Mahkeme Salonları Kışlaya Döndü
Haberler pek de iç açıcı değil, her gün birkaç rütbeli ya “darbeden” veya “sahte çürük” rapor suçundan tutuklanıp içeri atılıyor.
Terör bir yandan, diğer yandan da organize suç örgütleri.
Gerçekten ülkenin başının belası.
Bu bela ya ihalelere fesat karıştırır veya devlet çarkında rüşvet ağı kurar, uyuşturucu, silah kaçakçılığı gibi suçları işler...
Darbecileri de buna dahil edebilirsiniz.
Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre 2008 yılında cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlü sayısı:
92.704 kişi adi suçlardan,
5.439’u terör suçundan,
5.092’si terör amaçlı örgüt suçundan olmak üzere toplam 103.235 kişi.
Bu sayı giderek azalmayıp artış göstererek 2009’un ilk altı aylık döneminde:
101.188 adi suçtan,
5.723 terör suçundan,
4.954 çıkar amaçlı örgüt suçundan olmak üzere toplam 111.865
1 Ocak 2010 tarihi itibari ile 118.000 kişiye ulaştı...
Bu sayı bir orduya bedel. Hem de tüketici...
Ergenekon ile Balyoz operasyonunda tutuklananlar bu sayıya dahil değil.
Manzara bu.
Öyle iken muhalefet lideri sayın Baykal ne diyor?
“Savcılar darbesi.”
“AK Parti yargısı.”
El insaf, bu kadar delili, bu kadar darbe planlarını savcılar mı uyduruyor?
İstiklal Mahkemeleri olsaydı anlardık, çünkü o mahkemelerin görevlileri hakim ve savcı değildi. Tepeden atanmışlar. Adam asmak için bir nevi cinayet şebekesi.
Ama şimdi öyle mi?
Babası inşaatlarda işçilik yaparak hukuk tahsili yaptırdığı dar gelirli ailelerin çocukları... Onlar feleğin sillesini yemişler.
Aç kalmışlar, parasız gezmişler ama tahsillerini bitirip o kürsülere oturmuşlar.
Adalet dağıtanların benim gibi saçı sakalı ağarmış. Yıllarını dosyalara vermişler...
Şimdi sen kalk o kesime saldır.
“AK Parti’nin yargısı” de...
“yazarlar, doktorlar, subaylar haksız yere tutuklanıyor” de...
Alenen o kadar hakim ve savcıya hakaret et.
Hadi Allah’tan korkmuyorsun diyelim, alemden de utanmaz mısın?
Görmez misin, mahkemelerin nasıl tıkandığını?
Halkın mahkeme kapılarında nasıl çile çektiğini görmez misin?
Yargının tepesindeki kadrolaşmayı da mı göremezsin?
Adamı olan, yandaş olan üye seçilir ama olmayan kürsü tutsağı...
Haksızlık değil mi?
Ayıp değil mi?
Hükümet kısmi anayasa değişikliği ile aksaklıkları, haksızlıkları gidermek ister, CHP ile MHP karşı çıkar. Hangi yüzle ve de hangi hakla?
Şayet daha iyisini biliyorsanız söyleyin.
Biz de destekleyelim.
Hatta alkışlayalım...
Değilse derdiniz ne?
Anayasa Mahkemesi’nin, HSYK’nın yapısı değişmesin...
Neden?
Çünkü oralarda ideolojik kadrolaşmalar var.
O kadrolar halka değil, bir kesime çalışır.
Bizans surları gibi...
Ama unutmayın ki elbet bir Ulubatlı gelir, bayrağını o surlara çeker...
Mahkeme salonları kışla olmaktan çıkar...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.