Yavuz Bahadıroğlu

Yavuz Bahadıroğlu

Zor zenaat / 2

Zor zenaat / 2

• Çocuklarınızın mümkünse özel kitaplıkları olsun. Zaman zaman birlikte kitapçılara gidin, ama kitabı siz seçmeyin, yalnızca danışmanlık yapın. Parasını da çocuk ödesin. Böylece kitabın, tıpkı gıda maddesi gibi bir ihtiyaç olduğunu öğrenecekler.
• Televizyon seyredecekseniz birlikte seyredin. Seyrettiğiniz filmleri kendi inanç ve kültürünüzün imbiğinden geçirip yorumlayın. Gerekiyorsa yaşadığınız toplumun değer hükümlerinin ışığında eleştirin. Eleştirel bakışı çocuklarınıza da kazandırmaya çalışın. Bu, her filmden etkilenmelerini önleyecek, her duyduklarını kabulden alıkoyacak, kendi sistematiklerini ve hayat görüşlerini geliştirecektir.
• Aileyi televizyona kilitlemeyin, her akşam sohbet etmek için fırsatlar icat edin. Sohbet aile bireylerini birbirine bağlar.
• Bazen aile oyunu oynayacağınızı söyleyerek tüm aileyi bir odaya toplayın. Herkese birer kağıtla kalem verin. Ve nasıl bir ailede yaşamak istediklerini yazmalarını söyleyin. Çocuklarınızın yazdıklarında bazen, ana-baba olarak kendi hata ve noksanlarınızı bulacaksınız.
• Zaman zaman (özellikle kutsal gecelerde) tüm aile birlikte namaz kılın, tüm aile birlikte diz çöküp el açın ve dua edin. Böylece hem duanın ve ibadetin rahatlatıcı atmosferini hissedeceksiniz, hem ailece aynı Yaratıcıyı tanımanın ortak huzurunu yaşayacaksınız, hem de moral değerleri aynı anda paylaşmanın mutluluğunu duyacaksınız.
• İstemediğiniz davranışlarını abartarak eleştirmek yerine, iyi ve doğru davranışlarını ölçülü bir biçimde övün. Çocuklar aptal değildir: Övmediğiniz davranışların yanlış davranışlar olduğunu anlayacaklardır.
• Çocuklarınıza başka çocukları örnek göstermeyin. Başka çocukları övmeyin. Övülen çocuğun, annesinin sevgisini çaldığını düşünür ve övülen çocuğa düşman olur.
• Çocuk yanlış yaptığı zaman bağırıp çığırmayın, hemen kızıp köpürmeyin. Önce onu dinleyin. Sonra yanlışın niçin yanlış olduğunu açıklayın. Ayrıca yanlışlarına ve hatalarına rağmen onu sevmeye devam ettiğinizi söyleyin. Meselâ kırık karne ile eve geldiğinde, "Karnen çok kötü, bu sana yakışmıyor, ancak karnenin kötü olması dünyanın sonu değil, ikinci yarıda çalışır düzeltirsin, biz notların iyi olmadığı zaman da seni seviyoruz" deyin.
• Samimî arkadaşlarını eve getirmesine izin verin. Hatta bu konuda teşvikkâr davranın. Böylece arkadaşlarını tanıma fırsatı bulacaksınız. (Söyle arkadaşını kim olduğunu söyleyeyim)
• Her istediğini yapmayın, imkânlarınız sınırsız olsa bile her istediğini almayın. Gerektiğinde çocuğa "hayır" demesini bilin. Ama hemen arkasından da neden "hayır" dediğinizi açıklayın.
• Özel aile günleri için küçük oyunlar (tiyatro oyunları) yazın. Ya da en iyisi çocuklarınıza yazdırın. Tasarlama ve gerekirse yazma sırasında onlara yardımcı olabilirsiniz. Sonra çocuklarınızın arasında rolleri dağıtın…
Anne-baba olarak sizler de rol üstlenin. Ama başrol ile önemli roller mutlaka çocukların olsun. İyice hazırlanın. Ve günün birinde her şey tamam olunca oyunu oynamaya başlayın. Bunun için fazla masrafa gerek yoktur: Evdeki bazı aksesuarlarla eski giyeceklerden yararlanabilirsiniz. Hatta oyunu oynayacağınız gün, çocuklara danışarak, bazı yakınlarınızı da davet edebilirsiniz.
Bu oyunlar sayesinde çocuklarınız, önder-lider olmanın tadına varacak, başarıyı soluklanacaklar ve en önemlisi, başkalarının oyunlarına seyirci, ya da en çok figüran olmaktansa, kendi oyunlarında başrole çıkmanın anlamını öğrenecekler. Ayrıca, hayat oyununda başrole çıkmak için de çabalamak gerektiğini kavrayacaklar.
• Çocukların yanında birbirinize kaş-göz işaretleri yapmayın, imalarda bulunmayın, fısıldaşmayın. Çocuklar dikkatsiz gibi gözükseler bile son derece dikkatlidirler ve özellikle anne-babalarının davranışlarını göz hapsinde tutarlar…
Tabii kaş-göz işaretini de kolayca yakalarlar…
Bu kabil esrarengiz davranışlar çocuğu kuşkulandırır. Kendisinden bir şeyler sakladığınızı, hatta onu dışladığınızı düşünmeye başlar.
• Çocuklarınıza karşı daima dürüst, net ve açık olun. Gerekirse onlarla tartışmaktan kaçınmayın, ama tartışırken babalık-annelik otoritesinden sıyrılın, akranıymışsınız gibi, eşit şartlarda, arkadaşça tartışın. Bu onların cesaretini arttıracak, ayrıca da tartışma âdâbını öğretecektir.
• Çocuklarınıza mutlaka doğruları söyleyin. Bilin ki bir kere yalanınızı yakalarlarsa bir daha size güvenmeyecekler, bu da onları ilerki yaşlarda güvensiz ve ürkek yapacaktır.
• Çocuğun sözünü sık sık kesmeyin. Kendi doğrularınızı dayatmayın. Onları anlayışsızlıkla suçlamayın.
Sonu yarına kaldı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yavuz Bahadıroğlu Arşivi