Ya milletle beraber, yahut CHP ile
Fikirler de silahlar gibidir. Bazısının tahrip gücü yüksek, bazısının düşüktür. Fikrine güvenen kavga çıkarmaz.Oturur konuşur,ikna etmeye çalışır.Güvenmeyen tam aksini yapar,her itirazda telaşa kapılır, muhatabını susturmak için farklı yollar arar.Gürültü ile patırtı ile pozisyonunu korumanın telaşına düşer.
Son günlerde Anayasa paketi etrafında meydana gelen tartışmalara da bu zaviyeden bakmak lazım.
İtirazları, çekinceleri mesnetsiz olanlar hemen paniğe kapıldılar.
Kimse yattığı kış uykusundan uyanmasın diye ortalığı velveleye verdiler.
Koyunlarını kaybetme korkusu ile değneklerini ellerine alıp sürülerinin etrafında dolaşmaya başladılar.
Bu sürü ve çoban ilişkisi ne zamana kadar devam eder bilemem. Ama gösterilen telaş, koyun postuna sokulmaya çalışılan bir topluluğun, bu kisveyi uzun süre taşımayacağını gösteriyor.Er geç milliyetçiler aslına rücu edecek, tarihin onlardan beklediği Türkiye’yi kendi değerleri üzerinden yükselterek,küresel bir aktör yapma rolünü üstleneceklerdir.
İslam’da hiçbir kişi veya kuruma kayıtsız şartsız teslimiyet yoktur. Başkalarının aklından istifade var, ama kendi aklını çöp tenekesine atarak,başkalarının aklıyla hareket etmek yoktur.Omuz’unun üstünde kendi başını taşımayanlara o baş yük olur, bir ömür hamallık yapmak zorunda kalırsınız.
Milliyetçilik sol ile aynı yatağa girmek değildir.
Bugün Türk solu-demokratikleşmiş, milletle barışmış bazı unsurların dışında- kendini milli değerlerle mücadeleye adamıştır.Milliyet olmadan millet olunmaz.Milliyet bir topluluğun ruhudur. O ruh kabzedilince o millet birbirine yabancılaşmış, ortak değerleri kalmamış kuru bir kalabalığa döner.Bugün toplumda oluşan çatışma alanlarının çoğu bu ruhun toplum hayatından geri çekilmesi sonucu meydana gelen boşluklardan oluşmaktadır.Din gidince yerini kaos almakta,insanları birbirine bağlayan bağlar gevşemektedir.İslam, bütün toplumsal bağları birleştirip onları birbirine rapt edip düğümleyen en üst değerdir.Bu düğümü sökmeye çalışanlar aslında tüm öteki bağları da kesmekte,insanlar arasındaki gönül yolunu yok etmektedirler.
Türkiye’de uzun yıllardır bürokrasiye hakim olan zihniyet budur. Millete ait ne kadar manevi müşterek varsa yasaklamak, yok etmek, ortadan kaldırmak. Onun için bürokrasideki iktidarlarının devamını istiyorlar. Yeterince yok edemedikleri değerleri hukuku,devlet gücünü, silahı kullanarak yok etmek istiyorlar.Anayasa taslağındaki, Anayasa mahkemesi ve HSYK ile ilgili düzenlemelere karşı çıkmaları bundan.Dini hayatın önünü tıkayacaklar, dindarların, muhafazakarların bürokraside yükselmelerine mani olacaklar.Hükümetlerin milli muhtevalı tasarruflarına karşı çıkacaklar.Türksüz,İslamsız dolayısıyla ortak değeri kalmamış bir Türkiye inşa edecekler.
Bu günahın parçası olmak isteyenlere bir şey diyemem.
Herkes tercihinde hürdür. İsteyen CHP nin arkasına geçip, başörtüsünü, kuran kursunu yasaklayanlara alkış tutar,milli değerlere ateş etmeye devam eder, isteyen ben bu vebalin bir parçası olamam diyerek bütün yasakları, engelleri, barikatları milli değerlerimiz için koymuş olan, bu darbe Anayasa’sının değişmesi için çalışır. Bu bir partiye mensubiyetten daha farklı ve daha önemli bir şeydir.