Muhsin Meriç

Muhsin Meriç

Kamu diplomasisi ve STK’lar

Kamu diplomasisi ve STK’lar

30 Ocak’ta Resmi Gazete’de yayınlanan bir genelgeye göre kamu diplomasisi alanında yürütülecek çalışmalar ile stratejik iletişim ve tanıtım faaliyetleri konusunda kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum örgütleri arasında işbirliği ve koordinasyonu sağlamak amacıyla, ‘Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü’ oluşturuldu. Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü’nün sekretarya hizmetlerini ise Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü yerine getirecek.
Genelgede, kamu diplomasisi yöntemleriyle Türkiye’nin uluslararası kamuoyu nezdinde saygınlığının artırılmasına yönelik stratejilerin geliştirilerek, Türkiye’nin dış tanıtım faaliyetlerinin yürütülmesine ilişkin görevlerin, ilgili mevzuatla çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarına verildiği ifade ediliyor. Ayrıca genelgede, “Ancak, ülkesel ve bölgesel sorunların kolayca küresel bir boyut kazandığı günümüzde, özellikle bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmeler, uluslararası alanda ortaya çıkan fırsatlar ve tehditler, kamu diplomasisi konusunda görevli kurumlar arasında daha etkin bir koordinasyonu, yakın işbirliğini ve hızlı karar alma süreçlerini zorunlu hale getirmiştir” deniliyor.
Kimi çevrelere göre bu koordinatörlük bir ‘propaganda bakanlığı’ gibi çalışacak ve ‘psikolojik harekât’ yürütecek, kimilerine göre ise değişen şartlara göre geç bile kalınmış bir teşebbüs.
Bize göre ise, başına Dr. İbrahim Kalın’ın getirildiğini öğrendiğimiz bu tür bir müessese, şayet ‘hakkıyla’ ve ‘politize olmadan’ çalıştırılabilirse, Türkiye’nin son dönem kazandığı uluslararası itibar ve iç hamleler dikkate alındığında, Türkiye’nin kazandığı momentuma kuvvet verecek çok mühim vazifeler görebilir.
Uluslararası sistem, özellikle Soğuk Savaş sonrası, sayıları iki yüzü aşkın devletlerarasında cereyan eden hadiselerin, münasebetlerin oluşturduğu bir bütün olmaktan çıkmış ve uluslararası sahada teşkilatlanmış pek çok aktörün yoğun iletişim ve etkileşim içerisinde olduğu bir zemin halini almıştır. Artık, sayıları her geçen sene daha da çok artan, çokuluslu şirketler, uluslararası örgütler ve uluslararası sivil toplum kuruluşları uluslararası politikanın özneleri olmaktadır.
Sivil toplum kuruluşları (STK’lar) iletişimin artmasıyla geleneksek devlet anlayışının değiştiği, sınırların ortadan kalktığı günümüzde, devletlerin ulaşamadığı noktalara ve devletlerin nüfuz edemediği sahalara ulaşmakta ve etkinlik göstermektedirler.
Türkiye, uluslararası sahada gerçekleşen bu değişimden nasibini almakta ve bu süreç içinde ilerledikçe hükümet dışı örgütler (STK’lar) daha çok inisiyatif geliştirmekte, daha çok yasa yapım süreçlerine katılmakta, daha çok dış politikaya etki etme kabiliyeti elde etmektedir.
Özellikle Avrupa Birliği (AB)’ye üyelik sürecinin belli bir ivme kazandığı son yıllarda, AB uyum paketlerinin de sağladığı ortam içerisinde manevra sahası bulabilen STK’lar, klasik korporatist anlayıştan uzaklaşarak, halkın her kesiminin görüş ve taleplerini hem hükümetlere hem de uluslararası örgütlere ve karar alma mekanizmalarına ulaştırarak, kimi zaman Türkiye’nin aleyhine bazen de Türkiye’nin lehine tavırlar geliştirerek dış politikaya etki etmektedirler.
Bazı uluslararası STK’lar Türkiye dışında da şubeler açarak, ülke dışında faaliyetler göstererek ya Türk hariciyesine yeni yollar açmakta, ya açılan yollardan giderek faaliyetler gerçekleştirmekte yahut dışişleri mekanizmalarıyla ulaşılamayacak noktalara nüfuz ederek dış politika inşa etmektedirler.
Aktör merkezli çoğulcu liberal teori ile veya konstrüktivist bir bakış açısıyla incelenebilecek olan, STK’ların dış politikaya etkisi ve hükümetlerin de buna imkân tanıması Batılı ülkelere kıyasla henüz Türkiye’de oldukça gerilerdedir. Bunda Türkiye’nin sosyo-kültürel yapısı etkili olduğu gibi geleneksel siyasi yapı ve anlayışının da oldukça ciddi etkisi vardır.
Yeni kurulan pek çok kurum gibi Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü’nün de elbette alacağı uzun bir yol, üstleneceği mesuliyetler ve üstesinden gelmesi gereken riskler var. Bu noktalar göz ardı edilmeden işletilebildiğinde ülke menfaati için önemli hizmetler görebilecek bir müessese olabilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Muhsin Meriç Arşivi