Faruk Çakır

Faruk Çakır

Dipsiz terör kuyusu

Dipsiz terör kuyusu

Terörün ülkemize ödettiği faturanın büyüklüğünü tahmin ediyoruz, ama bu rakamı net olarak ortaya koymak neredeyse imkânsız. Faturanın büyüklüğü anlatılırken yüz milyar dolarlardan bahsediliyor. İlk bakışta bu rakamlarda ‘abartma’ olduğu iddiâ edilse de, ciddî araştırmalar yapıldığında bir abartma olmadığı anlaşılabilir.

Bir vesile ile daha önce aktarmıştık: Çeyrek asırdır devam eden terörün sadece Şırnak ilimizde ve sadece hayvancılığa vurduğu darbenin maddî karşılığı 100 milyar dolar seviyesinde. Rakamı telaffuz eden Şırnak Valisi, “Bir araştırma yaptık ve devam eden terörün Şırnak’taki hayvancılığa vurduğu darbenin maliyetinin büyüklüğü karşısında şok olduk. İlmî tesbitlerin yapılması için konuyu ziraat fakültelerine havale ettik. Keşke rakam bu kadar büyük olmasa. Ama biz daha da büyük olabileceğinden korkuyoruz” demişti.

Benzer bir tesbit, Torunlar Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Torun tarafından dile getirilmiş. İş adamı Torun, hadiseye ‘tarım’ penceresinden bakmış ve terörün maliyetinin büyüklüğünü göz önüne sermiş.

Terörün bitmesiyle Harran Ovası’nın verimli topraklarının ekonomiye kazandırılacağını söyleyen gıda toptancısı iş adamı Mehmet Torun, “Harran Ovası’nda tarım yapılabilse, Türkiye’nin ambarı olur ve hiçbir tarım ürünü ithalatına gerek kalmaz, ihracatçı oluruz. İşsizliğin de, çektiğimiz ekonomik sıkıntıların da kaynağında terör yatıyor. Ülkenin çok geniş bir coğrafyasında terör yüzünden tarım ve hayvancılık yapılamıyor. Kentlere göç yaşanıyor. İşsizlik artıyor” şeklinde konuşmuş. (Milliyet, 21 Ocak 2010)

Farklı zamanlarda ve farklı kişilerce dile getirilen bu nokta, aslında Türkiye’nin kafa yorması gereken bir konu. Öyle bir rüzgâra kapıldık ki, terörün olmadığı yerlerde bile üreten insan sayısı azaldı. Karadeniz’in köyleri buna örnek sayılabilir. Kış aylarında herkes şehirlere iniyor ve ‘üretici’likten ‘tüketici’liğe terfi ediyor. Yaz aylarında yüzlerce bacanın tüttüğü köylerde, kış aylarında 3 ya da 5 hanenin dumanı tütüyor.

Tabiî ki yaz aylarında köyde yaşayan ekseriyetin kış aylarında şehirlere taşınmasının haklı gerekçeleri var. Artık köylerimizin çoğunda ilköğretim okulu bulunmuyor. Başka sebeplerin yanında bu sebep de çocuklu ailelerin kış aylarını köylerde geçirmesine imkân vermiyor.

Hiç değilse öğrencisi olmayan ailelerin köylerde ikamet etmesi teşvik edilebilir. Bunun köyde kalanlara da faydası var. Herkes biliyor ki şehir hayatı stresin kaynağı haline gelmiş. Bilhassa ‘genç emekliler’in köylerde kalması, imkânlar ölçüsünde tarım ve hayvancılıkla uğraşması onları daha mutlu eder. Büyük şehirlerde tüketici olmak yerine, köylerde üretici olmak daha faydalı değil mi?

Başka konular arasında bu ‘ayrıntı’ların da tartışılması, araştırılması ve teşvik edilmesi lâzım. Bilhassa büyük şehirlerde yaşayanlar köy hayatını özlüyor, ama çoğu bu imkânı bulamıyor. Uzun dönemli planlar yapılarak imkânı olanların köylerde yaşaması teşvik edilebilir. Böylece hem köyler şenlenir, hem de şehirler daha yaşanır mekânlar haline gelir.

Keşke terör sona erdirilse ve dipsiz terör kuyusuna dökülen para ve imkânların bir kısmı bu konulara harcansa...


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Faruk Çakır Arşivi