“Aşk-ı Memnu” Zina ve İman I.
Bugün Radikal gazetesine şöyle bir baktım. Başlık zaten bir facia. “kan Donduran Vahşet”. Ne mi olmuş?
Bir kadın şu anda asker olan sevgilisinden hamile kalmış. Doğum gelince ailesinin haberi olmuş. Doktorla anlaşılmış ve çocuğu kayıtlara geçilmemiş. Eve gelince aile karar vermiş. Anneanne eteği ile yavruyu boğmuş. Dayılar çukur kazarak gömmüş ve üzerine beton dökmüşler.
Hepsi de içerdeler şimdi. Doktor ve sekreteri de. Bu dünyada azıcık olan cezalarını ağlayarak çekecekler. Bir ömür vicdan azabı ve utanç içinde yaşayacaklar. İtibarları bitmiştir. Ahirette de tevbe ederek ve Salih ameller işleyerek kendilerini affettiremezlerse cehennemi boylayacaklar.
Aynı gazetede birkaç zina haberi daha vardı aynı günde. Birkaçının başlığı şöyle:
“Akrabaları 5 yaşındaki Berivan’a tecavüz edip öldürdü.”
“Çocuk koğuşunda 17 yaşındaki gence tecavüz iddiası.15 çocuk tutuklu yargılanıyor”
“Çocuk pornocu generale hapis. Fransa'da internetten çocuk pornosu indiren üst düzey general 10 ay hapis cezasına çarptırıldı.”
“Annesi ve ablasını sopayla dövüp öldürdü.”
Ve daha başka acı haberler…
Bu arada zinaya çağıran haberlerde orada. Yan yana yaşıyorlar bunlar. Mesala birisi şöyle:
“Huzurlarınızda 40'lık Zeta-Jones. Oyuncu Catherine Zeta-Jones, 40'ına bastığı halde fiziksel olarak hâlâ iddialı olduğunu kanıtladı.” Bu arada bir resim: bir kadın çırılçıplak uzanmış yatıyor… (*)
Karar verelim, zina suç mudur?
Ceza yasasına göre değil. Hükümet medeni kanunu değiştirirken “zina suç olsun” dedi de içerden ve dışardan sağcılar, solcular, liberalistler, Kemalcılar bangır bangır bağırdı. AB ta oralardan yeri göğü inletti. Zavallı hükümet de “ne oluyoruz yahu?” diye iyice şaştı ve sonuçta “emriniz olur” diyerek kendi görüşünden vazgeçti. Şimdi bu Müslüman ülkede zina suç değil.
Hani kanunlar halkın inancına ve örfüne bakarak yapılırdı? Külliyen yalan!
Peki, kanunlara göre zina suç değil. Ya ahlaka göre?
Çağdaş yaşamcılar “ne münasebet!” diyorlar. “Zina ne suçtur, ne de ayıptır. Yeter ki gönüllü olsun.”
Muhafazakarlar ise “suç değilse de bari ayıp olsun” diyorlar. Zavallılar içlerinden geçeni bile ifade edemiyorlar.
İşte kurulduğu günden beri İslam’ın kadın erkek ilişkilerini kınayan ve zinayı suç saymayan, hatta ona teşvik eden sistemin ve onu benimsetme görevini üstlenmiş olan Milli Eğitimin başarısıdır bu.
Bu başarı neticesindedir ki sonuçta işte bu gibi acı haberlerin binde biri basına düşüyor. Gerisi de halk içinde üstü örtülerek yaşanıp gidiliyor. Bu damlalar bir gün sel olacak ve bu cemiyeti silip süpürecektir. Kurunun yanında haram işlenmesine seyirci kalan yaşlar da yanacaktır elbette.
Ben önce şu uyarıyı yapayım; öncelikle Müslüman olmak kendileri için önemli olanlara diyorum ki,
“Zina Kur’an-ı Kerim’de açıkça haram kılınmış ve Müslümanlara yasaklanmıştır. Buna böyle inanmamak, yani zinayı suç ve ayıp saymamak, bilakis böyle inanmayı ayıplamak ve aşağılamak, bir müslümanı kesinlikle dinden çıkarır, mürted eder.” Mürted, dinden dönmüş kafir demektir.
İnanmayan açsın bir Akaid kitabına, veya bir ilmihale baksın. Özellikle “İmanın korunması için gerekli olan sıhhat şartları” bahsine bir baksın. Veya açsın telefonu müftülüğe sorsun. Kendisi bilir, isterse de “hadi canım sende” desin. Biz böylelerinin kınamasına hiç aldırmayız, sadece onlar adına kaybolan imanlara üzülürüz, o kadar.
Bu arada kimse bu sözlerden “Mecliste bu yasaya ‘evet’ diyenler kafir mi oldular?” diye bir polemik konusu çıkarmasın. Oraya gidecek kadar bilgili ve şuurlu olanlar, kanaatimce ellerini ‘evet’ diye kaldırırken, hiç şüphesiz içlerinden “tevbe ya Rabbî!” diyerek ayaklarını da yerden kaldırmışlardır.
İnanç kalbde olur. Biz kimsenin kalbini bilemeyiz. Dolayısıyla dil ile açıktan küfre düşürücü sözü bilinçli olarak söylemedikçe, kimseye ‘kafir oldu” diyerek ‘tekfir’ etmeyiz, edilmesini de tavsiye etmeyiz.
Gelelim “aşk-ı memnu”ya.
Ama yerimiz doldu, öbür yazıya kalsın mı?
www.cemalnar.com