Derin AA'dan şapka çıkartacak operasyon
Anadolu Ajansı’nda son dönemde üst üste atama furyası yaşandı. Atamalar ve sonrasında yaşananlar nefes kesen ve terayağından kıl çeker gibi usulca ve ustaca yapılmış bir operasyondu.
AA’da geçmiş yönetimlerden hiç farkı olmayan mevcut statükoyu devam ettirecek, AA’ya bir arpa boyu yol aldırmayacak, AA’yı Türkiye sınırları içinde hapseden, kurumu dünyaya açamayan, bütün imkanlar olmasına rağmen uluslar arası haber ajansları seviyesine bilinçli olarak getirmeyen mevcut yapı güçlenerek yeni atamalardan çıktı.
İşin alkışlanacak yönü ise, hem kendi adamlarını yeni kilit görevlere getirmeleri, hem de bunu dışarıya AK Parti kadrolaşıyor diye satmaları oldu.
AA’daki Müesses Nizam, bütün kilit noktalara yeni atamalar yaptırdı. Sonra da bu atamaları Hürriyet’ten Yalçın Bayer’in köşesine “AKP, AA’da kadrolaşıyor” şeklinde pazarladı. Bu yiğidi öldür hakkını yeme dedirtecek kadar güzel bir operasyondu. Ve bu operasyonu AA’nın mevcut Genel Müdürü Hilmi Bengi yedi. Ya da bilinçli olarak kendisi de bu operasyonun parçasıydı.
Olay özetle şöyle:
Anadolu Ajansı’nda uzun zamandır beklenen Genel Kurul ayın 18’inde yapılacak. Bu toplantı öncesi acil olarak önemli kararların alındığı bir toplantı yapıldı. Önemli görev değişiklikleri yapılacağı uzun zamandır biliniyordu. Arınç sonrası AA’da yıllardır devam eden statükonun değişeceği düşünülüyordu.
Bilindiği gibi AA’da küçük olsun benim olsun şeklinde özetlenebilecek ve “mezhepçi” olarak nitelenebilecek çok güçlü bir Derin AA mevcut. Bu yapı tıpkı Ergenekon’un Türkiye’yi belli bir seviyede yarı canlı tutmak için çabalaması gibi AA’yı ellerinde tutabilmek için aynı stratejiyi izliyor. AA bütün imkanları olmasına rağmen yıllardır bir adım daha ileri götürtülmedi. Reuters, AFP, AP gibi olabilmesi için AA’nın elinde bütün imkanlar mevcut. Ama bu yönde niyet beyan edilmesine bile fırsat verilmedi. Türkiye burnunun dibindeki Irak’ta, Filistin’de yaşananların bile gerçeğini öğrenemedi. Komşularımızda olanları Reuters’ten haberler kıtalararası mesafe gidip geri döndükten sonra filtrelenmiş olarak görebildik.
Türkiye ve belki de dünya AA sayesinde bölgemizde olanları doğru ve manipüle edilmemiş kaynaklardan öğrenebilirdi. Ama AA’daki Derin AA buna hep engel oldu.
Tarihi bir fırsat geçtiğimiz hafta çok yaklaşmıştı. Yeni, ufku açık bir yönetici kadronun atanabilme fırsatı doğmuştu.
Ancak böyle olmadı. AA’nın Başbakanlığı olarak nitelenebilecek konumda olan Muzaffer Şahin koltuğunu bıraktı. Ama kime? Sağ kolu olarak nitelenebilecek Ömer Dişbudak’a… Ömer Dişbudak dışarıda yani AK Parti çevresinde kendisini her yönden liberal olarak tanıtan bir isim. Ancak Dişbudak’ı AA çalışanlarına sormak gerekiyor. Aldığınız yanıt, Muzaffer Şahin’in sağ kolu olduğu yönünde olacaktır.
Muzaffer Şahin kendisi Danışmanlık konumuna gelerek, bir anlamda Gizli Genel Müdür olurken; sağ kolunu da Haber Dairesi Başkanlığı’na oturttu. Böylece kendini AA bünyesinde tuttu. Koltuğunu bırakarak şimşekleri hafifletti. Artık sorumlulukları devrettiği için kurum içindeki tansiyonu tutma, kulislere hakim olma ve yapılacak operasyonların alt yapısını oluşturmada daha verimli bir konuma yükselmiş oldu. Her konuda mutabık olduğu ve yıllardır beraber çalıştığı Dişbudak’la da haber üzerindeki etkinliğini fiilen devam ettirme opsiyonunu bırakmadı.
Tabi bu kadar değil, çok saygın Muzaffer Şahin, AA’da askerliğini yapmış olma ve üniversite mezunu olma şartını alenen çiğneyerek yeğeni Hakan Can Şahin’i kuruma muhabir olarak aldırdı.
AA’da Şahin ekolü bunla da bitmedi. Parlamento Müdürlüğüne Süfyan Kızılarslan getirildi. İç Haberlere Hüseyin Tunçay getirildi.
Ajansın can damarı olan Abone Pazarlama Servisi’nde başarısızlığıyla herkesin dilinde olan Emin Can, üstüne terfi alarak Mali İdari İşler Daire Başkanlığı’na getirildi. Teknik müdür, Bilgi İşlem Daire Başkanlığı yapıldı. Ki bu birim hızla ilerleyen günümüz teknolojisinde en hassas birim. Bu tamirciyi bilgisayar mühendisi konumuna getirmek gibi bir şey. Ama önemli değil “bizden” olması önemli.
Yani yukarıdaki bütün kilit noktaları Muzaffer Şahin ekolü ele geçirdi. İçeride bunlar yapılırken, olay dışarıya Hürriyet’ten Yalçın Bayer’in de köşesi kullanılarak “AK Parti kadrolaşıyor” gibi başarılı bir pazarlama çalışması yapıldı.
İş bununla da bitmedi AA’da gelecek vadeden ve kendileri için “potansiyel tehlike” olan isimlerin uzaklaştırılması kısmına gelindi.
Bu iki yöntemle yapıldı, birincisi bu isimleri haberden uzaklaştırarak idari birimlere kaydırma. İkincisi ise gözden ırak kılma…. Özel Bülten Müdür Yardımcısı Serkan Fidan’ı Abone Pazarlama Müdürü yaparak ilk adımı attılar. İç haberler Müdür Yardımcısı Cemil Kartal, hiçbir tanımı olmayan ne yaptığı belli olmayan ve hiçbir yetkisi olmayan uyduruk bir titrle Haber Yayın Müdürü yapıldı. Ömer Çetres, bol bol Mostar Köprüsü haberi yapsın diye Bosna’ya sürüldü.
Bilindiği gibi kurumda danışmanlık kadrolarını mevcut genel müdür kaldırmıştı. Ancak şaşılacak biçimde Muzaffer Şahin’lere danışmanlık kadrosu diriltilerek yeniden tahsis edildi. Başarılıysa neden görevden alındılar; başarısızsa bunlara ne danışılacak sorusu ortada.
Sonuçta…
Derin AA, ilk adım olarak kilit konumlara uzun yıllar hakim olabilmek için kadro yenilemesi yaptı. Eski ekip, kurum içinde operasyon yapabilecek mevzilere çekildi ve çatı altında kalmayı başardı.
İkinci adımda operasyonun PH çalışması yapıldı. Operasyon, Hürriyet’ten Yalçın Bayer eliyle “AKP Kadrolaşıyor” şeklinde pazarlandı ve AK Partililerin bu kadroyu sahiplenmesi için zemin çalışması başarıyla tamamlandı.
Ve üçüncü adımda son kaleye etkin bir ismin geçirilmesinin engellenmesi noktasına gelindi. Çeşitli yönlerden bağladıkları mevcut genel müdürün yerine gelebilecek etkin, kararlı adaylar, çeşitli ulusalcı siteler kullanılarak karalanmaya başlandı. Derin AA’yı çözecek güçlü isim yerine düşündükleri ya mevcut isimle devam ya da idare-i maslahatçı bir tip. Bu yüzden yalan yanlış bilgilerle saldırıya başladılar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.