Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Yaman Çelişki Adamı Baykal

Yaman Çelişki Adamı Baykal

Çelişki siyasetinde kimse Baykal’ın eline su dökemez. Ağzından çıkanı kulağı duymayan insanların piri sayılan Baykal, hakikaten çok cesur biri.
Adam o kadar cesur ki, kimin ne anlayacağı veya ne anladığı, onun için hiç önemli değil. Hele kendisiyle çelişkiye düşmüş düşmemiş, hiç umurunda değil.
Çünkü söylediğine inanmayan insanlar, çok cesur ve kabadayıdırlar. Elleri taşın altında değildir, hiç kimseye karşı bir sorumlulukları yoktur. Sözlerinde ve amellerinde süreklilik yoktur. Gün neyi nasıl getirmişse, o günü kurtarmak için konuşur ve yaşarlar.
Dünkü yazımda Baykal’ın “Kur’an Yılı” münasebetiyle programa katıldığını ve “Belki alkışlayan olmazsa” diye veya herhangi bir tepki alacağı korkusuyla salona bindirilmiş kıta ile geldiğini yazmıştım.
Oysa biraz olsun, emeğinden beslendikleri toplumu tanıyabilselerdi, böyle bir şeye tenezzül etmezlerdi. İnsan tanımadığının düşmanıdır. Baykal, toplumu tanımadığı için bir türlü anlamamış ve anlamaya da çalışmamış bir partici olmaktan öte gidememiştir.
Şimdi Baykal’ın o gece söylediklerine vatandaş nasıl cevap vermiş bakalım.
Baykal: Hz. Muhammed bilimi teşvik etmekle kalmamış, ilk okuma yazma seferberliğini de başlatmıştır.
Vatandaş: Onun için mi bilimle din ayrıdır diye inatla direniyorsunuz. Onun için mi meslek liselerinin önünü kesmek için Anayasa Mahkemesi’nin kapısında yatıp kalktınız.
Baykal: Kur’an-ı Kerim, insanı özgürleştirirken toplumsal hayatta da adaletin belirleyici olmasını sağlamıştır. Kur’an-ı Kerim bir kavme veya soya değil, tüm insanlığa inmiştir.
Vatandaş: Onun için mi Kur’an kurslarına savaş açtınız, onun için mi Kur’an-ı Kerimleri yakıp yıktınız, okuyanı hapislerde çürüttünüz, hafızlık müessesesini bitirdiniz ve daha neler.
Baykal: Her insan aklı ve kendi hür iradesi ile inanır. Hiç kimse bir başkasının günahını çekmez.
Vatandaş: Onun için mi inanan insanların hür iradesine ambargo koyan darbecileri, muhtıracıları, Ergenekoncuları destekliyor ve Anayasa görüşmelerini tıkıyorsunuz.
Baykal: Cennette hiçbir cemaatin toplu rezervasyon yapma imkânı yoktur. İyi insansan kimsenin sana aracılık yapmasına ihtiyaç yoktur.
Vatandaş: İslâm’ı bilen ve iman eden hiçbir Müslüman, Cennete toplu rezervasyon yapıldığını söyleyemez. Haddini bilen her Müslüman, hangi şartlarda Cennete gidileceğini bilir ve sizler gibi “Hacca gideceğim” diye gelen yaşlı bir insana karşı, Peygamberimizle ve hac ibadetiyle alay etmez. Aracı meselesine gelince, her yolda bir kılavuza ihtiyaç vardır.
Baykal: Kur’an’ın ve İslâmiyet’in siyasetle ilişkisi konusunda yanlışlıklara karşı hepimizin duyarlı olmasına ihtiyaç vardır.
Vatandaş: Kur’an ve İslâmiyet, nefes alıp veren her insanın bütün hayatında vardır. Bu anlayış diğer inançlar için de geçerlidir. Dünyada öyle bir inanç yoktur ki, insanlar hem inansınlar hem de inançlarından uzak kalsınlar. Ancak İslâm düşmanları veya diğer inançları inkâr edenler böyle düşünebilirler. Kim hangi inancı benimsiyorsa onu yaşamak ister.
Baykal: Şûra, adalet ve işlerin ehillerine verilmesi temel değerlerdir. Ama bunlar hiçbiri siyasetin tekelinde olmayan ve her zaman gözetilmesi gereken unsurlardır. İstişare şarttır. İster mecliste, ister kendi partinde yaparsın. İşi ehline vereceksin.
Vatandaş: Bir kere “şûra, adalet ve işlerin ehline verilmesi,” doğru siyaset yapmak için şarttır. İstişarenin şart olduğuna inanan bir siyasetçi, TBMM’deki görüşmeleri tıkamaz. Milletimiz emaneti ehline bırakmayı her zaman bilmiştir. Demek ki sizler ehil değilsiniz ki, ülkeyi size emanet etmiyorlar. Kıyamete kadar da etmeyeceklerdir. Baskı, şiddet, darbe ve diğer akla hayale gelmedik cinnetlerle milleti stadyumlara tıkarak iktidarı ele geçirmezseniz tabii.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi