TRT1'de yüz akı bir yapım; Ayrılık
Gazze’deki ambargoyu delmek, uluslar arası toplumun dikkatini Filistin’e çekmek için Londra’dan yola çıkan Gazze'ye özgürlük konvoyu, Mısır hükümeti tarafından Akabe körfezinde 4 gün bekletildikten El Ariş Limanı ve refah kapısı yoluyla Filistin’e girmesine izin verildi.
Konvoyun bir iki güne kadar Gazze’ye ulaşması bekleniyor.
Ancak Mısır’ın –kardeşlik-hukukuna yakışmayan direncini bir tarafa not etmek lazım.
Gazze katliamı olurken de Mısır kapılarını Filistin halkına kapatmış, İsrail’in uyguladığı jenosit’e göz yummuştu. Çığlıklar yeri göğü titretirken 80’nini çoktan aşıp, Beka yurdunun eşiğine gelmiş olan Mübarek’in kulaklarından içeri girememişti.
Kör, sağır ve kalbi mühürlü olmak böyle bir şey olsa gerek.
Ancak asıl anlatmak istediğim bu değil.
TV kanallarında sayısız dizi yayınlanıyor. Bu dizilerde örf ve adetlerimize aykırı, inançlarımızla mütenakız senaryolarla toplum içten içe zehirleniyor. Bir birinin eşini ayarlayanlar, dayısının, yeğeninin namusuna musallat olanlar çok olağanmış gibi sinema diliyle aktarılıyor. Geçmişte gençliği kamplara ayıran, Rusçuluk, Çincilik yaparak bu ülkenin ezanına, bayrağına savaş açanlar yalan yanlış senaryolarla kirlerinden arındırılıp gençliğe rol model olarak sunuluyor.
STV ve TRT 1 deki bir iki dizi de olmasa ailece seyredilecek dizi yok gibi. STV'de Tek Türkiye ile Kollama, TRT1'de Gazze dramının anlatıldığı Ayrılık dizisi bu yapımların başında geliyor.
Bu yazıda anlatmak istediğim, hepimizin kanayan bir yarasına parmak basan Ayrılık dizisi. Filistin halkını yok etmek, göçe zorlamak, direncini kırmak için oynana oyunlar, hayata daha merhaba demeden sonsuzluğa uçan minik yavruların hikayesi(Çığlığı mı desem) var bu dizide.
Resmi bir televizyonda böyle bir dizinin gösterilmesi bile çok şeydir.
Türk halkının gözyaşları, Filistinde ki kardeşleriyle dayanışması bu yapım üzerinden dünyaya duyuruluyor. Müslümanlar birbirlerinin eli ayağı, yüreğidir. Gazzede eli koparılanın eli, başı kesilenin başı,gözleri çıkarılanların gözleri olmak zorundayız. Müslümanlar bir vücudun azaları gibidir.O azalardan biri Filistin’dir, biri Çeçenistan’dır, biri Keşmir’dir. Birbirimize yaslanmaz,sarılmaz,yek vücut olmazsak paramparça oluruz.
Ayrılık, aslında içinde kendi tarihimize dair ayrıntıları da bulabileceğimiz bizim hikayemiz. Bizim bir dönem yaşadıklarımızı, bugün Filistin'deki kardeşlerimiz yaşıyor. Onun için onları en çok anlaması gereken biziz.
Müslüman Türk’ün Filistin halkıyla beraberliğinin karinesi olan bu güzel dizinin ortaya çıkmasında emeği olan herkesi kutluyorum. En azından Filistin için dualarımızın çoğalmasına, zalimlerin teşhir edilmesine vesile olan bu tip yapımlar çoğalmalıdır. Cimşit Ağa’dan(Lütfü Şehsuvaroğlu) ruh dünyamızı aydınlatacak yeni yapımlar, yeni çalışmalar bekliyoruz. Her Salı saat 20.00'de TRT1'de Filistin halkıyla vuslat için ayrılıkta buluşalım.