Tırmanmak...
Siyaset bildiğine gidiyor...
Medya da öyle...
Ya ekonomi? Göstergeler iyi bile olsa, kişisel plânda hâlâ krizin faturasını ödüyoruz.
Ailevi sorunlar da cabası!
Bu yüzden zaman zaman canımız sıkılıyor, moralimiz bozuluyor, pes etme raddesine geliyoruz...
Yine bu yüzden hayatımızın büyük bir bölümü yakınmayla geçiyor.
Olumsuzlukları abartarak, büyüterek aşılmaz bir “kale gibi” karşımıza dikiyoruz!
Olumsuz şartları abartacağımıza, imanımızı ve imkânımızı abartıp, olumsuzlukları aşmayı denesek kuşkusuz hayatımız daha iyi olacak, ama bunu pek başaramıyoruz.
Kimbilir belki de başarabiliriz...
Önce denemek lâzım.
Nasreddin Hoca bile, gölün maya tutup tutmadığını deneyerek görmek istemiş ve Akşehir Gölü’ne maya çalmış...
Biz neden aynı şeyi yapmayalım, neden oturduğumuz yerden ahkâm keseceğimize zahmet edip denemeye çıkmayalım?..
Hoca’nın mayası tutmadı, ama biliyoruz ki Edison’unki tuttu ve binlerce deneyden sonra ampul yandı...
Başlangıçta o da bir nevi “göle maya” çalmıyor muydu?
Binlerce kişi “o iş olmaz, ampul yanmaz” diyordu...
Hatta bir ara Edison’a “deli” damgası vurulmuş, toplumdan dışlanmıştı.
Ama günün birinde göl maya tutup ampul yanınca herkes hayranlıkla etrafında toplandı.
Muhalifleri hâlâ var belki, ama ampul de hâlâ yanıyor.
Edison, çevreden gelen telkinlere, tenkitlere kapılıp olumsuz şartlara teslim olsaydı, ampul yanmayacaktı; yansa bile yakanın adı “Edison” olmayacaktı.
Şartlarla hesaplaştı, alışkanlıklarla hesaplaştı, “olmaz”lara meydan okudu ve başardı.
Sizin ampulünüz de belki yanmak üzeredir, kimbilir belki de gölünüz maya tutmak üzeredir...
Sadece biraz daha çaba, biraz daha emek, biraz daha sabır gerekiyor...
Başarabilirsiniz!
¥
Şartlara teslim olacağınıza, direnmeyi deneyin.
Bilin ki, direnme gücü kendi içinizdedir.
Şartları dikkate alır ama teslim olmazsanız, meşru hedefinizi belirleyip kilitlenir, sebepler çerçevesinde hayata tırmanırsanız Allah sizi rahmetiyle mükâfatlandıracaktır...
¥
Zor zamanlarınızda aynanın karşısına geçin ve ne kadar güçlü olduğunuzu telkin edin kendinize...
Ayrıca diz çökün, aczinizi-fakrınızı ifade ile (Allah önünde) dua edin, Allah’ın yardımını dileyin.
¥
Hayat bir yarış, yakarış ve tırmanıştır!..
Marifet kimsenin emeğine ve yüreğine basmadan hayata tırmanmaktır!
Belki her adım atışta risk alacaksınız: Risk almazsanız, kendinizi gerektiğinde zora sokmazsanız, yorulduğunuz anda çekilirseniz, kaybedersiniz! (Kaplumbağa kabuğunun içinde güvendedir, ancak bir yerlere gidebilmek için başını kabuğundan dışarı çıkarmak zorundadır, bu ise risktir; risk almadığı taktirde hiçbir yere gidemeyeceğini kaplumbağalar çok iyi bilir ve hedefe ulaşmak için risk alırlar)
Acaba başaranlar nasıl başarmış? Başkaları başardığına göre siz neden başaramayasınız?
İnsanlar bir birlerine benzer: Herkes zaman zaman bıkar, usanır, korkar, incinir, her şeyi yüzüstü bırakıp kaçmak ister. Bazıları kaçar, bazıları sabrının son kırıntılarını da kullanarak dayanır...
Bilin ki son ana kadar sabredip dayanabilenler hayatı kazanır.
Unutmayın ki, başarılı insanlar da zaman zaman ümitsizliğe düşmüş, kaç kez bıkmış, usanmış, kırılmış, vaz geçmeyi düşünmüşler.
Ama sabretmişler, dayanmışlar. İşin sırrı yılmamak, usanmamak, asla vaz geçmemektir.
Pek tabii tüm çalışanlar başarılı olmayabilir, ama çalışmayanın başardığı da görülmemiştir.
¥
Siyaset hep bildiğine gidecek...
Medya da öyle...
Ekonominin iniş çıkışlarından hep etkileneceksiniz, hep tedirgin olacaksınız...
Ailevi sorunlar da hiç bitmeyecek!
Bu yüzden zaman zaman canımız sıkılacak, moralimiz bozulacak, pes etme raddesine geleceğiz...
Artık bir karar verin: Bunu bile bile hayatınızı ağlamayla, yakınmayla, şikâyetle mi geçireceksiniz, yoksa kendi çapınızda iç ışığınızı yakıp sabır ve sebatla hedefinize mi yürüyeceksiniz?
Olumsuzlukları abartarak, büyüterek aşılmaz bir “kale gibi” önünüze dikerek sürekli sızlanacak mısınız, yoksa aşmaya mı çalışacaksınız?
Kararınız şartları aşmaya çalışmaksa, emin olun ki yarın yeni bir gün olacaktır!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.