Yılın son gününde...
“Muhasebeye bünyeden başlamalı...”
Geçtiğimiz bir yılda neler yaptım?..
Hedeflerimin ne kadarına ulaştım?..
Öncelikle; oturtmaya, istikrarlı hale getirmeye çalıştığım “ibadetlerimi” gözden geçiriyorum da...
Düne göre “daha iyi”ymiş gibi görünen;
olması gerekenin yanındaysa “hayli takviyeye ihtiyaç duyan” bir tablo var karşımda.
Acele etmek, kaybedilenin yerini “namaz esnasında hatırlamak”, eksiklere sürekli olarak mazeret üretmek...
Bunlardan tamamen kurtulmak lâzım.
Yapmam gereken belli: Hiçbir hesabı bunun önüne almamayı, hücrelerimin mümkünse tamamını seccademle buluşan alnıma yüklemeyi hedefliyorum. Mecburum buna.
*
“Yiğidin harman olduğu değil de, zor bulunduğu” dönemlerde ortaya çıkan ve “zulme karşı direnişin kıvamını koyu tutan” bu imanlı, mert, dürüst kadronun bir mensubu olarak bir yılı daha geçirmiş olmak...
Elimi bir yıl daha taşın altında tutmak, artı hanemde.
*
Bu süreçte çeşitli vesilelerle gündeme geldiğimiz oldu.
Özel bir gayretin sonucu değildi bunlar; yaptıklarımızın çoğunu afişe etmeye gerek görmedik. Lâkin; onurlu mücadelesiyle “her millet düşmanında bir kuyruk acısı bırakan” bir gazetenin ön planda bulunan mensuplarından biri olarak, öfke fırtınasından nasiplenmemek olmazdı.
Bu süreç içinde, VAKİT’teki dostlarımızın büyük destek ve yardımlarıyla gündeme oturan işlerimiz oldu.
“Ergenekoncu medya organları” bunların bir bölümünü “karalamak” istedi.
Şükür; tamamını belgeleriyle, ses kayıtlarıyla püskürtmek nasip oldu.
Her durumda; Elhamdülillah, galibiyetin hükmü “nakavt” olarak tecelli etti.
*
Kendimizi bırakalım...
Ve “esas” önemli olana; VAKİT’e geçelim.
Gazetemize açılan “312 paşa davası”nın bu yılki serüveni boyunca bizi “batırmak” isteyen bazı paşaların ne hallere düştüğünü gördük.
Danıştay baskını vesaire...
Bize tuzak kuranların, “ne olduklarını” gözler önüne seren binlerce belge döküldü ortaya.
Kısmetse 2010’da, elimiz daha da güçlü olarak “devam” diyeceğiz.
*
VAKİT için yine meşakkatlerle dolu olsa da; Mustafa Karahasanoğlu ağabey önderliğinde “kazanç” hanesine yazılan bir yılı daha geride bıraktığımızı hemen burada ifade etmiş olayım.
Her yaptığımız işte bize kol kanat geren; gerek günlük yazılarıyla, gerekse “Editör”üyle bizleri teşvik için her türlü katkıyı sağlayan Hasan Karakaya ağabeyin yeri her zaman özeldir.
Alanındaki en güçlü kalem olan hukukçu yazarımız Ali İhsan Karahasanoğlu da, her fırsatta uzmanlığına başvurduğumuz bir güçlü kaynak olarak şükran sunmamız gereken dostlarımızdan.
Kemal Güler ağabeyimiz çoğu zaman manşetten de tesirli olan günlük;
Yalçın Turgut Balaban ağabeyimiz de o nefis haftalık karikatürleri ile geçtiğimiz yılın “sanat değerleri” olarak özel yere sahipler.
Abdurrahman Dilipak üstadın, 30 yıllık emeğin maddi karşılığı olan dairesinin sattırılması “adalet” adına “utanç” vericiydi.
Bundan daha kötü olanı; böylesine berbat bir hadise karşısındaki “genel umursamazlık tablosu”ydu.
Dünya görüşü ne olursa olsun, “mağdur” duruma düşen herkese destek vermeyi öncelikli vazife telâkki eden büyük “Dâvâ Adamı”nın; bu “çirkin umursamazlık tablosuna” bile, o engin hoşgörüsüyle fazla tepki vermemesi, yılın altı çizilmesi gereken notları arasında.
Mehmet Doğan ağabeyin katılımı müthiş oldu;
kendisiyle daha fazla bir arada olabileceğimiz ve o müthiş birikiminden daha fazla istifade edebileceğimiz bir atmosfere kavuşmak, dualarımız arasında.
Abdürrahim Karakoç üstadımla, mekânının biraz uzak olmasından, daha doğrusu ihmalkârlığımızdan dolayı fazla görüşemiyoruz.
Lâkin onun yazıları da, yolumuzdaki ışıklardan.
Ahmet Varol-Mustafa Özcan ikilisi de, “Dış politikaya” bakışımızda “istikamet” gösteren rehberler olarak ayrı yerlere sahipler.
Atilla Özdür, Metin Hasırcı, Yavuz Bahadıroğlu, Duran Kömürcü, Serdar Demirel, Ali Erkan Kavaklı, Mustafa Miyasoğlu, Burak Karen, Nusret Çiçek, Mustafa Çelik, Cüneyt Arvasi, Muhsin Meriç, Lütfü Oflaz, Ayhan Bilgin, Mehmet Koçak, Ömer Serdaroğlu, Ali Eren üstatlara da “ufuk açıcı” yazılarından dolayı teşekkür gönderiyorum.
Sibel Eraslan ve Merve Kavakçı da, bulunduğum ortamlarda bahislerini işittiğim”aydın hanımefendiler” olarak birer onur vesilesi.
Hüseyin Öztürk, Sami Özey dostlarımıza; cıvıl cıvıl yazılarıyla VAKİT’i daha da okutur kıldıkları için selam.
Kadromuza “zengin içerikli” yazılarıyla dahil olan “Profesörlerimiz” de gücümüze güç kattılar.
Haber koordinatörümüz Yener Dönmez’in katkısıyla gerçekleşen bu zenginlik, yılın önemli kazançlarından biriydi.
Haber Müdürümüz Nazif Karaman, yıl boyunca önemli haberlere imza attı.
İstanbul ve Ankara merkezlerimizdeki muhabir arkadaşlarımıza üstün gayretleri ve yıl boyunca gündem oluşturan haberleri için ayrı ayrı teşekkür edelim...
Yurdun dört bir yanında büyük özveriyle görev yapan temsilcilerimize gönül dolusu şükran.
Bunca isim arasında unuttuğumuz değerli kalemlerimizden de peşinen özür.
*
Geçtiğimiz bir yılın;
hükümet, muhalefet, yargı, askeriye, kelle isimlerini kaybeden Doğan medya grubu, medyanın genel tablosu, Obama’nın performansı ve İsrail terörü gibi başlıklar altında değerlendirilmesi gereken yönleri de var.
Yeni yılın ilk günlerinde yerimiz, kalemimiz yettiğince bunlara da dokunuruz kısmetse.
Güzel bir yıl olsun.