Baz istasyonları...
Memleketimizde zaman-zaman baz istasyonları kavgaları olduğuna dikkat çekmiş, Bakanlıklarının ilgi alanları içinde olduğundan, Ulaştırma, Sağlık ve Çevre ve Orman Bakanlarına, baz istasyonu sıkıntısı çeken vatandaşlarımızın bir isteği olarak bu konuda bir yazı kaleme almıştık...
Bir iletişim ve ulaşım âleti olan cep telefonları ve onunla ilgili baz istasyonları, doğrudan Ulaştırma Bakanlığı’nı ilgilendirdiği gibi, her şeyin başı sağlık olduğu için öncelikle de Sağlık Bakanlığı’nı ilgilendiriyordu. Vatandaşların sıkıntısı da zaten sağlık yönündendi. Fakat, bu iki Bakan’dan da Bakanlıklarından da herhangi bir cevap gelmedi...
Konu çevre kirliliği bakımından Çevre ve Orman Bakanı’nın da ilgi alanında. Çevre ve Orman Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği bir “bilgi notu” gönderdi. Bilgi notundan şunu öğreniyoruz:
“5 Kasım 2008 tarihli ve 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 37. maddesinin 4. fıkrasına göre, “Ulusal ve uluslararası kuruluşların belirlediği standart değerler dikkate alınarak, ...uyulacak elektromanyetik alan şiddeti, limit değerlerinin belirlenmesi, kontrol ve denetimleri, kurum tarafından yapılır veya yaptırılır. ...usul ve esaslar, Sağlık Bakanlığı ile Çevre ve Orman Bakanlığı’nın görüşleri de dikkate alınmak suretiyle kurum tarafından çıkarılacak yönetmelik ile belirlenir. ...uygun bulunan ilgili tesisler başkaca bir işleme gerek kalmaksızın kurum tarafından güvenlik sertifikası düzenlenmesini müteakip kurulur ve faaliyete geçirilir” imiş. Devamla şöyle deniliyor:
“Yönetmelik gereğince; baz istasyonlarının kurularak hizmete sunulması aşamasında, yönetmelikteki limit değerler ve güvenlik mesafesi hesabı kullanılmak suretiyle, sabit elektronik haberleşme cihaz ve sistemlerinin civarında insanların emniyet ve güvenle sürekli bulunabilecekleri güvenli alanlar da belirlenmekte ve güvenlik mesafelerinin yaşam alanları dışında tutulması sağlanmaktadır.
Baz istasyonlarının yönetmelikte verilen sınır değerlere uygun olup olmadığına dair ölçümler Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından veya kurumun yetki verdiği kurum ve kuruluşlar tarafından yapılmaktadır.
Yönetmelik kriterlerine uygun olmayan baz istasyonları için kapatma durumu dahil cezai işlemler yapılmaktadır. (Bizim bulunduğumuz yerde yapılmıyor.) Sağlık kuruluşları, okul öncesi ve temel eğitim kuruluşlarının bulunduğu mahallerde güvenlik mesafesi hesabında, bahçe sınırları dikkate alınmaktadır.” (Acaba?)
Evet, bu yönetmelik insan sağlığı göz önüne alınarak hazırlanmış, ama galiba kaldırılıp klasörlere konulduğu için sadece yazıda kalmış. Çünkü uyulmuyor ve insanların sağlığı tehlike altında bulunuyor. Meselâ, “Güvenlik mesafelerinin yaşam alanları dışında tutulması sağlanmaktadır” deniliyor. Ama sağlanmıyor! Sağlansa zaten mesele kalmayacak ve vatandaş da şikâyet etmeyecek. Vatandaşın şikâyeti bu. Bizim dile getirmek istediğimiz de bu...
Kendisiyle bir masada yemek yediğimiz Çevre ve Orman Bakanımızı İSKİ’den tanırım. Efendi, mütevazı ve değerli bir insandır. Ama bir Bakan olarak, bahsedilen güvenlik mesafesine uyulup uyulmadığını bilemez ki. Bunu, bu işle vazifeli olanlar bilirler. Onlar da nedense bir türlü bilemiyorlar.
Güvenlik mesafesine uyulmuyor dedim. Uyulmadığını görmek isterlerse, kendilerine bulunduğum semtte hem de kaç yer gösterebilirim.
Ayrıca, “Sağlık kuruluşları, okul öncesi ve temel eğitim kuruluşlarının bulunduğu mahallerde güvenlik mesafesi hesabında, bahçe sınırları dikkate alınmaktadır” diyor.
Bakın! Bir apartmana bir değil, hem de iki tane baz istasyonu kurulmuş, yanında çocuklar geziniyor.
Bir de, iki tane baz istasyonu kurulu bu 7 (yedi) katlı binanın tamamının kaçak olduğunu düşünün!..
Belediyeye müracaat ediyorsunuz, hayret ki, ilgili birim tamamı kaçak olan bu binada yıkım yapıldığını söyleyebiliyor. Oysa, belediyenin yıkım yapıldı dediği binada bir tuğla bile yıkılmış değil...
Bunu aklınız alıyor mu değerli okuyucular? Şuna bakın:
Toptan kaçak 7 katlı bir bina... Üzerinde 2 tane baz istasyonu... Yanında gezinen çoluk-çocuk dahil her yaştan insanlar... Öte taraftan, yönetmeliğe yazılıp klasörler içinde duran maddeler...
Baz istasyonları sıhhatimiz için çok mühim olmasa, üç Bakanlık bu mesele için devrede olur mu? Onun için zaten güvenlik sınırları şartı getirilmiş ya.
Ben de cep telefonu kullanıyorum. Ama tepemde “Demoklesin kılıcı gibi” baz istasyonunun bulunmasını istemem. GDO’suz gıda ile beslenme imkânımız varken, gıda almadan yaşayamayız diyerek ille de GDO’lu gıda tüketmek mecburiyetinde değiliz. Bu mesele de böyle...
Yönetmelikte, “Ulusal ve uluslararası kuruluşların belirlediği standart değerler dikkate alınarak” denilmiş. Buna uyulsa yeter. Avrupa’da şöyle, Avrupa’da böyle deyip durduğumuz Avrupa’da, baz istasyonları şehir dışında. Bizde ise tepemizin üstüne...
Birkaç ay önce Elazığ’da mahalleli baz istasyonu kurmak için gelenleri döverek kovaladı. Gelenler canlarını zor kurtardılar. Böyle mi olmalı? Yöneticiler halkı böyle kendi haline mi bırakmalı?
Kavgayı hoş görmeyenler, aralarında para toplayıp mahkemeye de veremiyorlar. Çünkü hem avukat ücreti var, hem de davayı kaybederlerse karşı tarafın avukat ücretini de ödemeye mecbur olacaklar. Geriye, hükümetten yardım isteme yolu kalıyor.
Vatandaşlar seslerini duyurmak için bizden yardım istiyorlar. Bu iki yazı, işte vatandaşların bu istekleri üzerine kaleme alındı...
Haaa! Bizim şehir yapımız ona müsait değil. Sinyal alabilmemiz için bu zarara katlanacağız deniliyorsa, o başka. Ama vatandaş, onu da bilmek ister.