Helâl olsun CHP’lilere!..
CHP’li Meclis Başkanvekili Güldal Mumcu’ya bakın;
Konuşurken kılı kırk yaran AK Partilileri ikide bir uyarmak...
Her üç cümlede en az iki kez küfür eden muhalefet vekillerine ise alabildiğine müsamaha göstermek suretiyle...
O büyük kavgaya “sebebiyet” vermiş, vermemiş hiç önemli değil...
Tarafı belli;
AK Parti’nin iki önde geleni on dakikalık arada kürsünün arkasındaki odaya gidip kendisine “uyarıda” bulundu diye...
Nasıl da ayağa kaldırdı ortalığı...
Başkanlık kürsüsünden, Genel Kurul’a hitabına bakar mısınız:
“Demin, Bakanlar Kurulu üyesi Sayın Arınç makam odasına gelip, nasıl yöneteceğim konusunda bana talimat vermeye kalkıştı. Bunu şiddetle kınıyorum. Bu, son zamanlarda uygulanmaya konulan, uygulana gelmeye başlayan yürütmenin yasama üstündeki bir baskısının ikinci bir tezahürüdür, bunu şiddetle kınıyorum!..”
¥
Evet... Tarafsız olması gereken Meclis Başkanvekili “AK Parti’nin son zamanlarda sivil vesayet uyguladığını” öne süren çevrelerle aynı dili kullanıyor!..
Doğan medyası ile aynı dili;
Baykal’la aynı, Sabih Kanadoğlu, Vural Savaş ile...
Dil aynı!..
Burada taraflı olmuşsun tarafsız olmuşsun; o kadar da öncelikli mesele değil.
Mutlaka ifa edilmesi gereken bir görev var zira:
Rejimi “AKP tehdidinden” (!) kurtarmak!..
Ne denir ki;
Mumcu’nun görüşlerine katılmıyorsam da, dâvâsına bağlılığından dolayı kendisine saygı duyduğumu ifade etmek durumundayım!..
¥
Aslında, Önder Sav’a da saygı duyuyorum, Onur Öymen’e de...
Gaflarıyla CHP’ye onca zarar vermiş olmalarına rağmen dimdik ayaktalar.
Takdire layık olan bir bütün olarak CHP;
kendilerine büyük zararlar veren “adamlarına” bile sonuna kadar koltuk çıktıkları için!..
Ergenekon Terör Örgütü sanıklarının “avukatlığını” ilân da az iş değil.
Tasvip edin etmeyin; adamlar “adamlarını” çatır çatır savunuyorlar!..
¥
Meclis’teki o çirkin kavgaya sebep olan süreç ve sonrasında da öyle...
CHP’liler, “hakaretlerle dolu konuşmaları” ve “adaletsiz yönetimleri” ile sebep oldukları tabloyu istedikleri gibi değerlendiriyorlar...
Ne güzel; “Bülent Arınç odayı bastı”ya bağlıyorlar hadiseyi...
Bugün, “Arınç bastı mı basmadı mı?” tartışmasındaysak...
“Arınç’ın yaptığı doğru muydu değil miydi”ye kafa yoruyorsak...
Mumcu’nun oturumu adaletli yönetip yönetmediğini pek mesele etmiyorsak...
CHP hücumda; “uyarı görevini yerine getirenler” savunmadaysa...
CHP’ye bir “helal” çekmek boyna borç olmuş demektir!..
¥
Bakın, meşhur kavganın bir gün sonrası...
Meclis Genel Kurulu’ndan; oturum başkanlığını yine CHP’li Mumcu yapıyor...
Kemal Anadol, esip gürlerken...
“Aklına esen Meclisi yöneten Başkanın makam odasına gider, orada terör estirirse, bu Meclis esenlikli çalışamazsa, millete nasıl güvence veririz arkadaşlar?” filan derken...
AK Partili Vahit Kirişci oturduğu yerden “Hırsızın suçu yok mu?” diye fısıldıyor.
Bu malûm; Nasrettin Hoca’nın meşhur fıkrasından miras bir tabir.
İlle de “hırsızlığın” söz konusu olduğu durumlarda kullanılmıyor; kabahatin “esas faile değil de ihmali olanlara” yüklendiği durumlarda, “Hırsızın hiç mi suçu yok” deniliyor.
Mesele, o bildiğimiz hırsızlıkla alâkalı değil yani!..
¥
Varsın öyle olsun...
CHP’liler davalarında fevkalade samimi olduklarından bu lafı alıp, AK Partili’ye saldırmaya başlıyor:
“Hırsız kim?”
“Ahlaksız!”
“Hırsız kim? Onu söyle. Hırsız kim?..”
“Bir eldiven gibi sana yakışıyor o söz!..”
“Hırsızın kim olduğunu açıkla!..”
“Lafını geri al!..”
“Bir de komisyon başkanı olacaksın!..”
“Ahlaksız herif!..”
“Yaşından başından utan!..”
CHP’liler böyle bağırıp çağırırken MHP’li Oktay Vural giriyor devreye...
O da CHP’ye “baş destekçi” ya...
Yandan hücum ediyor:
“Lafını geri al canım. Bir de komisyon başkanı olacaksın”
¥
AK Partili müthiş baskı altında...
Başkan da yükleniyor:
“Sözünüze netlik getiriniz Sayın Kirişci!..”
Vahit Bey son derece nazik...
Şöyle savunuyor kendisini:
“Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım, şimdi dün burada, Sayın Anadol da bahsetti hiç kimsenin tasvip etmeyeceği birtakım hadiseler yaşandı. Ama bu yaşanılanların arka planına bakmak anlamında, ben sıkça kullanılan, gündelik hayatta sıkça kullanılan ‘Ya herkes suçlu da onu yakalayan, bunu yakalayan suçlu da hırsızın suçu yok mu?’ tarzında her zaman kullanılan bir ifadeyi, bu Meclisin sağlıklı yönetilmemesinden kaynaklı olarak, bu yönetimi gerçekleştiren Meclis Başkan Vekilinin hiç mi kusuru, kabahati yoktur anlamında söyledim.”
¥
Ne temiz, ne masum bir açıklama değil mi...
Hayır değil...
“Tarafsız” Meclis Başkanvekili Mumcu “coşmuş” bir kere...
Cezayı kesiyor; prosedüre filan ihtiyaç hissetmeksizin...
Kirişci’ye vuruş cümlesi:
“Sizi kınıyorum efendim!..”
¥
İşte böyle...
“Hırsızın hiç mi suçu yok” deyişini aldılar götürdüler taaa nerelere!..
AK Partilileri hedef alan, “Hain, şerefsiz, alçak, terbiyesiz, satılmış” laflarının havada uçuştuğu Meclis’te, bir AK Partili kısık sesiyle “Nasrettin Hoca”dan bir vecize dile getirdi diye...
Çatır çatır hakaretlere uğrar ve ulu orta “kınanır” böyle!..
“Muhafazakâr demokrat” ya garip...
Savunanı da olmaz!..