Ruhaniyetli Şehir Bursa
Evliya Çelebi, ilk seyahate başlama iznini rüya âleminde Efendiler Efendisi (s.a.v.)’nden alınca bir iki günlüğüne Bursa’ya gelip gitmeye karar verir ve gelir. Bir iki günde dönecek olan Evliya Çelebi, tam bir ay kalır.
“Ruhaniyetli Şehir Bursa” dediği Bursa’yı gezer ve nihayet döner. Dönünce babasıyla ilk karşılaşmasını şöyle anlatır:
“Hakir o gün hane-i gamkînimize (gamlı evimize) varıp peder ü mâderin (babamın ve anamın) dest-i şeriflerini (ellerini) öpüp huzurlarında karar eylediğimde peder-i azizim dedi:
“Safa geldin Bursa seyyahı! Safa geldin! ‘Halbuki ne canibe gittiğimden kimsenin haberi yok idi. Hakir dedim: ‘Sultanım, hakirin Bursa’da idiğimi nerden bildiniz?’
“Buyurdular ki: ‘Sen bin elli senesi muharreminin aşuresinde (1640 senesi Mayıs ayının ilk günleri) kaybolduğun gece ben nice dualar tilâvet ettim. Bin kerre “Kevser” suresini okudum. Ol gece Âlem-i menamda (uykuda) seni gördüm ki Bursa’da Emir Sultan zaviyesinde ruhaniyetten istimdat ile seyahat rica edip bükâ ederdin (ağlardın) o gece bana nice ehl-i hal canlar rica edip senin seyahate gitmekliğin için izin talep eylediler. Ben de ol gece cümlesinin rızasıyla sana destur verdim. Fatiha tilavet eyledik.
“Gel imdi, oğul! Şimdengeri (bundan gayrı) sana seyahat göründü. Allah mübarek eyleye. Amma sana nasihatim vardır” diye elimden yapışıp, huzurunda ayak üzerine durdurup sağ eliyle sol kulağımı burarak şu nasihatte bulundu.
“Oğul! Âdem yoksul olur, besmelesiz taam (yemek) yeme. Sırrın var ise sakın avradına deme. Cünüp iken yiyip, içme. Esvabının (elbisenin) söküğünü üstünde dikme. İyi adını kötüye çıkarma. Kötüyle yoldaş olma, zararını çekersin. Sen yürü ileri, gözüm, kalma geri. Alay bozma...”
İşte bu desturdan sonra Evliya Çelebi vefatına kadar Osmanlı sınırlarını ve sınır içlerini dolaşmıştır. Hatta bazı yerlere defalarca gitmiştir.”
Yaklaşık 8 yıl öncesine kadar Evliya Çelebi’nin anlattığı Bursa’dan pek bir emare görülmezdi. Bursa’nın tarihini bağrında besleyen Osmangazi ilçesine Recep Altepe belediye başkanı olunca, Bursa’nın eline yüzüne bakılır olmuştu.
Recep Altepe son seçimlerde Bursa Büyükşehir belediye başkanlığına seçildikten sonra, Bursa biraz daha değişmiş ve Evliya’nın anlattığı o ruhaniyetli şehir kendine gelmiş. Hatta Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Bursa’sı da öz kimliğine kavuşmuş.
Gazetemizin Bursa temsilciliğinden Murat ile Bursa’nın tarihi yarımadasını gezerken sanki Recep Altepe, bütün hücreleriyle tarihe ve Bursa’ya sahip çıkmak için yaratılmış diye geçti aklımdan. Belki abartı gibi gelecek ama böyle. Mesela Osman Gazi ile Orhan Gazi’nin türbelerinin bulunduğu Tophane bölgesi, yeniden tarihi kimliğine kavuşmuş.
Osman Gazi ve Orhan Gazi’nin türbelerini ziyaret edip, Bursa’ya hâkim tepeden şöyle şehri ve tarihi süzgeçten geçirince, malum fitne ve fesat çevrelerinin böyle muhteşem bir ülkeye nasıl kötülük ettiklerini ve ne istediklerini anlamak gerçekten çok zor oluyor.
Türkiye gibi bir ülke, dünyanın neresinde olursa olsun, içinde ne kadar etnik köken barındırırsa barındırsın, sırf sahip olduğumuz coğrafyanın önemine binaen, yine huzurlu yaşaması gerekir. Bu topraklar hakikaten özel seçilmiş topraklar. Bu topraklarda kötülükler ve kötüler barınamıyor. Barınamadıkları için de sürekli kargaşa ve kaos çıkarıyorlar.
Bursa’nın tarihi çarşıları da yine Recep Altepe’nin sayesinde aslına uygun onarılmış ve hizmete sokulmuş. Koza Han, Emir Han, İvaz Paşa Çarşısı, Tuz Han, Uzun Çarşı, Bedestenler ve Kapalıçarşı, insan doluydu ve hiç kimsenin hiç kimseyle bir derdi yoktu.
Bursa’ya varıp da Ulu Cami ve Emir Sultan’a uğramamak olmazdı. Ulu Cami’nin içindeki bakım ve onarım bitmiş ve Ulu Cami, adına yakışır bir eser olmuş. Havuzu hariç.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.