AK Parti ele geçiriyor!..
Baykal-Bahçeli tezvirâtı yanıltmasın; AK Parti’nin Anayasa paketinde, “Yargıyı ele geçirmeye yarar” hususlar filan yok.
Parti kapatmaları zorlaştırmaya; Anayasa Mahkemesi’nin ve HSYK’nın koyu ideolojik yapılanmalarını biraz olsun gevşetmeye... Biraz da, Avrupa’ya uydurmaya çalışıyor... Hücuma değil de, defansa ağırlık veren bir paket bu.
•
Önceki akşam; Cemil Çiçek, Sadullah Ergin, Beşir Atalay, Hüseyin Çelik, Ahmet İyimaya, Ömer Çelik ve Haluk İpek’ten oluşan ekiple bir araya geldik.
Yazılabilecekler, yazılamayacaklar;
Epeyce malûmat edindik...
Özetin özeti; “AK Parti, ülkeyi yeni badirelerden kurtarmaya çalışıyor!..” Meseleye buradan bakın ve olanı biteni anlayın.
•
Yapılmaya çalışılan, özetle bu... Atılmak istenen her adım da Avrupa Birliği’ne uyumlu.
Mesela; Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in önümüze uzattığı “ülkeler ve uygulamalar” listesi, bizdeki HSYK’nın ne kadar “arkeolojik” bir kurum olduğunu ortaya koymakta.
Listenin ilk sırasında yer alan Fransa HSYK’sının tepesinde Cumhurbaşkanı var, Yardımcısı da Adalet Bakanı!.. Demek oluyor ki; lâikçi zihniyetin “mabedi” Fransa’nın HSYK’sına Cumhurbaşkanı-Adalet Bakanı ikilisinin başkanlık etmesi, “siyasallaşmaya” filan yol açmıyor!..
Dikkate değer; “Lâik Fransa”nın HSYK’sında bir “adet” olsun Yargıtay mensubu yok!.. Bizdeki bir kısım “yüksek adamlar” , 1’nci sınıf hakim ve savcıları, HSYK üyesi olamayacak kadar “hakir” ve de “alçak” görürler ama... Fransa’nın HSYK’sındaki 18 üyenin 12’sini o türden hakim ve savcılar oluşturuyor!..
•
Başka ülkelere de göz attık; İtalya, İspanya, Portekiz, Hollanda, İsveç, Polonya ve diğer birçok ülkede, parlamentolar, senatolar HSYK’ya üye belirlemede çok etkin. Oralarda “siyasallaşma”dan filan bahis yok.
Aksine “ideolojik kamplaşmadan” arınıyor, millete yaklaşan Yargı.
•
Bizde HSYK üyelerinin, AYM üyelerinin tekini dahi Meclis seçmiyor da ne oluyor?.. İdeolojik tavırlar yok mu... Koridorlar “CHP”liden geçiliyor mu?..
•
Üyelerinin Meclis tarafından belirlenmediği yapıların “ideolojik tesirlere” açık olduğu ortada...
AK Parti iktidarı bunu bildiği; ne bilmesi, her an yaşadığı halde, “HSYK’nın bir üyesini olsun Milletin Meclisi belirlemeli” demiyor...
Bu bir “iyi niyet” gösterisi...
AK Parti, elinden gelen fedakârlığı yapmış uzlaşma adına...
Mesela... Anayasa Mahkemesi’nin, HSYK’nın halihazırdaki üyelerinin pozisyonlarına dokunmaması büyük özveri.
Bugüne kadar neyse o; 65 yaşını dolduruncaya kadar koltuklarında kalacak üyeler. Bu hukuki mi?.. Ne münasebet!.. Anayasa Mahkemesi üyeliğinin 65 yaş sonuna kadar olması, kazanılmış hak değil ki...
Misal; Milletvekili, Meclis erken seçim kararı aldığında... Zamanından, mesela 1 yıl önce “devre dışında” kalabiliyor.
O vekil; “Bu benim kazanılmış hakkımdır. Bir yıl daha vekil kalmalıyım” diyebiliyor mu?.. Diyemiyor.
Hükümet bir geçici madde ile “üye koltuklarını” garantiye almayı düşünmese, mevcut Anayasa Mahkemesi üyeleri filan da dışarıda kalacak...
•
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in dediği şu ki;
“Maksat üzüm yemek, bağcı ile işimiz yok!..”
KAÇ FİRE VERİRLER?..
Milletin aklı pakette; ben başka bir noktaya yoğunlaşmışım... Gündemimi de, AK Parti önde gelenlerine dayatmışım... CHP’nin tavrı belli. MHP yönetimi, DSP’den sonra CHP’nin kuyruğunda. Ergenekon uzantısı PKK’ya haliyle güven olmaz... DSP’lilerden, bağımsızlardan filan da hayır gelmez...
Özetle, 367 hayâl gibi.
Peki, 330; yani paketi referanduma taşımak için gerekli olan sayı garanti mi?.. Her sorduğum; “Bu konularda garanti olamaz. Vekil iradesine ipotek konulamaz. Ama, AK Parti’nin fazla fire vereceğini hiç sanmıyorum” çerçeveli cevaplar verdi.
Yine de “367’den 330 çıkar mı?” sorusu anlamsız değil.
Benim hesaplamalarıma göre AK Parti bu rakamı bulur; muhtemel birkaç fire de ilavelerle dengelenir.
•
Diyelim ki iş kritikleşti... Diyelim ki birileri kanca attı; bazı AK Partili vekiller, değişime takoz oldu... Olamaz mı?.. Mümkün...
Hükümetin stepneli çalışması; Bunun için de, (güvenilmez müvenilmez) BDP’yi razı etmesi lazım. BDP, “Barajı aşağıya çekmezseniz, Anayasa değişikliğine destek vermeyiz” diyor...
AK Parti bunu yapar mı?.. Yapmaz. Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ile Adalet Bakanı Sadullah Ergin, “Pazarlık yok!” diyerek bu yolu kapattılar zaten; zannımca bu ülkede baraj en az 10 yıl kalkmaz.
Vaziyet bu... Meclis içi muhalefet “takoz”; 367 pek mümkün değil, 330 riskli... Peki ne olacak?..
•
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevabı manidar:
“Aziz milletimiz, olan biteni izliyor, onun sağduyusuna güvenmek lazım. O herkesin hakkını verir.”
•
Evet; burası meselenin nabzı.
CHP-MHP “ikilisi” referanduma karşı çıkmak suretiyle, millet iradesine güvenmediklerini ortaya koyuyor.
BDP hem onu yapıyor, hem de yüzde 10’u aşamayacağını, “barajın indirilmesini” şart koşmak suretiyle gözler önüne seriyor...
Anketler; son olarak da Varyans adlı şirketin anketi önümde; AK Parti’nin hızla yükseldiğini ortaya koyuyor.
Araştırmacı Tarhan Erdem’i takip ediyorum; mealen, “AK Parti çok akıllı bir iş yaptı. Taslağı referanduma taşıyamasa bile, bundan siyaseten kârlı çıkar. Oylarını artırır. AK Parti’nin her dediğine karşı çıkmaktan başka bir iş yapmayan CHP ise kaybeder” diyor.
Pekiii... AK Parti’nin paketi, Anayasa Mahkemesi’nden dönerse ne olur?
Ne olacak... Kazançlı çıkan yine AK Parti olur. Yine CHP kaybeder.
Şüpheniz olmasın, MHP de kaybeder.
•
AK Parti’yi bir ara düştüğü yüzde 30’lardan alıp, yüzde 50’lere doğru götüren bir süreç içindeyiz... Yargıtay Başkanı, HSYK Başkanı konuştukça, CHP ile MHP’nin Genel Başkanı bağırdıkça, AK Parti tırmanıyor...
Anayasa değişikliğinin “engellenmesi”, AK Parti’yi daha da yükseltir. “Yüzde 60”a bile “Hadi canım sen de” demem; AK Parti’nin statükocu düşmanları bu kafayla devam ederse!..
ALLAH RAHMET EYLESİN
Kıymetli dostum, mesai arkadaşım Rıfat Bilgin’in ablası Melek Ege’nin vefatını teessürle öğrenmiş bulunuyorum. Merhumeye Cenâb-ı Hak’tan rahmet, yakınlarına sabr-ı cemil niyaz ederim.