Metin Hasırcı

Metin Hasırcı

87., 88. ve 93. yıldönümleri

87., 88. ve 93. yıldönümleri

12 Mart 1921, İstiklâl Marşımızın TBMM'de kabul olunuşunun 87. senesi devriyesi idi.. Geçtiğimiz çarşamba günü ve kıyamete kadar da milletimiz bu marşın kabul gününü daima kutlayacak. Sarıgâzi Anadolu Gençlik Teşkilatımızın yeni Başkanı Yusuf özkan evladımız, görevi devraldıktan hemen sonra faaliyetinin ilk büyük toplantısını Sarıgâzi Meclis mahallesinde Taptuk Emre Kültür Salonu'nda makul bir kalabalıkla tertipledi. Biz de gecenin hatibi idik. Yapmış olduğumuz konuşmada, İstiklâl Marşımızın yüce mânâsına temasdan sonra, Osmanlı devlet anlayışında Tanzimat ile birlikte başlayan marş dönemini ve ilk marşın Sultan Mahmud-u Sâni zamanında Guissipei Donizetti'ye besteletildiğini dinleyiciye hatırlattık. Devletin devamlılığı anlayışı içinde her padişahın tahta çıkışıyla yeni marşa geçildiğini, Mecidiye, Aziziye, Hamidiye ve Reşadiye marşlarının besteletildiğini, bunların icâb eden merasimlerde icralarının gerçekleştirildiğini ifade ettik. Galip Kemâli Söylemezoğlu adlı Erzurum'un pek asil ve popüler sülalelerinden olan Söylemezzâdeler'e mensup bir zat. Osmanlı Devleti'nden Cumhuriyet dönemine müdevver bir büyükelçi olarak anılarında, beynelmilel bir toplantıda bütün milletlerin marşları çalınmaya başlandığında, heyet üyelerimiz Büyükelçi Söylemezzâde'nin yanına toplaşıp, “Biz ne yapacağız?” diye el oğuştururlarken, Söylemezoğlu Gâlip Kemâlî Bey, sıra bize geldiğinde, gür sesiyle Mustafa İtri Efendi'nin Segâh makamında bestelediği tekbiri terennüme başladığını, heyetteki üyelerin iştiraki yanında, kongrede hazır bulunan diğer Müslüman ülke heyetlerinin katılımıyla "Allahuekber, Allahuekber, Lâ İlâhe İllâllah Allahuekber, Allahuekber ve lillâhilhamd.." sâdaları asûmana yayılırken, heyetimiz ve iştirak edenler bir şevk ve aşk deryası içinde olmanın bahtiyarlığını yaşıyorlardı.
âkif Bey'in güfteyi yazabilmesini temin içinde, Hamdullah Suphi Tanrıöver ile Balıkesir mebusu Hasan Basri çantay merhumların aralarında kararlaştırdıkları tezgâhı anlattık. âkif Bey merhumun 500 lira parayı; şehid ve mecruhin (yaralı) gâziler yararına hadim derneğe aktarmak şartıyla güfteyi Hasan Basri Bey ile namaz araları hâriç 48 saatte yazdığını anlattık. âkif Bey merhumun o parayı hayra bağışlarken, üzerinde bir paltosu olmadığını, hâtta ömrü müddetince paltosu olmadığını ifade ettik.
çarşamba gecesi geç vakit TV5 kanalının Gönül Sohbetleri'nin değerli programcısı Arslan Ateş Beyefendi kardeşim aradı ve, “Hocam; perşembe akşamı İstiklâl Marşı ve çanakkale şehidlerini yâd edebilir miyiz?” dediğinde pek memnun oldum ve “Bak kardeşim Arslan..” dedim, “12 Mart ile 18 Mart arasında insanı pek elemnâk eden 16 Mart Şehzadebaşı Karakolu baskını var. İtilaf devletleri; 16 Mart 1920'de İstanbul'u bilfiil işgâle girişmiş ve bu karakol bugünkü, Büyük Şehir Belediyesi'nin sınırları içinde kalmış olduğundan yıkılmıştı. Şehzâdebaşı Karakolu şehidlerini de araya koyalım..” dediğimde, derhal önemsediler. Nitekim programda 1923'ten 1958'e kadar devam eden törenlerin; karakolun yıkılışından sonra yapılmadığını; ancak 2005'in 16 Mart'ında Hurşit Tolon Paşa'nın 1. Ordu kumandanlığı görevi uhdesindeyken, 16 Mart şehidlerinin Edirnekapı Şehidliği'ndeki kabirlerini tanzim ettirip, merasimleri ihya ettiğini, o günkü törende bir konuşma yapan Kurmay Albay Burhan Hasırcı (soyadımız benzemektedir); düşmanın bu hunhar harekâtını şöyle dile getirmişti: "..karanlıklar içindeki İngiliz askerleri bir yılan sessizliği ve tilki kurnazlığı ile karakolu kuşattılar. Askerlerimizi şehid ettiler…" çoğu bando bölüğüne mensup olan silahsız askerlerimizin 6 tanesi şehid edildi ve 15 Mehmedçik de çeşitli yaralarla gâzi şerefini ihraz ettiler. Demek suretiyle; aziz milletimizi haberdar etme şansını yakaladık TV5'teki Gönül Sohbetleri programında Arslan Ateş kardeşimizle.. Daha sonra da asırlarca anlatılsa bıkılmayacak çanakkale şehidlerinin hepimize emsal teşkil etmesi şâyanı tercih olan fedakârlıklarını, kahramanlıklarını, centilmenliklerini vakitin el verdiği kadar nakle çalıştık. Cumartesi gününün saat 17.30'da, Bayrampaşa Anadolu Gençlik Derneği mensuplarının büyük kısmı lise talebesi ile 1 buçuk saatten ziyade 18 Mart zaferini yâd ettik. Pazar günü ise 8 yıldır devam ettirdiğimiz, ‘Yunus Emre Camii Yaptırma ve Koruma Derneği’nin tertiplediği çanakkale şehidlerini anma gününü Taptuk Emre Kültür Merkezi'nde yaptık. Dr. Lokman Erdemir Bey'in çeşitli kesitler ile anlattığı bu büyük vak'anın parçacıklarını emekli 4 albayımızın katılımıyla yapılan açık oturumda Ordu-Millet beraberliği geçmiş kahramanlarımız gibi gelecekte de aynı fedakârlıkların yapılabileceğine inancımız takviye oldu. Albaylarımızın anlattıkları feragat ve fedakârlık dolu anekdotların üstümüzde bıraktığı intiba ile.. Nasipse 21 Mart Cuma akşamı Büyükçekmece Saadet Partisi'nde, 22 Mart Cumartesi akşamı Anadolu Gençlik Derneği'nin düzenlediği çanakkale şehidleri gecesinde, Doç. Nedim Urhan hocam ile birlikte ümraniye Haldun Alagaş Spor Kompleksi Salonu'nda 253 bin şehidi yâd edeceğiz. Anadolu Gençlik Dergisi'nin geçen sene başlattığı, bu sene de devam ettirdiği 253 bin şehide 253 bin hatim kampanyası, gönüllerimizi Kur'an ile doldurmaya devam ediyor.
Vakit gazetemizinin Haber Müdürü Muharrem Coşkun ve genç gazeteci Abdülhamid Güler Beylerle, Cuma günü, İsmet Bozdağ Beyefendi'nin misafiri olduk. 5 saate yakın süren mülâkatta 94 yaşındaki büyüğümüzün, hafızası pırıl pırıl ifadelerinden istifade ettik. Umarım Muharrem Bey'in perşembe röportajını okuduğunuzda çok müstefid olacaksınız. Fiemanillah.
İrtibat: 0542 497 03 27


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Metin Hasırcı Arşivi