Serdar Arseven

Serdar Arseven

Anayasa değişikliği... Geç oldu, güç olacak!..

Anayasa değişikliği... Geç oldu, güç olacak!..

AK Parti’nin değişiklik paketi açıklandı.
“Hayırlı olsun”la başlayalım...
Paketten gözümüze takılanları dile getireceğiz de;
Müsaadenizle, geçmişten bugüne doğru bir “tur” atmış olalım.
Efendim, yıllar önce...
AB rüzgârı, AK Parti lehine eser iken...
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu;
“Çok önemli ve hayırlı bir çalışma içindeyiz. Kısmetse, parti kapatmalar tarihe karışacak” demişti.

O günlerde de çalışmaları yakından izliyorduk.
Sayın Kuzu’nun ne yapmak istediğini çok iyi biliyorduk.
Lâkin, “birtakım çevreler araya girip hayırlı çalışmaları baltalamasın” endişesiyle...
Daha da önemlisi “söz vermiş olmanın” baskısıyla, ayrıntıları yazmıyorduk.
O günlerde bildiğimiz...
Sayın Kuzu’nun mesaisinin büyük bir bölümünü Anayasa Mahkemesi’nin o zamanki Başkanı Mustafa Bumin ve diğer üyeleriyle “uzlaşma” arayışıyla geçirdiğiydi.
Anayasa Mahkemesi üyelerinin istediği, 65 olan emeklilik yaşının 67 çıkartılması;
Sayın Kuzu’nun talep ettiği ise, “Üye sayısının artırılması ve bunlardan bir bölümünün Meclis tarafından seçilmesi”ydi.
Gel git: Sayın Kuzu, Anayasa Mahkemesi üyelerini razı etti.
Bir başka not;
Zamanın Anayasa Mahkemesi Başkanı Mustafa Bumin de 16 Nisan 2004 tarihinde TBMM Başkanı Bülent Arınç’ı ziyaretinde...
Aynen şunları söyledi:
“Bu konuda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne üye olan tüm ülkelerin Anayasa Mahkemelerini inceledik. Üyelerin tümünün Meclis tarafından atandığı ülkeler var. Üyelerin en az üçte birinin Meclis tarafından atanmadığı hiçbir ülke bulunmuyor. Biz bu çalışmalarda duygusallığı bir kenara bırakmalıyız. Anayasa değişikliğinin akıl ve mantıkla objektif bir şekilde yürütülmesi gerekir.”
Nasıl?
Başkan, “tamamen duygusal sebeplerden dolayı” değişikliğe iyice adapte olmuş, değil mi?..
Unutmadan; Barolar Birliği’nin de, üye sayısının 21’e çıkartılması ve bunların 7 “adedinin” Meclis tarafından seçilmesini öngören bir teklifi var.
İşte efendim; bu teklifler...
Bilhassa da Anayasa Mahkemesi’nin teklifi zamanında değerlendirilebilseydi...
Türkiye, AK Parti’ye açılan kapatma davasının yol açtığı sancıları çok daha hafif bir şekilde atlatmış olacaktı.
Ve hatta; AK Parti’nin dün kamuoyuna açıkladığı pakette yer alan;
“Parti kapatma davası; ancak TBMM izniyle açılabilir” hükmü, o zamanlarda, yani AB rüzgarının AK Parti lehine estiği; iktidara karşı “bloklaşmanın” daha az etkin olduğu günlerde yapılabilseydi...
Dava açılması bile mümkün olmayacaktı!..

O dava Türkiye’ye ne kaybettirdi?
Sayın Başbakan; “Dava açılmasaydı global ekonomik krizin etkilerini daha da az hissederdik. İşsiz sayımız çok daha az olurdu. Yerli ve yabancı kaynaklı yatırımlarda, bugünkünden çok daha ileri bir noktada bulunurduk” diyor.
Evet, öyle.
Çok şey kaybettirdi ülkeme bu “google davası!..”
Bu konuda, esas (demokratik) tepkiyi, elbette, dayanaksız davasıyla ülkeyi allak bulak eden Başsavcı hak ediyor.
Bir de...
Zamanında; “Efendim, AB yolunda hızla ilerliyoruz. Dünya bizi konuşuyor. Bu meseleler süreç içinde nasıl olsa çözülecek. AB gündemini bölmeyelim” tavsiyeleriyle kafa karıştıran “zamane bilmişlerini” işaret etmek gerek.
Biz o günlerde, “Zinde güçler hareketli, kapatma davası açılabilir” diye feryat ediyorken...
Hiç unutmayız;
O zamanki Haber Müdürümüz Fatih Şahan ile birlikte ziyaret ettiğimiz bir “hükümet önde geleni”;
“Serdar Beyciğim, lütfen bırakınız bunları. Artık kapatma davası filan açılmaz. Refah, Fazilet dönemleri bittiii!” vaaz-ı nasihatinde bulunmuştu!..
Davanın açılmasından sonra ise;
“Hayret ki ne hayret!” demişti aynı önde gelen!..

Neyse...
Geçmişi, “Ders çıkarılmıştır inşallah..” diyerek, geçmişte bırakalım...
Ve de önümüze bakalım.
Ben, dün açıklanan Anayasa değişiklik paketini, “bazı sıkıntılarına rağmen” can-ı gönülden destekliyorum.
¥ Anayasa Mahkemesi’nin üye sayısının artırılması,
¥ Üyelerden (az da olsa) bir bölümünün Meclis tarafından seçilmesi,
¥ Partisinin kapatılmasına sebep olan vekilin korunması,
¥ Vekilin “ifade dokunulmazlığı sınırı”nın genişletilmesi,
¥ Başsavcı’nın “keyfince dava açmasının yolunun kesilmesi”,
¥ Siyasi yasakların 5 yıldan 3 yıla indirilmesi,
¥ Yine çok önemli; Yüksek Askerî Şura’nın “yargısız infazlarına” son verilmesi,
¥ Darbe girişimleri için sivil yargı yolunun açılması,
¥ Sivillerin askerî mahkemede yargılanacak olmasının, Anayasa güvencesine bağlanması,
¥ Üniversite mezunu “vatandaş”lara Anayasa Mahkemesi üyeliğinin yolunun açılması,
¥ (Mevcut üyelerin “65 yaşına kadar görev yapmaları maalesef garanti altına alınmışsa da) Üyeliğin 12 yıl ile ve bir defa ile sınırlandırılması,
¥ Yüce Divan’ın vereceği kararlara da yargı yolunun açılması,
¥ Vatandaşın, Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulunmasına imkân sağlanması,
¥ HSYK’nın meslekten çıkarma kararlarının yargı denetimine açılması,
¥ 12 Eylül darbecileri için “kodes” yolunun görünmesi,
¥ Anayasa değişikliklerinin “bir bütün halinde halkoylamasına götürülmesi...”

Bunlar bir çırpıda dile getirdiğimiz önemli adımlar.
Geç meç;
Bence “genel olarak” olumlu bir paket.
“Geç olsun, güç olmasın” demeye müsait bir durumun olmadığını da ifade etmemiz gerekiyor.
Güç olacak, hem de çok güç...
Lâkin; her zorlukta, bir güzellik varmış...
İşte... CHP bu düzenlemelere de “takoz” olacağını söylüyor. MHP ise CHP’nin izinde.
Değişikliklerin Anayasa Mahkemesi’ne götürülmesi söz konusu...
Mahkeme “iptal kararı” verirse, biraz daha aşınmış olur!.. “Gerilim” biraz daha artar... Seçime o hava içinde gidilir...
Meclis içi muhalefetin, “Millet iradesi” ile çatışma halinde olduğu, bir kez daha gözler önüne serilmiş olur.
Geç ve güç de olsa... Harekette bereket var!..
AK Parti adımını attı... Gerisini “takoz”lar düşünsün!..

ALLAH RAHMET EYLESİN
Ankara Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri muhterem Altan Raşit Civan’ın dayısı Necati Kuzu, Hakk’ın rahmetine kavuştu. Merhuma Cenab-ı Hak’tan rahmet, yakınlarına sabr-ı cemil dilerim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi