2016 olmadıysa 2015 bizden olsun
2016 Avrupa Futbol Şampiyonası Fransa’ya verildi.
Türkiye, bir kez daha şartlanmış Avrupalı’nın korkusuna kurban edildi.
Ne ulaşım, ne konaklama, ne alt yapı, ne terör...
Hiç biri, Avrupalı için mazeret değil!
Türkiye’den daha güvensiz ve yetersiz nice ülkelere bu tür organizasyonlar verildi.
Avrupalı’yı korkutan tek şey; uyanan bir Türkiye ve Türkiye’deki İslamî potansiyel!...
Bu yüzden, objektif kriterlere göre açık ara Türkiye lehine beklenen bir oylama, yediye altı gibi kritik bir oy farkıyla ne yazık ki aleyhimize sonuçlandı.
***
Aradaki tek oy farkı, bu oylamada ne gibi dümenler çevrildiğinin açık bir işaretidir.
UEFA Başkanı Michel Platini'nin Hıristiyan bir Fransız olduğunu unutmayalım.
Avrupalıların ortak çıkarlarda nasıl birleştiklerini geçmişte çok gördük.
Platini’nin göz göre göre Fransa Cumhurbaşkanı’nı oy kullanacak üyelere tek tek takdim ederek tanıştırdığını bütün dünya şaşkınlıkla izledi.
Aynı salona giren Türkiye Cumhurbaşkanı’na ilgisiz kalması, UEFA Başkanı’nın perde arkasında neler yaptığına dair ip uçlarını veriyordu.
Bu olumsuz şartlara ve şartlanmış üyelere rağmen oylamanın tek bir oy farkıyla kaybedilmesi, bence Türkiye’nin bir başarısıdır.
Şenes Erzik’in de dediği gibi, UEFA Başkanı Platini bundan utanç duymalıdır.
Başkanlık makamını kullanarak yaptığı lobi çalışmasının ancak bir oyla kazanmaya yetebildiğini itiraf edercesine “baskı yapsaydım sonuç 13-0 olurdu” diyebiliyor utanmadan!..
***
Fransız Platini faktörü yanında oy hakkı olan UEFA üyesi diğer ülkelere dikkatinizi çekmek istiyorum: İngiltere, Kıbrıs Rum Kesimi, Malta, Danimarka, İsrail, Slovakya, Ukrayna, Litvanya, Almanya, İspanya, Hollanda, Romanya ve Portekiz.
Almanya’nın bile Fransa’ya oy verdiğini düşünürseniz, Türkiye’nin bu ülkeler içinden 6 oy alması küçümsenmeyecek bir başarıdır.
“Galip sayılır bu yolda mağlup” diyerek Türkiye, b u alanda çalışmalarını daha bir inanç ve kararlılıkla sürdürmelidir.
AB üyeliği için Avrupalıların Türkiye’ye nasıl zorluklar çıkarttıklarını, yoluna nasıl taş koyduklarını görüyor ve izliyoruz.
Türkiye bu engellemeler karşısında nasıl “Ankara kriterleri”ni devreye sokuyorsa, 2016 Avrupa Şampiyonası engeli karşısında da aynı kriterleri uygulamaya koymalıdır.
Nasıl mı?
2015 yılında Türkiye’de Avrupa Futbol Turnuvası düzenleyerek...
2016 Avrupa Şapmiyonasında olmayacak ülkelerinin katılacağı bir turnuva.
Böylece Türkiye, bu tür bir organizasyonu başarabileceğini bütün dünyaya göstermiş olacak!
***
“Neden sadece Avrupa ülkelerini çağıralımki” diyorsanız eğer, dünyaya da açılabilirsiniz.
Bir “mini dünya kupası” organizasyonu neden olmasın?
İsterseniz, sadece “Türk dünyası” takımlarının katılacağı bir turnuva da olabilir.
Hatta, Balkanlar, Kafkaslar ve Ortadoğu ülkelerinin katılacağı “bölgesel” bir turnuva düzenlemek de mümkün...
Alternatif çok.
Futbol Federasyonu bunun üzerinde kafa yormalı ve bu işin peşini bırakmamalıdır.
Türkiye’nin diğer spor branşlarında, kültürel faaliyetlerde ve siyasi toplantılarda yaptığı uluslararası organizasyonlarda ne kadar başarılı olduğunu, böyle bir organizasyonla bir kez daha gösterebilir...
Böylece, 2016 için kolları sıvayan ve hazırlık yapan şehirlerin hayal kırıklığı tamir edilmiş ve kalkınma hamleleri akamete uğratılmamış olur.
Türkiye bunu başaracak güç ve yetenektedir..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.