Balyoz’un fendi cezaevini deldi!
Nöbetçi hakimler önceden tutuklananları salabiliyorsa, cezaevlerinde bir kişi kalmayacak demektir. Hem şunu soralım.
Nöbetçi hakimin öyle bir yetkisi var mı?
Adı üstünde nöbetçi.
Nöbetinde gelen acil işlere bakacak, diğerleri ona ait değil...
Sorun şuradan kaynaklanıyor:
Özel yetkili savcıların günlerce ter döküp elde ettikleri deliller ışığında tutuklattıkları sanıkları bir nöbetçi hakim geliyor ve de anında salıyor.
Ne kolay değil mi? Böyle devam ederse yargının çivisi çıkacak.
Kamuoyu sormaz mı: Dün tutukladıklarınızı bugün ne diye saldınız?
Madem delil yoktu, neden tutukladınız?
Diyeceğiz ki efendim, bu nöbetçi hakim öyle hakimlerden değil, birkaç derecattan geçen kararları o kaldırabiliyor.
Kaldırması da gerekiyordu.
Çünkü günlerdir basında yazılan çizilenler Oktay Kuban’ın nöbetine endekslenmişti.
Veya generallerin hanımları söylüyordu.
Bizden olan hakim nöbetçi olunca paşayı salacak.
Ortalığa dökülen bu denli şaibeler sadece İstanbul Adliyesi’ne has değil, tüm Türk milletinin yargıya olan güvenini temelden sarsmaya yetti de arttı.
Demek ki adamlı olanlar yırtar, adamsızlar yırtamaz.
Yetki tartışması bir tarafa, kısa sürede hem savcı hem nöbetçi hakimin 23 kişinin dosyasını nasıl incelediklerini merak ediyoruz.
Hem onlar öyle şipşak okunacak dosyalar mı?
Gerçekten okundular mı?
Yoksa ezber işi mi?
Basın çok önceleri (özellikle Vakit Gazetesi) bu hakimin nöbetinde tahliyelerin olacağını nereden bilebildi?
Yoksa, tahliyeler bir yerlerden mi kotarılıyor?
Benim bildiğim nöbetçi hakim acil işlere bakar.
Mesai saatinden sonra ve bir de tatillerde emniyetten gelen mevcutlu işlere nöbetçi hakimin bakması doğal, ama diğerlerine bakamaz.
23 kişinin dosyasını inceleme işini nöbetçi hakim neden yapsın?
Öyle bir usul yok.
Tutukluların müdafi avukatları tutuklamalara itiraz etmediler mi?
Ettiler...
Daha sonra tahliye talebinde bulunmadılar mı?
Bulundular...
Hepsi değişik hakimler tarafından incelenip ret edildiği halde sormaz mıyız:
Üye hakim Oktay Kuban nöbetçi olunca o dosyalarda ne değişti?
Yeni deliller mi girdi dosyalara?
Hayır, deliller aynı deliller.
Öyle ise, bu tahliyeler neyin nesi?
Öyle anlaşılıyor ki birileri yeniden bir başka senaryoların peşinde. Biri tutuklayıp diğeri bırakacak ki ülkede yargının nasıl iflas ettiğinin bir senaryosu.
İşte bakın, AK Parti yargısı!
Anladığım, bu ülkenin resmi ideolojisindeki yapılanmalar işleri istedikleri gibi ayarlama yeteneğine sahiptir. Cezaevlerine isterse girerler, istemezse girmezler.
Bakarsınız adam sapasağlam ama askerlik yapmaz.
Ergenekon soruşturmasında öylesi bir manzara oluştu ki sırtı kalın olanların dosyaları ezbere okunurken sırtı zayıf olanlarınki ise okuma engeline çarpıyor.
Öyle olmasaydı ülkede darbe planları yapanların başı dışarıda, kuyruğu içeride olmazdı... Baş başa bağlı.
Tutturmuşlar Dursun Çiçek.
Günah keçisi...
Ne yapılmışsa ona yıkıp sıyrıldılar, şimdi de balyozu vurdukları gibi cezaevi duvarlarını delip çıkıyorlar.
Korkarım ilerisinde ihale garibanlarda kalacak.
Hep öyledir; sırtı kalın hikayesi, altta kalanın canı çıksın...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.