“Erkeksen!..” Yok hayır!..
Partisinin ağır topu Mehmet Sevigen’in geçtiğimiz günlerde kullandığı o çirkin ifadelere atıfta bulunmayacağım...
“Ey CHP ağır topu sen!.. Bir eşcinselin KUVVET KOMUTANI olabileceğini iddia edebilen Sevigen!.. Bir eşcinsel CHP’ye yönetici olabilir mi?” sorusunu göndermeyeceğim..
Başlığın böyle bir kastı yok.
Sayın Baykal’ı “sözlerinin devamını getirmeye” davet eden bir başlık bu:
“Melih Gökçek’e yönelik sözlerinin arkasında dur, erkeksen!..”
•
Meseleyi biliyorsunuz…
Baykal; “Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak görevden alınırken, hakkında yolsuzluk iddiaları bulunan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı’na neden bir şey yapılmadı” dedi ya...
Gökçek de dün çıktı ve Baykal’ı bu sözünün arkasında durmaya davet etti:
“Elinizde, bilgi ve belge varsa, derhal savcılığa intikal ettirmek mecburiyetindesiniz!..
Elinizde bilgi ve belge var da bunu savcılığa intikal ettirmiyorsanız, bu suçtur...
Yok, elinizde hiçbir bilgi ve belge olmadığı halde çamur atıyorsanız, iftira atıyorsanız, bu da suçtur!..”
Melih Gökçek’in sözleri, yenilir yutulur gibi değil.
Diyor ki; “ONURLU insan, sözlerinin arkasında durur!..
Kendisi, Türkiye’nin en büyük ikinci partisinin genel başkanı. Ben de Türkiye’nin en büyük ikinci belediyesinin başkanıyım.
Çıksın karşıma ve kendisinin benimle ilgili iddialarını, benim kendisiyle ilgili iddialarını istediği platformda tartışalım.
Örneğin şimdiye kadar gazetelere zaman zaman intikal eden, ama intikal ettiği halde televizyonlarda tartışma konusu haline getirilmeyen Sayın Baykal’ın geçmişteki banka hesabı var.
Yolsuzluk yaptı demiyorum, dikkat edin, banka hesapları var.
Bu banka hesaplarını kamuoyunun önünde bir tartışalım, bakalım etik mi davranış, etik değil mi?..
Kamuoyu bir karar versin. Ayrıca biliyorsunuz, daha önce CHP’nin sattığı bir genel merkez var. Bu genel merkezin alımında ve onarımında yolsuzluk yapılmıştır.
Ben de bunun belgelerini getireyim, tartışalım. Kimin dürüst olup olmadığı çok net olarak, daha güzel olarak ortaya çıksın.”
•
Evet!..
Deniz Baykal, Başkan’ın karşısına çıkar ya da çıkmaz...
O kendi bileceği iş.
Ancak; “Aytaç Durak görevden alınırken, hakkında yolsuzluk iddiaları bulunan Melih Gökçek’e neden bir şey yapılmadı” diyen bir Genel Başkan, bunun gereğini yapmak mecburiyetindedir!..
Elindeki bilgi ve belgeleri “adalet”ten gizleyemez!..
YA VERECEK, YA EZİLECEK!..
Melih Gökçek; belediyeler arasında, “Sosyal Hizmetler”inden dolayı birinci seçildi ya...
Bu sonuç; Deniz Baykal’ı iyice hırslandırmış, iddialarını daha güçlü ve tabii belgeli bir şekilde gündeme getirmeye teşvik etmiş olmalı...
Baykal, ya elinde bir şey varsa adalete teslim edecek, ya da Melih Gökçek’in altında ezilecek!..
•
Binlerce CHP’li “arkadaş”ı bulunan; bu camiaya her vesileyle hizmette bulunmuş; başta Önder Sav ve Mehmet Sevigen olmak üzere, onların eğitimlerine büyük katkılar sağlamış bir gazeteci olarak;
Deniz Baykal’ın, Melih Gökçek’in laflarının altında ezilmesinden haz etmem!..
Tam tersine; Atatürk’ün kurduğu partinin liderinin, pardon genel başkanının, bir defa daha “Sözlerinin arkasını getiremeyen adam, dört dörtlük bir müfteri” pozisyonuna düşmesi, beni ziyadesiyle üzer!..
Öyle, “Melih Gökçek şu, Melih Gökçek bu” diye çekilmek yok!..
Deniz Baykal’ın Melih Gökçek’ten bir korkusu mu var ki; elindeki bilgi ve belgeleri savcılığa teslim etmesin!.. Bir hesabı mı var ki teslim etmesin...
Hayır;
Baykal’ın ne hesabı var, ne kitabı!..
Önümüzdeki birkaç gün içinde savcılığa gerekli müracaatlarda bulunacak!..
Elinde hangi bilgi ve belgeler varsa, götürüp teslim edecek.
Aksini düşünmek bile istemiyorum!..
•
Laf ağızından çıkana kadar senin esirin.
Çıktıktan sonra ise, sen lafının esirisin!..
“Kır zincirlerini” Deniz Baykal!..