Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

İşte özlediğimiz, böyle bir Türkiye bütünlüğüdür

İşte özlediğimiz, böyle bir Türkiye bütünlüğüdür

Devlet ve millet gücünün birleşmesi böyle bir şeydir işte. Başımız dikleşti, göğsümüz kabardı. Devletimizin ve milletimizin beraberliği, bütün dünyaya haklılığımızı nasıl da anlattı. İsrail’in bir terör devleti olduğunu yine bütün dünyaya ispat etti.
Siyasetiyle, medyasıyla, iş dünyasıyla, askeriyle, sivil toplum örgütleriyle, koca bir dünyaya, Türkiye’nin böylesine büyük bir ülke olduğunu ve kenetlendiğini gösterdi. Tabii bu işin faturası ağır oldu, gönül isterdi ki, hiçbir insanın zerresine zarar gelmeden, dünyadaki tüm iyi insanların isteği olan “mazlumun yanında olmak, zalimin karşısında durmak” arzusu gerçekleşsin ve dünyaya barış, sevgi, kardeşlik hâkim olsun.
Lakin terörün ne dini, ne diyaneti, ne insafı, ne vicdanı, ne ırkı, ne ülkesi, ne devleti, ne toprağı, ne dağı, ne ovası, olmadığı ve hareket eden canlı ya da cansız bütün varlıkları, yok edilmesi gereken unsurlar olarak gördükleri için, temiz ruhları necis ruhlarıyla kirlettiler.
Gazze kervanı Allah için yollardaydı. Bunun başka bir tarifi yoktur. Olamaz da. Başka tarif bulanlar sadece terörist İsraillilerdendir ve onlar gibi düşünenlerdir. Ortada yarım asırdır, kendi topraklarında zulüm gören; aç, susuz, işsiz, kimsesiz, ağlamayı gülmek zanneden, tebessüm etmeyi bile unutmuş, masum ve savunmasız bir halk var.
Bu halka yardımdan başka hangi amaçla ve niye gidilir? Hangi ülkenin ve hangi toplumun Filistinlilerden bir menfaati olabilir? Ekmekleri yok, aşları yok, suları yok, yeraltı ve yer üstü madenleri yok, bir tek ekebilirlerse el kadar toprakları var, ona da bir şeyler ekmeye İsrail müsaade etmiyor. Bütün bu yokluk cehennemine bir insan niye gider Allah aşkına?
İşte bu gerçeğe karşı duyarlı olmayı, duyarlı bir şekilde dile getiren milletimiz ve devletimiz, bütün dünyadan takdir topladı. Elbet bu büyük gücün karşısında cılız sesler de çıkacaktı. İsrail’den yana tavır koyan ve terör seven çok küçük bir iki azınlık dışında, topyekün meseleye sahip çıkılması, İsrail’i dize getirdiği gibi, dünya geneline de bir terör ülkesi olduğunu gösterdi.
Şefkatli milletiz biz, merhametli toplumuz, vicdanlı halkız. Tarihimiz boyunca aç ve açıkta kalan bütün bir insanlığa hizmette kusur etmemişiz, etmeyiz. Varımızı yoğumuzu yedirir, giydirir, yüz güldürür, yürek sevindiririz. Yeri ve zamanı geldiğinde inandığımız değerlerimizin üzerine hiçbir maddi değer çıkmaz. Hepsini elimizin tersiyle sileriz. Gazze kervanına yapılan saldırılar karşısındaki kilitlenmemiz de işte bunun bir örneğidir.
İnsani yardım amacıyla dünyalık tüm maddi değerlerini göz ardı ederek yola çıkan, şehit olan, yaralanan ve büyük işkencelerden sonra sağ salim yurdumuza ve yurtlarına dönen bütün bir kafileye; ne “Hoş geldiniz” demek geliyor insanın içinden, ne “Geçmiş olsun” demek, ne de “Başınız sağ olsun” veya “Allah rahmet eylesin.”
Kendi adıma bunların üçünü de söyleme cesareti bulamıyorum. “Hoş geldiniz” diyeceğim, sevineceğim, coşacağım ama yaralananlara ve şehit olanlara karşı, haksızlık etmiş olurum gibi bir duyguya kapılıyorum. “Geçmiş olsun” diyeceğim, henüz dramın esas kısmı devam ediyor, bu noktada ikilemde kalıyorum. Şehit olanlar için “Allah rahmet eylesin” diyeceğim, onlar zaten Allah’ın rahmetine gark oldular, sanki geride kalanların acılarını mı tazelerim acaba diye endişem yüzünden, ne diyeceğimi ve nasıl davranacağımı bilemiyorum.
İnsanlık tarihinde ve İslam tarihinde mazlumların imdadına yetişilmesi bakımından bu örnek bir ilktir. Hem öyle bir ilktir ki, yine her iki tarih içerisinde de Müslümanıyla, Hıristiyanıyla, Musevisiyle, ateistiyle, yani her dilden, her inançtan, her ırktan insanların bir gemiye doluşarak, gönül rızasıyla ölüme yürümesi, görülmüş ve bilinmiş şey değildir.
Kim ve kimler, bu gönüllü ve vicdanlı hareketin arkasında fitne arar, fesat çıkarırsa, bilinmelidir ki o kişi ya da kişiler; başta terörist İsrail olmak üzere, içimizdeki ve dışımızdaki malum terör örgütlerine yardım ve yataklık edenlerdir. Bu millet onları da bilir ve bilecektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi