Goldstone Raporu ve Türkiye’nin onurlu yürüyüşü
Siyonist bir Yahudi olan 1938 doğumlu, Güney Afrikalı Richard J. Goldstone tecrübeli bir yargıç. Daha önce eski Yugoslavya ve Rwanda davalarında başsavcı olarak da görev yapan Goldstone’ı gündemimize almamızın sebebi, İsrail’in Aralık 2008’deki Gazze’ye yönelik haksız ve hukuksuz saldırıları sonucu, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi adına Gazze’deki olayları ve savaş suçlarını inceleyen raporu hazırlaması oldu.
İlk defa İsrail’i suçlu gösteren bir rapor olması dolayısıyla özellikle İsrail tarafını tedirgin eden rapor hakkında Netanyahu’nun yorumu şöyle idi: “Karşımızda üç büyük tehdit var. Bunlar, İran, füze saldırıları ve Goldstone Raporudur.”
5 Kasım 2009 tarihinde BM Genel Kurulu’ndan geçen rapor, büyük oranda İsrail’in savaş suçu ve insanlığa karşı suç işlediği yönünde tespitlerde bulunuyor ve uluslararası suç işleyen faillerin Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanmasını öngörüyor. Genel Kurul’da failler hakkında kapsamlı bir soruşturma yapılması öngörülmüş ve üç aylık bir süre verilmiş olmasına rağmen, İsrail, operasyonun haklılığını iddia ederek, herhangi bir teşebbüste bulunmadı.
Bununla birlikte İsrail Lobisi ve İsrail yanlısı medya, Batıda pek çok zeminde tartışılan raporu taraflı ve daha da tartışmalı hale getirmek için hâlâ ciddi gayret sarf ediyor. Yine raporu da temel alarak (raporun en zayıf tarafı burası çünkü), aynı çevreler, İsrail’in maruz kaldığı saldırılara karşı meşru müdafaada bulunduğu iddiasından hareketle ve katledilen % 35’i çocuk ve çoğu sivil 1400 insanı görmezden gelerek İsrail’in Gazze’ye yönelik operasyonlarını meşrulaştırmaya çalışıyorlar. Bu konudaki İsrail tarafının iddialarını www.thegoldstonereport.com ve www.goldstonereport.org gibi sitelerden okumak mümkün.
İnsaflı bir Yahudi olduğu için ABD’de pek çok haksızlığa maruz kalan ve “Soykırım Endüstrisi” isimli eseriyle uluslararası kamuoyunda tanınan Prof. Norman Finkelstein, İsrail’in Goldstone Raporu’ndan niçin korktuğunu şöyle açıklıyor: “İsrail’in Gazze’de savaş suçu işlediğini ortaya koyan Güney Afrikalı yargıç Richard Goldstone bir Yahudidir ve kendisini ‘İsrail’in menfaatlerini koruyan bir Siyonist’ olarak tanımlamaktadır. İsrail’in Goldstone’a kızması bu yüzden. Çünkü Golstone’a Yahudi karşıtı diyemiyorlar. Kendisini Siyonist olarak nitelendiren birisi bile İsrail’in suç işlediğini ortaya koyuyor.”
Prof. Richard Falk ise bu raporun Filistinlilerin silahsız ama en önemli savaş olan ‘meşruiyet savaşı’nda elini güçlendireceği kanaatinde.
Üzerinden neredeyse altı ay geçtikten sonra raporu bugün burada tartışmamıza sebep olan ise, Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı (TGTV) çatısı altında kurulan Filistin Platformu’nun raporu Türkçe’ye kazandırarak Cuma günü konuyla ilgili bir tanıtım toplantısı ve panel düzenlemesi oldu. İstanbul Ticaret Üniversitesi’ndeki toplantıda tanıtılan raporun Türkçesi ve raporun uluslararası hukuktaki etkisini ve yansımasını tahlil eden Goldstone Raporu ve Uluslararası Hukuk isimli kitap Filistin Sorunu’nun çözümü için kilit ve hayati bir rolü olan Türkiye için önemli bir kazanç. Bu önemli çalışmayı gerçekleştirdiği için Erol Yarar başkanlığındaki Filistin Platformu’nu ve Avukat Bilal Koldaş’ın başkanlığındaki Hukuk Komisyonu’nu tebrik etmek gerek. (Bilal Koldaş, konuyla ilgili 22 Mayıs’ta Kuala Lumpur’da düzenlenecek olan İslâm Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği (İDSB) 9. Konsey Toplantısı’nda da bir sunum yapacak.)
Bu arada, Gazze’ye yönelik ambargoyu delmek için İnsani Yardım Vakfı (İHH) öncülüğünde hazırlanan uluslararası gemi konvoyu Mayıs ayının üçüncü haftası yola çıkacak. İsrail, bu konvoyu da vurmakla tehdit ediyor ve İHH’nın Batı Yaka’daki temsilcisi, İzzet Şahin’i tutuklayıp, karanlık bir hücrede tutarak özellikle Türkiye’ye gözdağı vermek istiyor...
Türkiye’nin şuurlu, vicdan ehli insanları ve yöneticileri ise ‘medeni’ dünyanın sınıfta kaldığı bir meselede, hamdolsun, onurlu ve tarihi bir yürüyüş gerçekleştiriyor.
Mübarek olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.