Ateist siyasetçi bile yasağa karşı
Türkiye’nin önünü tıkayan ve ufkunu karartan kanunsuz başörtüsü yasağı unutulmuş görünürken, aynı konu Avrupalı siyasetçilerin gündemini de meşgul ediyor. Maalesef yasakçılık konusunda Türkiye’yi örnek almak isteyen Avrupalı siyasetçiler de var.
Hollanda’da aşırı sağcı söylemleri ile İslâma ve Müslümanlara hakaret eden Özgürlük Partisi (PVV) lideri Geert Wilders, iktidar olunca başörtü yasağı getireceğine dair açıklama yapmış. Geert Wilders’e ilk tepki ise Hollanda’nın Eindhoven şehrindeki Het Plein Koleji’nde öğretim üyeliği yapan Doçent Doktor Jos Baisjens’tan gelmiş. Ama bu tepki bildiğimiz, ‘sıradan’ tepkilerden çok farklı. Jos Baisjens, aşırı sağcı Özgürlük Partisi lideri Geert Wilders’in başörtüsüne getirmek istediği yasağı protesto etmek için başörtüsü takarak okuluna gitmiş. (Sabah, 4 Mart 2010)
Türkiye penceresinden bakınca ‘sağcı’ bir partinin başörtüsüne karşı çıkması, onu yasaklayacağını vaad etmesi garip gelebilir. Fakat Avrupa’da durum faklı. Oradaki ‘solcu’lar daha hakperest olurken, ‘sağcı’ diye bilinenler maalesef ırkçı görüşleriyle tanınıyor. Hollanda’daki hadise de buna bir örnek.
Kendisinin bir ateist olduğunun altını çizen Jos Baisjens, “Sırf ülkede yaşayan bir milyona yakın Müslümanı dışlayıcı hareketlere tepki olarak okula giderken, mahallede, çarşıda başörtüsü takıyorum” demiş.
Baisjens, şunları da söylemiş: “Wilders’in sözleri beni bir eğitimci ve insan olarak rencide etti. Kendim hiçbir dine inanmadığım halde inançlar ile bu denli alay edilmesine ve dışlanılmasına karşıyım. Herkes özgürce dininin gereğini yerine getirebilmeli. Bu yönde inançların önüne engel konulmamalı. Ben bunu bir şekilde protesto etmeyi kararlaştırdım ve başörtüsü taktım. Okullarda ve devlet dairelerinde başörtüsü takılmasına karşı değilim. Kesinlikle bir şov, bir siyasî beklenti ve reklâm amaçlı bu eylemi yapmadım.”
Ateist olduğunu açıklayan Hollandalı siyasetçinin ‘yasak’ çağrısına karşı çıkarak başörtüsü takması ve bunu sonuna kadar devam ettireceğini ilân etmesi çok anlamlı bir tepki. Geçmişte Türkiye’de de bazı ‘erkek’ insan hakları savunucuları başörtüsü takarak yasağı protesto etmişlerdi.
Geçmişte de ifade etmiştik, tekrar edelim: Kanunsuz başörtüsü yasağına karşı bu ve benzeri ciddî itirazlar yükselse ve bu itirazlar devam edebilse, yasakçılar bu kadar insafsız olamazdı. Meselâ, başörtüsü yasağına karşı olduğunu ilân eden milletvekilleri, ‘aydın’lar ve iş adamları, (ben dahil) gazeteciler; devam eden kanunsuz yasağı protesto için başörtüsü takıp yürüyüş yapabilseydi belki de yasak bunca insanı mağdur edemezdi. Ne yazık ki bu protestoları başkasından bekledik ve yasak da sürüp gitti...
Keşke Hollanda’da başlayan bu ‘tek kişilik’ protesto dalga dalga yayılsa ve Türkiye’ye de gelse. Gelse de başörtüsü yasağının ne kadar haksız, hukuksuz ve yanlış olduğu bir defa daha görülse...
Başörtüsü yasağını sona erdirmek için gayret gösteren STK’lara bir çağrımız var: Başörtüsü yasağını savunanların insafsızlığını dünyaya gösteren Hollandalı ‘ateist siyasetçi’ Türkiye’ye dâvet edilsin. Türkiye’deki yasakçılar buradaki ‘ilahiyatçıları’ dinlemediğine göre belki Avrupalı ateist siyasetçileri dinler ve insafa gelir. Acaba bizdeki yasakçılar, ateist bir siyasetçiye karşı başörtüsü yasağını hangi gerekçelerle savunabilir?
Ateistler de başörtüsü takma hakkını savunmaya başladıklarına göre, insafsız yasakçıların daha fazla direnmeye imkânı kalmadı demektir. Tez zamanda yasak sona ersin, vesselâm.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.