KUTLU DOĞUM TÖRENLERİ
Hz. Muhammed (s.a.v.) sizin için ne değer ifade ediyor?
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Kur’an Yılı da ilan edilen 2010 ‘da sağdan soldan siyasilerin de ilgi ve teveccühü ile insanımız bu törenlere katılmasını biraz daha coşkulu, rahat ve gururla yapmaya başladı.
Nitekim birkaç yıl önce bu törenler dolayısıyla Genel Kurmay, sitesinden bir bildiri yayınlamış ve hükümete muhtıra vermeye kalkışmıştı. Küçük çocukların bu törenlere katılması ve milli eğitim okullarının da kullanılması balyozlu, kafesli, derin devletlü büyüklerimizi kızdırmış ve büyük bir irticai faaliyet olarak lanse edilmeye çalışılmıştı. Bugün gelinen noktada, Baykal’ın bile iştahını kabartmış, vaaz gibi bir söylev icra etmekten geri kalmamıştır.
Baştaki sorumu tekrar ediyorum.
Hz. Muhammed (s.a.v.) sizin için ne ifade ediyor?
Kur’an sizin için ne ifade ediyor?
Kutlu doğum, sadece bir müjde, bir sevinç sembolü mü?
Kutlu doğum, sadece bir coşku ve birlikte kutlanacak ortak duygu ve nostaljik bir anı mı?
Kur’an bu kutlamanın enstrümanı mı; coşku ve duygusal yoğunluk veren aracı mı?
Bana bir şeyler eksik gibi geliyor.
Bana çok şeyler eksik gibi geliyor.
Peygamber sevgisini gül sembolüyle içine çekilip, koklanacak; tören bittikten sonra da soldurulup atılacak ve bir dahaki gül mevsimine kadar yüzüne bakılmayacak bir metaya dönüştürmememiz gerekiyor.
Her şeyin sahtesinin çıktığı zamanımızda, bana öyle geliyor ki Peygamber sevgisinin de sahtesi, gerçeğinden bir hayli fazla…
İşin içinde bir de rant var.
Bu rant Baykal’ın bile iştahını kabartan bir rant…
Herkes bir şekilde rantlanıyor. Vatandaş, yılın belli gün ve gecelerini ihya ettiğini düşünerek bir yıllık ibadet borcundan kurtulduğunu düşünüyor. Dini ürün satıcıları bu tür günler vesilesi ile halkın ilgisinin daha yoğun olduğunu görerek pazarda bir hareketlilik yaşıyorlar.
Vakıflar, dernekler, cemaatler, sivil toplum kuruluşları bu tür özel günler vesilesi ile program düzenleyip, taraftarlarını ve gönüldaşlarını bir araya toplayıp manevi bir ortam oluşturuyorlar.
“Gül yüzünü rüyamızda görelim Ya Rasulallah!” ilahileri ve gül dağıtım törenleriyle mis gibi bir hava oluşuyor.
Acaba diyorum, Peygamberimiz aramızda olsaydı ne yapacaktık?
Gidip yanına koklayacak ve bağrımıza mı basacaktık?
Sevgimizi en coşkulu bir şekilde gösterip, tören bittikten sonra gelecek sene görüşmek üzere ağlayarak yolcu mu edecektik?
Yoksa vakur bir şekilde, onun sözlerini, mesajlarını dinleyip, hayatımıza uygulamaya mı başlayacaktık?
Kutlu doğum haftasında Peygamber sevgisi en üst düzeye çıkan ümmetinden kaçta kaçı onun sözlerinin derlendiği bir hadis kitabını bir dahaki seneye kadar okuyup bitiriyor. Kaçta kaçı onun getirdiği mesajları içeren Kur’an-ı Kerim’in anlamını hayatına ışık tutacak ve rehber olacak şekilde okuyor?
Acaba diyorum, her işimizde olduğu gibi Peygamber sevgimiz de koskoca bir yalan olmasın?
Bu yalanla hem kendimizi hem de birbirimizi kandırmayalım?
Dostlar bizi kutlamada görsün…
Bir de aşırın bi yerlerden en çarpıcı cep mesajlarını, gönderin tüm sevdiklerinize,
herkes çarpılsın…
Siz, keyfini sürün…
Bi dahaki seneye Allah Kerim…