AK Parti’yi bekleyen en büyük tehlike yolsuzluklarla mücadelede zaaf gösterilmesidir.Güç, bazen onu elinde bulunduranları baştan çıkartır, kendine ram eder. Varlığa dayanmak, yokluğa dayanmaktan daha zordur.Olmayana sabretmek, olana sabretmekten daha çetin bir iştir.
Bugün AKP devlet imkanlarını elinde bulunduruyor. Bir çok belediye iktidar partisinin elinde.Bu belediyelerde hakka hukuka riayet edilmesi,millet malının israf edilmemesi,AK partinin kar hanesine yazılacak, iktidarını daha da güçlendirecektir.
Belediye imkanlarının çar çur edilmesi, ona buna peşkeş çekilmesi ise merkezdeki politikalar ne olursa olsun AK partiyi zayıflatacaktır.
Adana belediye başkanı Aytaç Durak ile ilgili iddialar gündeme geldiğinde Bahçeli’nin tavrını doğru bularak burada övmüştük. Yolsuzluklar karşısında en küçük zaaf, en küçük tereddüt hırsızları cesaretlendirmeye yarar.Partiler, iktidarlar asla hırsızlık yapanların, millet malına tamah edenlerin sığınağı olmamalıdır.
Mahalli seçimler yapılırken AK partinin bazı yerlerde yanlış aday tercihi yaptığını yazmıştım. Bu isimlerin bazılarını ulaşabildiğim kişilere de söylemiştim. Bunlardan biri Elazığ Belediyesi idi. Daha önce yine AK partinin yanlış aday göstermesi yüzünden DYP den seçilen mevcut başkan, bu defa AK partiden aday olmuştu. Başkanlık yaptığı 4 yıl içinde Elazığ belediyesini iflasın eşiğine getirmiş,yolsuzluklar ayyuka çıkmış, belediye, belediye olmaktan çıkmıştı.
İl teşkilatının, bazı milletvekillerinin itirazına rağmen mevcut başkan AK partiden aday edildi.Seçim kazanılınca bazıları bunu belediye başkanının halk nezdinde ibra edilmesi olarak düşündü. Oysa durum tam tersiydi. Oylar başkana değil AK partiye verildi. Mevcut aday yıprandığı içinde en az AK partinin 10 bin oyu MHP adayına gitti.
Şimdi Elazığ ve Elazığ belediyesi yolsuzluk iddialarıyla çalkalanıyor.
Anayasa değişikliği süreci bittikten sonra Elazığ belediyesinin uygulamaları üzerinden AK partiye salvo ateşi başlatılacağına şüphe yok. İç işleri bakanlığının gönderdiği Müfettişler araştırmalarını sürdürüyorlar. Belediye hakkında yapılan suç duyurularının bazıları şu an Cumhuriyet savcılığında mahkemeye taşınacağı günleri bekliyor.Yani Elazığ belediyesi Elazığ’da AK partinin itibarına,prestijine,misyonuna ters bir işlev görmeye devam ediyor.
Bakanlık müfettişlerinin incelemelerinden ne sonuç çıkacak bilemeyiz.
Ancak şehirde yaşayan biri olarak belediyenin mevcut başkan tarafından bitirildiğini, boğazına kadar yanlış ve usulsüz işlere bulaştığını söyleyebilirim.Kurulan ekip, hizmet amacından çok ganimet bölüşmek için bir araya gelmiş bir ekip.Büyük bütçelere hükmeden tüm belediyeler hakkında benzer söylentilerin olduğu dolayısıyla her söylentiden insanları mağdur etmenin yanlış olduğu iddia edilebilir.Bu doğru. Ama ortada söylentinin ötesinde şeyler varsa oturup düşünmek lazım.Yolsuzluk ve yoksullukla mücadele etmek için yola çıkmış bir parti en küçük şayibeye müsamaha göstermemelidir.
Bu belediye başkanı Elazığ’a da, AK partiye de yakışmıyor.
Şikayet eden, iddiaları gündeme taşıyanların AK parti meclis üyeleri olması da bu gerçeğin ifadesidir.
Kendi partisinin suçladığı bir belediye başkanını daha hala yerinde tutmak, ileride daha büyük isnat ve iddiaları davet etmektir.Kimse partim iktidarda, kimse benden hesap soramaz, istediğimi yaparım dememeli, diyememelidir.