Darbecinin “aklı”, “vicdanı” mı olur?..
Gündemde “Balyoz harekâtı” var... Zerre “aklı”, “vicdanı” olanın “tepkisiz kalamayacağı” bir eylemler dizisi iddia edilen.
“Camilerin cemaatleriyle birlikte havaya uçurulması”ndan ötesi var mı?..
Facia!..
¥
Radyolara, televizyonlara, sitelere “Genelkurmay mutlaka açıklama yapacaktır, sessiz kalamaz” diyorduk ki, beklenen oldu...
Her “akıllı” Türk vatandaşının “sıkıntılarını” ilk bakışta fark edeceği o açıklamadan bir bölüm:
“1. Ordu Komutanlığı tarafından 5-7 Mart 2003 tarihleri arasında icra edilen Plan Seminerine ilişkin çeşitli iddialar ve değerlendirmeler medyada yer almaktadır. Söz konusu Plan Semineri, Genelkurmay Başkanlığı 2003-2006 yılları Tatbikatlar Programında bulunmaktadır. Plan Seminerinin gayesi, DIŞ TEHDİDE ilişkin olarak hazırlanan Harekat Planlarını geliştirmek ve ilgili personelin eğitimlerini sağlamaktır.”
¥
Bu bölümden “DIŞ TEHDİT” lâfını çekip alalım ve “Balyoz Harekâtı”ndaki “DIŞ TEHDİDİ” arayalım.
İsrail mi, Yunanistan mı, Rusya mı?..
Baktık; medyaya yansıyan bölümde, “Yunanlılar”dan bahis var.
İddiaya göre; içinde Kahraman Türk Havacılarının bulunduğu uçak Yunanlılara düşürtülecek, bu olmadığı takdirde uçağın “bizimkiler” tarafından düşürülmesi sağlanacak ve bu yolla, hükümeti “sıkıntıya” sokacak bir “dış kriz” meydana getirilmiş olacak.
Aklımıza, “Kocatepe Muhribi”mizin, “Bizim uçaklar” tarafından “yanlışlıkla” düşürülmüş ve 54 kahraman denizcimizin de “yanlışlıkla” öldürülmüş olmasını getirdi bu “iddia”lar.
Düşündük; bu “kaza”nın hesabı, “Aradan 100 yıl da geçse bu konuda konuşmam. Böyle askeri konuların uluorta konuşulması çok kötü sonuçlar verir” diyen zamanın Deniz Kuvvetleri Komutanı Emin Göksan’dan ve de daha sonra Deniz Kuvvetleri Komutanı olmakla kalmayıp, 28 Şubat’ın illegal BÇG’sini kurma görevini üstlenen bir başka “mesul”, Güven Erkaya’dan sorulmuş olsaydı, en azından “ihmal”den cezalandırılmaları sözkonusu olsaydı; “kendi jetimizin düşürülmesi ve kendi pilotlarımızın şehit edilmesi” gibi bir “korkunç plan”a dair iddialar yer alır mıydı gündemimizde?
¥
Mevzu bu: Suçlunun zamanında cezalandırılması...
“Balyoz planında” yer aldığı iddia edilen ifadelerin bazı bölümlerinde; “suçlunun zamanında cezalandırılmamasından” kaynaklanan bir “rahatlık” dikkat çekmekte...
Şu bölüme buyurun: “Yani kuvvetleri sağa sola göndermenin bana göre yapılacak en kolay hareket tarzı, bir 12 EYLÜL GİBİ harekatın BAŞINDAN İTİBAREN ORGANİZE EDİLMEK SURETİYLE, bir anda söndürülmesi imkan sağlar diye düşünüyorum.”
¥
Ne anlamlı bir cümle değil mi;
“12 Eylül başından itibaren organize edilmişti” diyor!..
Hani; “O güne kadar bir türlü üstesinden gelinemeyen terör, nasıl oldu da bir gün içinde sona erdi?..” filan diye sorulur ya, kafasında böyle bir soru yer etmiş olan; yukarıdaki bölümü bir kez daha okuyabilir!..
¥
Yazık ki; “organizasyona” imza atan 12 Eylülcülerden biri olsun yargılanmadı. Yargılansaydı eğer, bu içerikteki “seminer” ve “tatbikat”lara dair iddialar gelmezdi gündemimize... Bunun yerine mesela; CONİ’lerin Türk Askeri’nin kafasına “BİR KEZ DAHA” çuval geçirmelerine mani olabilmek için yapılması gerekenlerin yer aldığı “Plan” ve “Tatbikat”lardan bahsederdik.
Soralım: Kuzey Irak’ı ve Güneydoğumuzu hedef alan “Siyonist tehdit”le mücadelenin “Planı”, “Tatbikatı” var mı?.. Varsa; hani, nerede?..
¥
Ben “plan”ın kamuoyuna yansıyan bölümünde, “DIŞ TEHDİT” filan göremedim.. Kimdir, nedir bu dış düşman?..
“TAYYİB’i tebrik için giden “namazlı emniyet mensubu” mu?..
“Camideki vatandaş” mı?.. Yeniden Türkçeleştirilmesi planlanan “Ezan” mı?.. Sakal ve çarşaf mı?..
¥
Bakın; “Dış Tehdit”le mücadele hakkında medyada yer bulan iddialardan bir bölümü şu cümlelerde: “Ekonomik operasyonlarla hem ulusal hem de uluslar arası ortamda ülke ekonomik darboğaza sürüklenerek, AKP hükümeti (ne) karşı büyük çaplı toplumsal gösteriler için zemin hazırlanacak ve koordine edilecek!.. Sürekli irticai faaliyetler ile ilgili haberler, öğrenci olayları, artan şehit cenazeleri, ekonomik bunalım, faili meçhul eylemlerle sokaklara dökülmüş halk temaları sürekli işlenerek, halkın en güvendiği kurum olan TSK’dan gereğini yapmasını beklediği yönünde kamuoyu yönlendirme çalışmaları yapılacaktır...”
¥
Okuduk, soralım:
Türkiye, ekonomik darboğaza sürüklense bundan kimler istifade eder?..
Kim olacak, “düşmanlarımız!..”
Siyonizmin kontrolündeki “uluslararası faizci finans kapitalizmi!..”
Faizler yükselecek, Türkiye çok daha kısa vadelerle ve çok daha yüksek faiz oranlarıyla borçlanmak mecburiyetinde kalacak!..
Öyle olmadı mı; 12 Eylül “uluslar arası faizci finans kapitalizmine” yaramadı mı?..
Ve diğer darbeler, muhtıralar...
¥
Genelkurmay açıklamasında; “Bu Plan Seminerine ilişkin olarak ortaya atılan iddiaları, aklı ve vicdanı olan hiçbir kimsenin kabul etmesi mümkün değildir” cümlesi yer almakta.
Güzel ifade. Böyle şeyler yapılmasının “akılsızlık” ve “vicdansızlık” olduğuna dikkat çekiliyor...
“Aklı” olmayanın; ne “dini” olur, ne “vicdanı.”
Genelkurmay açıklamasının -yalnızca- bu bölümünü beğendim;
“Akla” ve “vicdana” vurgu yapmasından dolayı!..
TUTUKLANACAK VE KULLANILACAK GAZETECİLER!..
“Plan” çerçevesinde “tutuklanacak” 36 yazardan bahsediliyor.
Gurur vesilesi; başı 8 yazarla VAKİT çekmekte...
Bu, VAKİT’in verdiği hak ve özgürlük mücadelesinin birilerini ne denli rahatsız ettiğini göstermekte...
Öte yandan; “Harekata destek sağlanmasında kullanılacak” 137 gazeteci de öbür listede. Listede, “darbecilerle işbirliği yaptığı” zaten bilinen çok sayıda “meslektaş” var; ancak içlerinde bu kategoride yer almayı kabullenemeyen olabilir.
Onlar için tek yol; “darbe karşıtı” olduklarını gösteren yazı ve haberlere imza atmak. Lâfa bakılmaz!..
AYM KARARI… DEĞİŞTİRİN ARTIK BU YAPIYI!..
Askerlere “darbe suçundan dolayı” sivil mahkemede yargılanma yolunu açan düzenleme Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi.
Bu; “Değiştirin artık şu mahkemenin yapısını” yollu çağrılarımızın ne kadar isabetli olduğunu gösteren bir gelişme.
Referandumsa referandum.