Digitürk hakkında bir yazı daha..
Gönlünde futbol oyununa yer veren herkes son birkaç gündür şu soruyu soruyor; “Naklen yayını alan Digitürk bu kadar büyük parayı nasıl ödeyecek?..”
Ya da mevcut abone miktarı belliyken bu iş nasıl kotarılacak?..
Digitürk’ün yapacağı şey açık ve basit..
Abonelerinin sayısını çoğaltacak..
Bunu, naklen yayın öncesi maçların şifresiz olarak yayınlanması gerektiğini söyleyen ve bu sebeptendir ki ihaleyi Digitürk’ün kazanmaması yönünde görüş bildiren, aynı zamanda da maçların bir bölümünü yıllardır Lig TV’den seyreden bir “Digitürk abonesi” olarak söylüyorum..
Yaklaşık 850 binlerde olan abone sayısını en az 2 milyonlara taşımanın arayışına girmeli Digitürk!.. Buna mecbur çünkü..
Bunu yaparken de mümkün mertebe halkı fazlaca sıkıntıya sokmaması, futbol sevdalılarından makul fiyatlar istemesi gerekir..
Naklen yayınların cazibesini artırmak ve abonelerinin sayısını yukarılara taşımak Digitürk’ün elinde..
Önce şunu belirtmeliyim ki, kulüplerin ihtirası ve federasyonun muhammen bedeli yüksek tutması ihalenin yüksek bitmesine sebep olmuştur.. Kulüpler bu kadar parayı hak ediyorlar mı?.. O da ayrı bir mesele..
Merak ediyorum; Edirne’den öteye geçerken zorlananların gerçekten bu para neyine?.. 2 lira etmeyen teneke ayarı futbolculara 10 lira vererek kulüplerini zarara uğratan başkan ve yöneticilerin bolca bulunduğu bir ülke futbolunun bu kadar para nesine?.. “Kek” tabir edilen bir gruptan bile çıkamayarak 72 milyonluk bir ülkeyi Dünya Kupası’na taşıyamayanlar bu kadar parayı hakikaten hak ediyorlar mı?.. Federasyon, Kulüpler Birliği, futbol yöneticileri, futbolcular.. Ve bunların harman olduğu Türk futbolu.. Şimdi birilerinin çıkıp da ihale sonrasında; “Türk futbolu kazandı” gibi komik laflar etmelerine sağ olsaydı şayet en çok rahmetli Dümbüllü İsmail’in güleceğini zannediyorum..
Yayıncı kuruluşlar da başlama bedeli federasyon tarafından oldukça yüksek tutulan miktarları ister istemez kendi bütçelerini de zorlayarak aşıyorlar.. Sonunda da en çok halk meşgul ediliyor, çünkü para milletimizden çıkıyor..
Digitürk yöneticileri bu saatten sonra ciddi bir çalışma yapmalıdır..
Digitürk yönetimi, özellikle Lig TV’den yapılan spor programını kesinlikle yeniden gözden geçirilmelidir.. Millete ters gelen, inadına dik konuşan, ukâla, kaba tavırlı, kibirli kişilerle yola devam etmemelidir.. Yeni dönemde “Ofsayt mı, değil mi. Buna, Erman Hoca karar versin” gibi iptidai sözlerle ekran başındakilerin keyfini kaçıracak söylemlerden de mutlaka kaçınılması gerekir.. Futbol oyunu görecelidir.. Bir hakem, pozisyonu diğerinden farklı yorumlayabilmektedir.. O halde, şuna göre böyle olan, ötekine göre öyle olabilir..
Hasıl-ı kelâm;
Dikkâtli bir projeksiyonla, dikkatli ücret politikasıyla ve Lig TV misalinde belirttiğim gibi, ciddi, espirili, güleryüzlü ve en önemlisi milletin sesi olan kişilere program yaptırılmasıyla, Digitürk yeni aboneler bulabilir ve tekeffül ettiği büyük meblağın altından kalkabilir..
Yok; işler eski tas eski hamam olursa ve de ücretler de ikiye üçe katlanırsa, işte o zaman pirinç ayıklanamaz..
Bunlar samimi ve dostane tespitlerdir..
Digitürk yönetimine yeni yayın döneminde başarılar diliyorum..