Başka bir Türkiye’de mi yaşıyoruz acaba?..
Ne “sivil darbe”si, ne “sivil vesayet”i!..
¥
AK Parti mi yapıyor bunları?..
O mu kadrolaşıyor?..
O mu kurumları baskı altına alıyor; yargıyı vesaire sıkıştırıyor?!..
¥
Nereden böyle görünüyor bilmem... Benim durduğum yerden hiç de böyle görünmüyor.
¥
Nitekim...
Misafiri olduğum bir AK Parti yöneticisi de;
“Dışı seni yakar içi beni” dedikten sonra...
Gözlemlerimle birebir örtüşen şu ifadeleri kullanmakta:
“Sayın Başbakan;
‘AK Parti’nin kitabında totaliterliğin, otoriterliğin, vesayetçiliğin, dayatmacılığın olmadığını söylüyor ya, çok doğru.
Biz parti olarak, bizim dışımızdakilere karşı çok müsamahakâr davranıyoruz. Hatta, bazen gereğinden fazla müsamahakâr davranıyoruz!..”
¥
Gereğinden fazla müsamahakâr...
-Ne demek bu?..
“Şu demek: Her siyasi iktidar kendi ekibiyle çalışmak ister. Her siyasi iktidar, operasyonlarına uygun kadroları oluşturmak ister.”
¥
-Evet?..
“Bizde, bugüne kadarki kitle partilerinin hiçbirinde olmadığı kadar farklı kesimlerin hassasiyetlerini önceleme hali var. AK Parti iktidara geldiğinde; ‘işimiz bitti, bunlar bizi iki günde kapının önüne koyar’ diye düşünen pek çok kamu görevlisi, yerlerini koruduğu gibi bayağı etkili pozisyonlara geldi. Bazı bakanlıklarda, alan hakimiyeti MHP’liliğini, DYP’liliğini koruyanlarda, ANAP’lılığını koruyanlarda. Biz pozitif ayrımcılık bile yapmıyoruz. Hem de hiç yapmıyoruz!..”
¥
İlginç...
Devam edin lütfen:
“Bir AK Parti milletvekilinin, İl Başkanı’nın makûl talebi olsun, kolay kolay yerine getirilmez! Ancak, AK Parti’ye katılma gereği duymayan eski ANAP’lılar filan, bütün işlerini tıkır tıkır yürütürler. Eski DYP’liler de öyle. MHP’liler, mesela Tarım Bakanlığı’nda, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nda büyük etkinliğe sahiptirler.”
¥
“Ve dahası...”
-Evet, dahası?..
“Diyanet İşleri Başkanlığı’na bakın. Orada da, eski dönem kadrolarının revaçta olduğunu göreceksiniz!..
¥
AK Parti yöneticisi bunları söyleyince...
Ve hatta; “ANAP’lıların ve DYP’lilerin bu dönemde ne işler kıvırdıklarına dair misaller verdikçe” aklıma muhabirimiz Aslan Değirmenci ile birlikte ziyaret ettiğimiz bir “Bakan”ın sözleri geldi.
Diyordu ki ismi mahfuz bakan; “Yarın öbür gün iktidardan düşecek olsak... Silindir gibi geçerler arkadaşlarımızın üzerinden. Bizde kadrolaşma bilinci maalesef çok düşük. Bürokrasideki etkinliğimiz yüzeyde. Bazen, deniz kıyısında kumdan kale yapan çocuklar gibi olduğumuzu düşünüyorum. Bereket, geride eserlerimiz kalacak. Ve bizi onlar anlatacak.”
¥
Doğru...
MHP’liler, CHP’liler, DYP’liler kadrolaşma ustaları. İktidarlar değişse de, bu grupların alan hâkimiyeti büyük ölçüde devam ediyor.
Ve bu dönemde “torpil” arayışında olanlara...
“MHP’ye de uğramaları” tavsiye ediliyor!..
TEK KALE MAÇ!..
Başa dönecek olursak;
AK Parti’nin “sivil darbe” yaptığına, “sivil vesayet” peşinde koştuğuna dair iddialara hiç mi hiç inanmıyorum.
Sistemin derinliklerinde değişen fazla bir şey yok.
Yüzeyinde ise...
Recep Tayyip Erdoğan’ın rakipsizliğinden kaynaklanan bir “göz yanılması” var o kadar.
Amansız Erdoğan karşıtlarından Yazar Ece Temelkuran’ın bile kabullenmek mecburiyetinde kaldığı gerçek:
“Tayyip Bey tek kale top oynuyor!..
Kaleci de yok, her vuruş gol!..”
¥
Bilek güreşi izlemişsinizdir;
yenilen taraf, “Bileğimi büktün, ama ben daha başlamamıştım” gibi laflarla mağlubiyetini izah edilebilir kılmaya çalışır.
Bilhassa Baykal’ın “Bir İmam Hatipliye defalarca tuş olmayı” bir türlü hazmedemediği ortada.
Erdoğan’a defalarca hakaret etmiş olması, kabullenememenin tezahürü.
“Sivil vesayet”, “Sivil darbe” gibi saçma sapan iddialar da, Erdoğan’ın “liderlik özellikleri” karşısındaki çaresizliği itiraf zorluğundan kaynaklanmakta!..
AK Parti’nin “kadrolaştığı”, “sivil vesayet kurmaya çalıştığı” hele Cüneyt Ülsever’in iddia ettiği gibi; “kendisine yakın bir TSK oluşturmaya çalıştığı” filan doğru değil.
AK Parti’nin yapısının “Milli Görüş üzerine kurulu olduğu” da bir Ülsever abartısı.
Hayır; yapı, Recep Tayyip Erdoğan üzerine kurulu.
Ve bu düzeni “sandık yoluyla” yıkabilecek bir “babayiğit” de şimdilik görünmüyor.
¥
Tespit doğru:
“Tayyip Bey tek kale top oynuyor!..
Kaleci de yok, her vuruş gol!..”