M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

İçte ve dışta büyük dönüşüm

İçte ve dışta büyük dönüşüm

Son dönemde Dışişleri Bakanlığı’nın aktif faaliyetlerini ve Hükümetin cesur kararlarını gündeme getirdiğimiz için bizi tenkit edenler oldu.
Özellikle, Rusya, Yunanistan ve İran’la olan ilişkilerde yaşanan tarihi gelişmeler ve imzalanan hayati anlaşmalar, Türkiye diplomasisinde devrim niteliğinde bir dönüşüm olmuştur.
Bu, sadece benim değil, insaf ve izan sahibi herkesin ortak tespitidir.
Bu satırların yazarı, siyasi anlamda kimsenin sözcüsü değildir.
Yapılan hayırlı hizmetleri kim yaparsa yapsın hepsine destek vermiş, haklı olanların hakkını hep dile getirmeye çalışmıştır.
Yapılan hata ve yanlışlıkları ifade etmekten de çekinmemiştir.
***
12.05.2010 tarihli “Baykal’ı bırak, Rusya’ya bak!” yazımızda dikkat çektiğimiz konular oldu.
Bu öngörülerimizin şu geçen kısa süre içinde ne kadar isabetli olduğu ortaya çıktı.
Görünen köy kılavuz istemez.
İç siyasette ve dış politikada Türkiye tarihi bir dönüşüm geçiriyor.
Bu dönüşümü sadece iktidar kanadıyla değerlendirmek yanlış olur.
Ana muhalefetteki dönüşümü de hep birlikte izliyoruz.
“Baykal’ı bırak” derken kastımız da buydu.
Artık Baykal, bir daha siyaset sahnesinde aktif rol almamak üzere günahıyla sevabıyla tarihteki yerini almıştır.
Genel Merkez’in olumsuz tavrına rağmen İl Başkanlarının desteğini alan Kemal Kılıçdaroğlu, öyle anlaşılıyor ki artık CHP’nin yeni lideri olacak.
Baykal’la aralarında mukayese edilemeyecek farklılıklar bulunan Kılıçdaroğlu’nun “rejimin resmi partisi”ni ne ölçüde değiştireceğini zaman gösterecek.
Ama değişim kaçınılmaz.
Ya Kılıçdaroğlu değişecek.
Ya rejimin resmi partisi...
***
Küresel güçlerin bugüne kadar parmaklarında oynattığı ülkeleri sömürme dönemi de yavaş yavaş sona eriyor...
Türkiye bu konuda, sömürülen diğer ülkelere örnek tavırlar sergiliyor.
Son olarak İran’la yapılan “uranyum” anlaşması bunun en çarpıcı örneğidir.
Olmaz denileni olur yapması, şimdiden küresel güçleri endişelendirmiş bulunuyor.
Bu güçlere kafa tutan ve sömürülmeye baş kaldıran bu cesur adımlar, aslında bir risk.
Ama bu riski satın almadan da “büyük ülke” olmak mümkün değil.
Tarih boyunca “lider ülke” olmuş Türkiye, uzun bir süreden sonra uykusundan artık uyanmaya başladığını aktif politikalarıyla dünyaya kanıtlamış durumda.
Batının gözünde Türkiye, tarihi misyonunu hatırlayan ve Ortadoğu, Balkanlar ve Orta Asya’yı kapsayan bir alanı etkisi altına alan bir dev konumunda.
Zaten o alandaki ülkeler için Türkiye’nin bu misyonu hiç de yabancı değil.
Onlar yıllardır bu ilgi ve desteği zaten bekliyorlar.
Merhum Özal’la yeniden başlayan bu resmi diplomasinin bugün daha ileri boyutlara taşınması, Türkiye’yi küresel bazda daha güçlü bir konuma getireceği kesindir.
***
Kişi, sevdiklerine karşı kör ve sağır olurmuş
Her şeye ideolojik gözle bakanlar da, tek taraflı bu sevginin tutsağı oluyorlar.
Ne yazık ki, yapılanları görmüyor, konuşulanları duymuyorlar.
Olup bitenleri zihnen okuyamayanlara ve kalben anlamayanlara ise, hidayet dilemekten başka yapacağımız bir şey yok!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Emin Parlaktürk Arşivi