Yunus Vehbi Yavuz

Yunus Vehbi Yavuz

Çocuk polisi ihdas edilmeli

Çocuk polisi ihdas edilmeli

Toplumumuzda son zamanlarda çocuklara karşı suç işleme oranı eskiye göre hayli arttı. Gün geçmiyor ki medyada çocuklara karşı işlenen cinayetlerden bahsedilmiş olmasın, acıklı manzaralar sergilenmiş olmasın. Aslında bu son derece tehlikeli bir gidiştir.
Çocuklar, Allah’ın bize çok değerli ve masum emanetleridir. Çocukları korumak başta ana-babanın görevidir. Onların ihmalinden dolayı birinci derecede aile sorumludur. Aile sorumlu olduğu kadar, toplum ve devlet yetkilileri de sorumludur.
Çocukların her bakımdan güven içinde bulunacağı ortamı hazırlamak devletin görevidir. Devletten öyle bir ortam istiyoruz ki, kimsenin çocuklarının canından ve namusundan, ne evlerde ne de sokaklarda zerre kadar endişesi olmasın.
Çocukların kendilerini koruyacak imkânları yoktur. Onlar Allah tarafından, ana-babalara, ailelere ve devlete emanet edilmişlerdir. Bu emanete hıyanet etmek çok kötü bir davranıştır.
Çocuklar, bizim gözbebeklerimizdir, günahsız varlıklarımızdır, geleceğimizdir, haleflerimizdir, varislerimizdir, en değerli varlıklarımızıdır, yarının büyükleridir.
Biz çocukları severiz, hatta sevme duygumuzu onlarla tatmin ederiz. Biz onlara sevgi bakımından âdeta muhtacız. Daha çok biz kendilerinden yararlanırız, ruhsal yapımızı onlarla güçlendirir, tatmin ederiz, çalışıp kazanma şevkimiz onlara dayanır. Çok şey alırız çocuklardan...
Toplumumuzda ortaya çıkan olumsuz davranışlar göstermektedir ki, biz çocuklara karşı görevlerimizi gereği gibi yerine getirmiyoruz; onları ihmal ediyoruz. Yani “Biz, bize verilen bu emaneti koruyamıyoruz. Aileler görevini yapmıyor. Devlet çocuklara gereken ihtimamı gösteremiyor.” Dolayısıyla, Allah’ın bu emanetine riayet edemiyoruz.
Gün geçmiyor ki, bir çocuğun kaçırıldığı, başının ezildiği, kesildiği, terk edildiği, işkence ile öldürüldüğü, annesi tarafından intihara götürüldüğü, sokağa atıldığı, babası tarafından kurşuna dizildiği, diri diri gömüldüğü yahut kuyuya atıldığı haberi basında yer almasın.
Bu olaylar toplumumuz için, milletimiz için, devletimiz için, hükümetimiz için yüz karası, son derece üzücü ve inciticidir. İnsan şöyle düşünmeden edemiyor:
Acaba biz bu ülkede hep üzülmek için mi yaratıldık? Acaba 21. asırda yeni bir cahiliye dönemi mi açıyoruz? Başta devlet olmak üzere, herkesin görevini tam olarak yapacağı zamanları şiddetle özlüyoruz. Cahiliyeden kalma bu gibi olaylara artık son verilmelidir.
Çocukların korunması ve güvenli bir ortamda hayat bulması en tabii haklarıdır. Bunun için ne yapmak gerekiyorsa yapmalıdır yetkililer... Türkiye Büyük Millet Meclisi çocukları himayesi altına almalıdır. Bunun için gerekli tedbirleri acilen almalı, kanunları bir an önce çıkarmalı, varsa eksiklerini tamamlamalı ve bu işe el koymalıdır.
Aynı sebepler aynı sonuçları doğurur. Bu gidişle aynı olaylar devam edecek demektir. Bu da toplumda tedirginliğin ve güvensizliğin güçlenmesi anlamına gelir. Bu güvensizliğin sıfırlanması ve güvenin acilen tesis edilmesi gerekir.
Her aile, çocuğunun canından ve namusundan emin olmalıdır. Bu, ailelerin en tabii hakkıdır. Olumsuz birçok olay, ilgilileri uyandırmak için yeterli değil midir? Sadece bir tek olay bile bir toplumun hassasiyeti için yeterli sebeptir. Birçok olay bir tek olaydan başlar. O halde, bu olayların kökünü kazımak gerekir.
Fertleri imanla donatılmış Müslüman bir toplumda, değil böyle bir cinayete, haksız yere bir fiskeye bile yer yoktur; sevgisiz ortama asla yer yoktur. Çocukları koruması, kollaması gerekenler, onlara karşı cinayet işlemeyi nasıl reva görebilirler? Geride kalanlar bunlara karşı nasıl rahatça seyirci kalabilirler?
Burada büyük bir insanlık sorunu vardır demektir. Bu sorunu masaya yatırmak ve ebediyen ortadan kaldırmak için köklü çalışmalar yapmak gerekir. Meclis bunun için vardır, hükümet bunun için vardır.
Kanaatimizce, bu sorunu çözmek Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin görevidir. Meclis köklü araştırmalar yapmalı ve çocuklara karşı işlenen suçlarla kadınlara karşı uygulanan şiddet olaylarının nasıl ortadan kaldırılacağını belirlemelidir.
Fertlerin de elbette yapabileceği çok şey vardır. Ailelere büyük görevler düşüyor, fakat aileler tek başına bunun altından kalkamazlar. Bu gibi sorunların üstesinden ancak devlet gelir. Devlet, takvaya eğilmeli, takva sahibi bir nesil yetiştirmelidir.
İçişleri Bakanlığı, özellikle çocuk ve aile polisi ihdas etmeli, Diyanet İşleri Başkanlığı da çocukların maruz kaldığı bu meseleye el atmalıdır.
Takva sahibi bir insanın çocuğa karşı şiddet uygulaması yahut cinayet işlemesi düşünülemez. Takva eğitimini devlet ilkokuldan üniversiteye kadar gerçekleştirmelidir. Bunun yanında, komik olmayan ve gerçekten caydırıcı cezalar getirilmeli, âcilen polis teşkilatı içinde çocuklara yönelik etkin bir birim kurulmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yunus Vehbi Yavuz Arşivi