Gençlere kucak açmak
Gençlerin karşı karşıya kaldığı problemlere çare aramak gerekirken, sanki hiçbir problem yokmuş gibi davranmak umalım ki bize pahalıya mal olmasın. Siyasî tartışmalara ayırdığımız vaktin yarısını, belki daha azını, ondan çok daha önemli olan gençlik ve problemlerine çare arayışına ayırabilsek mesele kalmayacak.
Bakınız, Türkiye’deki genç nüfus pek çok komşu ülkemizin toplam nüfusuna eşit. Bunların büyük bir bölümü de okullarda eğitim görüyor. Sayısı az da olsa eğitim imkânı bulamayan çocuklar ve gençler de var. Onların problemleri de dahil olmak üzere bütün gençlere sahip çıkmak gerekir. Bu da lâfla değil, icraatla mümkün.
‘Gençlere sahip çıkma’ deyince Türkiye’yi idare edenlerin akıllarına hemen eğlence türü çalışmalar geliyor. Bu cümleden olarak “Gençler için şu kadar konser, şu kadar tiyatro, şu kadar eğlence düzenledik. İlâve olarak şu kadar spor salonu da yaptık. Bunlar yeter de artar bile” diyebilirler. Gerçekten yeter mi? Belli ölçüler çerçevesinde bu çalışmalar da yapılabilir, ama gençlik ve sorunları denildiğinde akla sadece spor salonları ve düzenlenen eğlenceler geliyorsa bu yanlış olur.
Çok yakın bir günden örnek verelim. Bilindiği üzere İstanbul’un “Avrupa Kültür Başkenti” programı çerçevesinde çeşitli faaliyetler yapılmaya başlandı. Medya tanıtımları bir yana bırakılırsa, halka açık ilk büyük çalışma ‘konser’lerle yapılıyor. Muhtemelen bu çalışmaları da “Gençlerin arzu ve isteklerine göre yapıyoruz; bu da onlar içindir” diyecekler. Gençlik denince akla sadece eğlencenin, kültür denince de sadece konserlerin gelmesi doğru bir yaklaşım değil.
Gençliğe hizmet etmesi mümkün olan medya organlarının kullanılma biçimi de iç açıcı değil. Gazete ve televizyonlar başta olmak üzere internet ortamı da gençler için tehlikelerle dolu. Zaman zaman bu durumdan şikâyetçi olan yöneticilere rastlıyoruz, ama onların sesi yeteri kadar duyulmuyor. Buna karşılık gençleri eğlence ve oyunlara teşvik edenlerin sayısı daha fazla.
Peki ne yapılabilir? İnsanlar konuşa konuşa meselelerini halledebildiğine göre, gençlik konusu da enine boyuna tartışılmalıdır. Bunun için sivil inisiyatifin gayretleriyle bir “gençlik kongresi” toplanabilir. Burada yapılacak tartışmalarla ortaya konulacak prensipler hayata geçirilirse gençlik problemi çözüme kavuşabilir.
Şaşırtıcı olan, gençlik konusunda hassas olması gereken çevrelerin üzerine düşen çalışmaları yapmamasıdır. Gençlerin ihtiyaç listesi hazırlanırken sadece ‘burs’un düşünülmesi yetmez. Manevî ihtiyaçlarını da dikkate alacak bir ‘ihtiyaç listesi’ hazırlanmalı.
Hâlâ gençleri alkollü içki içmeye teşvik edici reklâmların gazetelerde yer alması çelişki listesinin ilk sırasını alan bir madde değil mi? Bu şekilde mi gençleri kötü alışkanlıklardan, tehlikelerden ve ‘uyuşturucu bataklığı’ndan koruyacağız?
Türkiye’yi idare edenlere bir defa daha sesleniyoruz: Gençlerin dertleriyle dertlenelim. Onları maddî ve manevî tehlikelere karşı korumaya çalışalım. Önceliği konser ve eğlencelerde değil, eğitim ve kültür yatırımlarında arayalım...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.