Filistin’de yaşananları bir cümlede anlatmak mümkün olsaydı her halde “İnsanlık ölüme terk edilmiş” denilirdi. Yoksa yaşananlar “İnsanlık ölmüş” diyerek daha iyi mi anlatılır?

“Filistin’e yol açık / yola çık!” sloganı ile, İngiltere’den yola çıkan konvoy, güzergâhtaki her ülkeye uğradıktan sonra, İstanbul ve Şam üzerinden Mısır’a geçmeye çalıştı. Yolculuk esnasında çeşitli zorluklarla karşılaşan ekibe, Türkiye’den de kalabalık bir grup katılmış durumda. Mısır hükûmetinin çıkardığı zorlukları ve El-Ariş Limanındaki ‘saldırı’yı da unutmamak lâzım.

Tabiî ki, Gazze’ye gönderilen yardım konvoyunun Mısır tarafından engellenmesini anlamak mümkün değil. Kendilerine göre haklı sebepleri olabilir, ama bu sebepleri ‘insanlığın’ anlaması ve kabullenmesi mümkün değil. Çünkü ortada bir insanlık dramı yaşanan bir yer, Gazze var. Buraya her ne pahasına olursa olsun yardım ulaştırılması gerekiyor. Dünyanın bir ucundan yola çıkan insanların, bu yardımları götürürken engellenmesi kabul edilebilir mi? Elbette Mısır’ın böyle haşin davranmasında İsrail’e komşu olmasının büyük payı var. Fakat yine de bütün ‘bahaneler’ Mısır’ı mazur göstermeye yetmez.

Başlangıçta 8-10 günlük bir ‘yardım gezisi’ şeklinde planlanan konvoyun yolculuğu, çeşitli engellemeler sebebiyle uzun sürdü. “Gazze’ye yol açık” konvoyu, 15 Aralık’ta Türkiye’den geçmişti, ancak 6 Ocak akşamı Gazze’ye ulaşabildi.

Yeni Asya da “Gazze’ye yol açık!” konvoyunda temsil ediliyor. Arkadaşımız Mustafa Gökmen, konvoya İstanbul’da katıldı ve konvoyda yaşananları adım adım izledi. Konvoya İngiltere’den katılan bazı gönüllülerle yaptığı kısa görüşmeleri de zaten daha önce gazetemizde yayınladık. İnşallah, Gazze notlarını daha sonra okuma imkânı buluruz.

Burada önemli olan bir nokta var: Düşünün, dünyanın bir ucu sayılabilecek İngiltere’den insanlar yola çıkıyor ve Gazze halkına yardıma koşuyor. Rahat yatağında yatmak ya da TV’lerden haber izlemek varken, bazı insanlara bu meşakkati çekmeyi göze aldıran nedir? Her halde ortak nokta ‘insanlık’tır. Elbette konvoyda bulunanların büyük bir bölümü ‘inanç birliği’ sebebiyle bu kervana katıldı, ama içlerinde ‘farklı dünya görüşüne mensup’ insanlar da var. O halde ‘insanlık’ ortak noktasında buluşabilen herkes, Gazze başta olmak üzere ‘insanlığın’ katledildiği her yerde yardıma koşmalı. Gazze bunun için bir adım ve başlangıç kabul edilmeli ve dünyanın diğer bölgelerinde de benzer durumdaki ‘insan’lara yardım eli ulaştırılmalı.

Sivil toplum kuruluşları ‘insanlığı’ harekete geçirmeyi başarabilirlerse, dünyada zulüm gören tek bir ‘insan’ kalmaz. ‘Zalim’leri durdurmak da ancak bu yolla mümkün olur.

Son hadiselere bakılınca, İngiltere’nin İsrail’in hareket sahasını sınırladığı akla geliyor. Sivil toplum kuruluşlarının öncülüğünde, İsrail yöneticileri aleyhinde açılan dâvâlar sebebiyle bu ülkenin yöneticileri ‘turist’ olarak bile İngiltere’ye gitmeye korkuyor. “Eden bulur” hesabı, masum Filistinlilere zulmeden İsrailli yöneticiler, sadece İngiltere’ye değil, dünyanın hiçbir ülkesine gidemez duruma gelmeli. Rahat yatağını terk ederek, Gazze için yola çıkanlar İnşallah bunun başarılmasına vesile olur...

Gazze’ye yol açık, zulme yol kapalı!