımı haylice artan bu meşrubatın firma idarecileri de şunu da bilmeleri gerekir ki, söz konusu meşrubatı tüketenler içinde Yahudi’yi sevmeyenler de vardır, çarnaçar içmektedirler. Dolaysıyla bu antiYahudistler böyle bir haber veya ilân karşısında söz konusu alışkanlıklarını bırakırlarsa veya bir boykotaja gidecek oluşumu meydana getirirseler, satışlar düşüp kâr azalır tarafını hiç düşündüler mi? Diye kendime sordum: Cevabını galiba biraz kolay yoldan gitmek suretiyle buldum.
Dünya Yahudi devletini kurma hayallerinin sonuna yaklaştıklarını, bunu denemeye az bir zaman dilimi kaldığını, nitekim de Siyonist/Evangelist kumpanyanın bir tehdit gerekir tavsiyesini, böyle mi yerine getirdiler? Sorusunu da sordum kendime. Büyük hayaller taşıyanlar; mevzi başarılar da, hayallerinin finaline yaklaştıkça hata oranlarının tırmandığını pek fark etmezler. Etrafların da, bunları hatırlatmaya çalışan birkaç kişi bulunsa da hâtta bir tanesi olsun dile getirse de, sık boğaz ile tık boğaz arasında tutarlar fanatik hayallerin, isabet ettiniz efendim deyicileri... Aynen Mâvi Melek filminde Hitler'in yatak odası kapısı önünde, Kurt Jurgens'in kapıyı açmama emri almış nöbetçinin söylediği tek cümle: "Hitler Uyuyor!" diye bastırmasıydı. Kurt Jurgens çâresiz kaldığı için şöyle bir tirad geçer filmin seyircisine: "Yazık Hitler uyuyor diye, koskoca Almanya mahvoluyor!"
E-maildeki; Yunanlılar ile aramızda kıta sahanlığı, hava sahası, kara suları 12 mil gibi ihtilaf konusu meseleler varken, İsrail elbette Akdeniz donanmasına önem verecek olduğunu açıkladığından kendine ortak olarak, saydığımız hususlardaki ihtilaflar hasebiyle bize karşı Yunanistan'ı seçmesi tabiidir. Çünkü Türkiye Barbaroslar tarafından temin edilen donanmay-ı muazzama sayesinde, Akdeniz'i Türk Gölü yapmış olmanın zevk u lezaizini yaşamıştır. Geçmişimiz de kalan o denizler iktidarının zevkini tatmak isteyen İsrail, mâzide de olsa bu zevkı yaşamış olan Millet-i Osmaniye-i İslâmiyan'ın günümüz temsilcisi Türkiye Cumhuriyetinin karşısında bir sıçrama daha yaptığını ispatlamak kıskançlığı taşıdığı teşhisini koysak, yanlış bir teşhis de bulunmamışız demektir. Acaba; İsrail, yazının başında bahsettiğimiz Coca-Cola firmasının yüksek kârını göstermek suretiyle Akdeniz donanmasını meydana getirecek krediyi, bir bankadan alıp da, donanmasını hazırlamış olabilir mi? Sorusu akla gelebilir ve olur da, olmaz da denebilirse de, Yunanlı Âmiral'e en son sistem ve kimselere bahsedip göstermediği yeni yapımlar ve buluşları gösterdiği e-mailin satırları içinde yer alıyor. Benim bu husustaki merakımın bir tarafı da, hakikaten o sıralarda söz konusu ilân sonrasında, bu uluslararası şirketin kârı azaldı mı? Çoğaldı mı? Sizler ne dersiniz?
ANADOLU GENÇLİK’LE
Cuma akşamı Gazi Osman Paşa Anadolu gençlik teşkilatıyla gerek Kıbrıs’la ilgili gerekse Mehmed Âkif Bey ile alakalı bir saati aşan bir sohbet gerçekleştirdik. Her biri sohbeti can kulağıyla dinledi. Onların bu hâli bizim performansımıza çok olumlu etki yaptı. Ayrılırken anlatan da dinleyen de memnun kaldık. Pazar sabahı ise, Sancaktepe İlçemizin (benim sınırları içinde ikamet ettiğim ilçe) İlçe merkezindeki kahvaltıya fakiri de dâvet etmiş olduklarından icabet ettik.
Bu arada gittiğimiz konferanslarımızda "Milli Görüş Zaviyesinden 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı" adlı kitabımıza gösterilen alakaya memnuniyet derecemi izahtan acizim. Fiemanillah.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.