Nerede kalmıştık
Değerli futbol dostları; Turkcell Süper Lig’de 2009-2010 sezonunun ikinci yarısı başlıyor.. Bir başka ifadeyle 20 Aralık 2009 tarihinde yapılan 17. hafta maçlarının ardından 33 gün ara verilen ligde ikinci perde bugün Kadıköy’de sahne alıyor..
İlk müsabaka, Fenerbahçe-Denizlispor arasında..
Fenerbahçe’nin 37 puanla zirvede bitirdiği ilk yarının ardından, takımların çoğu ara transfer döneminde güçlendirdikleri kadrolarıyla, sezon sonunda belirledikleri hedeflere ulaşmaya çalışacaklar..
Turkcell Süper Lig ne zaman bitecek?.. Hemen onu da söyleyelim; 2009-2010 sezonu 16 Mayıs 2010 tarihinde yapılacak 34. hafta maçlarıyla tamamlanacak..
Lig şampiyonluğunun yanı sıra, Fenerbahçe ve Galatasaray’ın da mücadele vereceği Avrupa müsabakalarında yaşanacak heyecana, küme düşürülen Ankaraspor’un ardından lige veda edecek son 2 takımın mücadelesi de eklenecek..
Hayırlısı olsun..
Allah hiçbir futbolcuya kaza bela vermesin..
Ve de dileriz her şey futbol adına mükemmel olur..
Tüm müsabakalarda centilmenlik, barış ve kardeşlik ön plana çıkar..
Tabii buna sahadaki futbolcu, kadar, tribündeki taraftar, kulüp yöneticileri, hakemler ve de spor medyası da yardımcı olmalıdır..
Yazılarımızı takip edenler bilir..
Zira adet haline getirdik..
Sezona, ya da ligin ikinci yarısına “merhaba” derken, arzu ve isteklerimizi teker teker sıralıyoruz!..
Hakemlerden, yöneticilerden, futbolculardan, taraftarlardan ve tabii ki medyadan!.
Önce hakemler..
Futbol kurallarına kesinlikle uymaları gerekir.. Kafalarına göre düdük çalmamaları gerekir..Topa yakın olmalılar, en önemlisi ise futbol oynatmaya yardımcı olmalılar!.. Hata elbette olabilir.. Kabul edilemez olanı; peşin hüküm, ön yargı..
Yöneticilere baktığımızda onlara da büyük görevin düştüğünü görüyoruz..
Tansiyonu artıran demeçlerden kaçınmalılar.. Kulüpçülüğü tanınma, meşhur olma basamağı olarak düşünen insanların, spor kulvarında boy gösterme hakları olmamalı.. Futbolu ve diğer spor dallarını iyi bilen, rakiplerini de dost gören yöneticilerin çoğalması, en büyük dileğimiz..
Futbolculara gelince;
Tribünleri tahrik edici hareketlerden kesinlikle kaçınmaları gerekir.. Tribünlere oynamamaları gerekir.. Başarı rakiplerinin de hakkı..
Tribündeki taraftara da sözümüz var..
Tribünlerdeki sayıları az ama tesir sahaları geniş fanatik kişileri ayıklamalılar.. Takımlarını desteklemeleri son derece normal ancak ölçüyü kaçırmadan!.. Tuttukları takım kadar rakibin de sahadan başarılı çıkmaya hakkı var.. Sporun kardeşlik ve dostluk olduğunu asla akıldan çıkarılmamalı..
Ve spor medyası..
Herkesden fazla kendisini yenilemesi gereken grup!.. Önemli bir kısmının çıkan olaylarda ve tribünlerdeki taşkınlıklarda payı var!..
Esenler, kükreyenler..
Elindeki kalemi satır gibi sallayanlar!..
Yazdığı yazının tribünlerde patlayacak bir bomba olabileceğini düşünmeyenler!..
Spor yazarlarına da itidal tavsiye ediyorum.. Kartvizitinde spor yazarı yazan kişilerin ciddi ve yol gösterici olmaları gerekir diye düşünüyorum.. Ama bazı kimseler sırf popülarite uğruna, sırf daha fazla tanınmak amacıyla, çizgiyi aşıyorlar.. Spor yazarları taifesinde bu noktada biraz sıkıntı var.. Umarım o da aşılır.. Aklıselim galip gelir..
Bu düşüncelerle 2009-2010 sezonunun ikinci yarısında temiz futbolun ve sevginin egemen olmasını diliyorum..
Karayip köle ayaklanmalarından Haiti devrimine