Alkole karşı çığlık
Uyuşturucu ve alkollü içkilere karşı ne kadar mücadele edilse azdır, ama başta Türkiye’yi idare edenler olmak üzere bu konuda gayret göstermesi gereken sivil toplum kuruluşları da maalesef ‘sarhoş’ olmuş durumda. Hemen her gün alkolün dehşetini gözler önüne seren hadiseler yaşanıyor, ama bu gelişmeler bile bizi uyandırmaya yetmiyor.
Bakınız, yakın zaman önce İzmir’de tüyler ürpeten bir ‘seri cinayet’ işlendi. Katil zanlısı kısa sürede yakalandı ve o cinayetin altından da aslında alkol alışkanlığı çıktı. Cinayetten kısa sonra yakalanan katil zanlısı, “İçki içtiğimde farklı bir kişiliğe bürünüyorum” demiş. (Hürriyet, 30 Nisan 2010)
Unutmamak lâzım ki, içtiğinde farklı kişiliğe bürünen sadece ‘katil zanlısı’ değil, hemen herkes aklı iptal edip insanı ‘deli’ haline getiren alkollü içkileri içtiğinde farklı bir kişiliğe bürünür. Yine unutmamak lâzım ki bürünülen bu farklı kişilik hiç de iyi bir kişilik değildir!
Bizden çok önce bu yollardan geçen ‘gelişmiş ülkeler’ alkolün nesilleri mahvettiğini anladı ve şimdi çare arıyorlar. Türkiye’yi idare edenlere her fırsatta bu gerçekleri hatırlatmak isteyişimizin sebebi de budur. Yarın bir gün bu ‘belâ’dan kurtulmak için çalışılacağına göre, şu anda bu ‘belâ’dan uzak durulsa ne kaybedilir?
Avrupa’nın alkol belâsından uzak durmaya çalıştığını gösteren yeni bir gelişme yaşandı. AB dönem başkanlığını yürüten İspanya’nın organize ettiği Avrupa Birliği Uyuşturucu ile Mücadele Ulusal Koordinasyon toplantısına katılan yetkililer, gençlerde alkol kullanımının endişe verici boyutta olduğuna dikkati çekmiş.
Araştırmalara göre AB ülkelerinde lise çağlarındaki gençlerde (14-18 yaşları arasında) yapılan ve son 1 yılı kapsayan bir araştırma sonucunda, gençlerin yüzde 72,9’unun alkol, yüzde 47,6’sının alkol ve sigara, yüzde 3,9’unun alkol, sigara ve esrar, yüzde 2,5’inin de alkol ve sigaranın yanında kokain, ekstazi gibi diğer uyuşturucuları da kullandığı açıklanmış.
İspanya, Almanya, Belçika, Kıbrıs Rum Kesimi, Estonya, Fransa, Yunanistan, İrlanda ve Portekiz’in üyesi olduğu AB Uyuşturucu ile Mücadele Ulusal Koordinasyon grubunun, 18 yaşın altındakilerde alkol kullanımını önceden önleyebilmek için eylem planı hazırlanmasını karara bağladığı ifade edilmiş. (Yeni Asya, 30 Nisan 2010)
Bu ‘haber’den öğrendiğimize göre Avrupa ülkeleri “AB Uyuşturucu ile Mücadele Ulusal Koordinasyon Grubu” kurmuşlar. Türkiye’de de benzer bir kuruluş var mı? Ve daha da önemlisi grup, “18 yaşın altındakilerde alkol kullanımını önceden önleyebilmek için” çalışma yapacakmış. İşte asıl mesele bu: Alkol kullanımını ‘önceden’ önleyebilmek! Bunu yapmak da ancak kalpleri ve gönülleri ıslâh ve ikna ederek mümkündür.
Alkollü içkiler hususunu kimilerine göre ‘gereğinden fazla’ gündemde tutuyor olabiliriz. Ama bizce daha fazla gündemde tutulmalı ve en kısa zamanda alkole karşı bir kampanya açılmalıdır. Hiç değilse alkollü içkilerin reklamlarının gazetelerde yer alması önlenmeli ve engellenmelidir. Ankara’dan arayayan bir okuyucu/ ağabeyimiz bunu hatırlattı ve kampanya açmamızı talep etti. Kendisine katıldığımızı beyan ediyor ve kendi dünyamda ‘kampanya’ açtığımı ilân ediyorum. Her fırsatta ‘alkollü içkiler’in zararları ve sebep olduğu ‘kötülük’leri gündeme getirmeye çalışacağız. Alkollü içkiler bizi, ailemizi ve cemiyeti yutmadan uyanalım artık!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.