Yazıcıoğlu ile ilgili yeni bilgilerin ortaya çıkması, ölümü üzerinde bir defa daha dikkatle durmayı gerekli kılıyor.
Önceki gün İsmail ağa cemaatine yakınlığıyla bilinen bir sitede, Yazıcıoğlu’nun ölmeden önce Mahmut Efendi’ye, iki aydır çok sıkı bir şekilde takip edildiğini, emr-i hak vaki olursa tekfin işlemlerinin Mahmut Efendi’nin tayin ettiği kişiler tarafından yapılmasını vasiyet ettiği iddia edildi.
Cemaatin mensuplarından Abdullah hoca’ya isnat edilen bu haber doğruysa Yazıcıoğlu’nun trajik ölümüne artık bir kaza olarak bakmak mümkün değildir.
Kimse kimseyi sebepsiz yere takip etmez.
Yazıcıoğlu’nun beni sizin uygun gördüğünüz biri yıkayıp, kefenlesin demesi de, takibe yüklediği anlamı ifade ediyor.
Demek ki merhum BBP lideri bu takibin bir ölüm takibi olduğu kanaatine varmış,
Her takipten böyle bir anlam çıkarılamayacağına göre Yazıcıoğlu’nun son iki ayında bu düşünceyi ihsas ettiren başka gelişmelerin de olması gerekiyor.Yazıcıoğlu ya birileri tarafından tehdit edildi, ya da kendisini ölüme götürecek olanların çok önemli bir planlarını bozdu.
Ölmeden iki ay önce takibin farkına varması bunu mutlaka başka birileriyle de paylaştığı anlamına geliyor. Şimdiye kadar hep kazanın oluş biçimi, helikopterdeki teknik donanım eksiklikleri, pilotaj hatası veya kazadan sonraki bilinçli –karartma- faaliyeti üzerinde duruldu. Elbette bu hususların da araştırılması gerekiyor. Ama daha önemlisi bu bir suikast ise, suikast’çinin kim olabileceği sorusudur. Diyelim ki, bunun bir kaza olmadığına karar verdiniz.Katil ve ya katilleri bulmadıktan, onları Yargı önüne çıkarmadıktan sonra bunun ne önemi var.Fail bulunmadıkça olayı vasıflandırmak çok fazla önem taşımıyor.
Şimdiye kadar kazanın oluş biçimi mercek altına alındı. Bu yeni bilgilerden sonra kaza öncesinin en ince ayrıntısına kadar irdelenmesi, en küçük detay kaçırılmadan gözden geçirilmesi şarttır.
Mesela Yazıcıoğlu yakınlarına aynı mahiyette şeyler anlatmış mıydı?
Şüphe ve tereddütlerini isimlendirerek, ete kemiğe büründürmüş müydü?
Helikoptere binerken beni ölüme gönderiyorsunuz sözü bir tesadüf mü, yoksa aynı algı ve şüphenin bir sonucu muydu?
Helikopter fikri kimden çıkmıştı?
Son iki ayda kimlerle görüştü,Seçimden önce – beklentilerini- boşa çıkardığı kimseler var mıydı?2007 seçimlerinden yaklaşık 8-10 ay önce BBP ye gelip, seçimden kısa süre sonra jet hızıyla geri dönenler kimlerdi? Bu ve benzeri bir çok soru Yazıcıoğlu olayının cevabını içinde barındırıyor olabilir.Şimdi iş BBP yönetimine düşüyor. Önce internet sitelerine düşen bu bilginin doğruluğu araştırılmalı.(Çünkü cemaat psikolojisinde bu tip haberleri üretmeye çok müsaittir.Yazıcıoğlu’na ithaf edilen sözler de onun üslubuna çok benzemiyor.) Sonra da BBP liderinin son birkaç ayı mercek altına alınarak yeniden incelenmelidir.Bu sadece bir kazanın aydınlatılması değil, aynı zamanda bundan sonra olabilecek kazaların da engellenmesi demektir.