“Önce demokrasi” diyenler çoğalmalı
Pek çok olumsuzluklara rağmen; konuşa konuşa, tartışa tartışa iyi noktalara varacağımızı gösteren hadiseler de yaşanıyor. Meselâ, kuruluş gayesi olarak ekonomiyi birinci gündem maddesi yapan ve bu da garip karşılanmayan Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), belki de alışık olunmadık şekilde “önce ekmek” yerine “önce demokrasi” demeye başladı.
Kamuoyunda “Patronlar Kulübü” olarak da bilinen TÜSİAD’ın yeni başkanı Ümit Boyner, yaptığı açıklamalarla ilgi çekiyor. Boyner’in ilk açıklamalarından biri de meslek lisesi ve katsayı konusuyla ilgiliydi. O açıklamasında da alışılmış ‘patron’ açıklamalarından farklı sözler söyledi ve kamuoyunda da olumlu tepkiler aldı.
TÜSİAD’ın yeni başkanı Ankara ziyaretinde de doğru mesajlar vermiş. Ankara’ya 2 günlük ziyarette bulunan Boyner ve ekibi, gelinen noktada demokratikleşme ve yargı reformunun Türk ekonomisinin en büyük problemleri olan istihdam ve mikro reformlardan öncelikli bir konu hâlini aldığını belirtmiş. Boyner ekonomide sağlanabilecek gelişim için demokratikleşme alanındaki adımların şart olduğunu da hatırlatmış.
Buraya bir nokta koymakta fayda var. “Demokratikleşme ve yargı reformu”nun “istihdam”dan daha öncelikli olduğunu bir sosyolog ya da bir siyasetçi söylemiş olsa bu ölçüde dikkat çekmeyebilirdi. Ama bunu ‘patronlar kulübü’nün başkanı söylüyorsa daha fazla tebriği hak ediyor.
Boyner, şunu da ilâve etmiş: “Aslında şu geldiğimiz noktada yaşadığımız gerginlik sürecinde, bu gündeme dönebilmemiz için demokratikleşme konusunda, yargı reformu konusunda da Türkiye’nin ciddî olarak yol alması gerekiyor.” (Star, 25 Şubat 2010)
İşsizlik, elbette ki Türkiye’nin çözmesi gereken en önemli problemleri arasındadır. Aynı şekilde ‘ekmek’ temin edebilmek de geniş halk kitleleri için vazgeçilmez bir ihtiyaçtır. Fakat şunu hepimiz görmeliyiz ki, ‘ekmek’ temin edebilmenin sağlıklı yolu da, hürriyetlerin kâmil mânâda gelişmesine bağlıdır. Gerek siyasetçi ve gerekse ekonomistler bunu bilip, buna göre politikalar geliştirmedikçe sıkıntıları geride bırakamayız.
Muhtemelen önümüzdeki ilk seçimde bu konular siyasî partilerin gündemini daha fazla meşgul edecek. İş adamları dernekleri ‘önce ekmek değil, önce hürriyet’ demeye başladıklarına göre; siyasî partiler de bu konuya daha fazla önem vermeye başlayacaklar. Seçim propagandalarında ‘Ben daha fazla hürriyet ve demokrasi için mücadele edeceğim’ diyen kazanacak. “Önce ekmek” diyen her anlayış, görünüşte kazansa bile gerçekte kaybedenler sınıfında yer alacak.
Aslında bu anlayışı eğitim sistemine de yerleştirmek lâzım. Sabah akşam ‘ekmek’le yoğrulan genç beyinlerin, ilerleyen yaşlarda hürriyet, adalet ve demokrasi konusunda kendisini geliştirmesi zor oluyor.
Çok değil, on yıl önce bir iş adamları derneği başkanı böyle bir söz sarfetmiş olsa en başta üyeleri olan diğer iş adamları itiraz ederdi. Bugün bu tesbitlerin itiraz yerine destek görüyor olması, gelecek günlerin daha iyi olacağına delildir.
Bu vesile ile neredeyse bir asır önce, muâsırlarının itirazlarına ve yanlış anlamalarına rağmen “Ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz asla!” diyen ‘büyük âlim’i rahmetle hatırlayalım...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.